- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYATININ ERKEĞİNİ ARIYORMUŞ
Taşı toprağı altın İstanbul’u, dünyada hatırı sayılır ve tarihiyle barışık, huzur içinde yaşanır bir kent haline getirebilmek için başta, rant odaklarına zemin hazırlayan dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı ile çetin mücadelelere girişen, İstanbulumuzun müzmin bekâr beyefendisi Çelik Gülersoy (1930-2003) parentez içindeki kısa çizgiyi (73 yıl) Çamlıca Tepesi, Kariye Camii, Sultanahmet’teki Soğukçeşme Sokağı gibi kentsel mekanları yeniden düzenleyerek ve Yıldız Parkı’ndaki Malta Köşkü, Çubuklu’daki Hıdiv Kasrı, Sultanahmet’teki Yeşil Konak, Emirgan Korusu’ndaki Sarı ve Beyaz köşkler gibi tarihsel yapıları kendi deyimi ile “her biri beton üzerine dökülmüş reçel damlası” yapıları onartarak bunlara yeni işlevler kazandırılmasını sağlamak için yoğun ve yorucu bir şekilde yaşadı.
Hayatını, Atila İlhan’ın "Bir gelecek ki geçmişimizden, çağdaş ve Türk" sözündeki mesaja uygun olarak ülkesine adayan, bu toprakların hayırlı evlâdı, İstanbul’un yağmalanışına engel olamayışın hüznüyle Marmara Depremi’nde yıkılan binalarının enkazı üzerinde çaresiz ve perişan çömelip oturan insanların hallerine tanık olarak buruk bir şekilde tamamladı.
Kırsal kesimden büyük kentlere akın eden, vasıfsız ve işsiz milyonların aynı zamanda kentleri yağmalamak için yıkıcı bir potansiyel taşıdıklarını bunun önlenmesi gerektiğini sürekli olarak yazılı ve görsel medyada haykırdı durdu.
Kalander-meşrep bir yapıya sahip, aynı zamanda deneyimli ve birikimli bir yazar da olan Çelik Gülersoy bir röportaj esnasında niçin evlenmediğini soran spikere:
- Ben seçici bir insanım, sürekli olarak hayatımın kadınını aradım der.
Spiker:
- Çelik Bey bunca yıldır renkli ve hareketli bir hayat yaşadınız, hayatınızın kadınını bulamadınız mı der.
Çelik Gülersoy:
- Buldum bulmasına da bulduğum O mükemmel kadın da hayatının erkeğini arıyormuş der.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.