Bir başkaydı bayramlar, çocukken ...
Eski tadı da kalmadı bayramların ...
Sabahı yarım yamalak uykusuyla ,
heyecan ve sevinçle,
baş ucundaki bayramlıklarıyla bekleyen çocuklardık biz...
Ayakkabılar hemen yastığımızın başında dururdu,
elbiseler askıda... Kızların ellerine mis gibi kokan kınalar bir gün öncesinden özenle yakılır,
erkekler alaburus saç traşı olurdu,
mahallede ki ufak berber dükkanında...
Büyüklerimizin ellerinden tutup bayram namazına gider,
gözümüzün ucuyla yanı başımızdakini takip ederek namazımızı kılardık.
Ama aklımız hep farklı şeylerde olurdu.
Mantar tabancası,
çıtır pıtır, rengarenk balonlar,pamuk şekeri,
vazgeçilmezlerimizdi...
Kurbanlar kesilirken söylenenleri anlamasak ta,
birazdan kavrulacak kurban etini bir an önce yemek için sabırsızlıkla bekleyen çocuklardık.
Alnımıza sürülen kurbanın kanını kuruyana dek dokunmaz, yıkamazdık...
Büyüklerin ellerini öpmek için kırk naza çekerdik,
ki harçlıkları fazla koparmaktı, o yaştaki nazımız...
Mahallenin çocuklarıyla kavgalı da olsak, bayramlarda el ele, hep birlikte dolaşılırdı bütün evler.
Ellerimizde ki minik poşetler ve çantadan bozma keselere avuç avuç şekerler,
lokumlar,balonlar özenle konulur, ceplerimize harçlıklar bırakılır,
ufaktan başımız okşanarak bir diğer evin kapısına doğru koşarak giderdik ...
Bayramlar bizlerde sadece,
yeni kıyafetler,
bol bol şeker ve renkli gül kokulu lokumlar, toplanılan bayram harçlıklarını çocuk aklıyla sayarken,
kimin parası daha fazla acaba, diye heyecandan ibaretti...
Mezarlık ziyaretleri her ne kadar tuhaf gelse de o yaşımızda,
bildiğimiz duâlarla minik ellerimizi açar, ölü kavramının ne demek olduğunu bilmesekte, sıkılmadan sonuna kadar beklerdik büyüklerimizi...
Akraba ziyaretleri sıkardı, kendi yaşıtımız çocukları yoksa eğer,
huysuzluk eder, bir an önce kalkıp gidelim isterdik, bir başka yere...
Bir başkaydı bayramlar, çocukken ...
HAYIRLI BAYRAMLAR...
YORUMLAR
Çok güzel tarif etmişsiniz, aslında hepimizin çocukluğundan kareler olan bir makale olmuş. Peki ne oldu bu bayramlara, o heyecana. Aslında hepsi burada o heyecanların, kalp kıvrımlarımızda yasanmayı bekleyen ve çırpınan heveslerimiz burada.
...Yani her şey, bakmakla görmek arasında farkın hissettirdiği duyguda.
rafet42
lakin bizler değiştik ...
Akraba ziyaretleri bile askıya alındı, çevremizde görüyor, duyuyoruz.
Mezarlık ziyaretleri dahi eskiye nazaran azalmış durumda.
İnsanoğlunda eskisi kadar örf ve ananelere saygı sıfır noktasında diyebilirim ...
Teknoloji geliştikçe insanlıktan biraz biraz uzaklaşıyoruz.
Bunun yanında adını koyup, ardına sığındığımız ,ama ne hikmetse işimize gelince hiç dert etmediğimiz ''Geçim sıkıntısı'' bahanemizin de önemi çok ...
Etrafımızda eskisi gibi ne sokaklarda misket oynayan çocuklar var,
nede şeytan uçurtmayı bilen var. Her şey hazıra bindi, bilgisayarın esiri bir nesil bizlerle birlikte ...
Hal böyle olunca da ne bayramların, nede misafirliklerin tadı tuzu kaldı. Herkesin elinde bir son model telefon, sohbeti bile oradan yapar olduk ... Bizler çocuktuk, ve mutluyduk her şeye rağmen. Ya şimdi kaç çocuk hayatından memnun? Ve mutlu ? Sevgilerimle. Hayırlı Bayramlar
Öyleydi gerçekten.
Burada,
Azerbaycanın bu sakin köşesinde,
bayram sabahında erkenden kalkıp,
öyle boynu bükük televizyona bakmak,
bilgisayarın klavyesi ile oyalanmak çok acı.
Şimdi,
bir de siz bu yazıyı okuttunuz ya bize,
acımız, hüznümüz katmerlendi resmen.
Ne diyelim?
Kader, kısmet işte.
En azından, hatıralarımızda yaşamakta o güzel günler.
Şimdiki çocukların o şansı da yok.
Bayramınızı gönülden kutluyorum efendim.