İkiz ruhlar 8 arkası yarın deneme öykü
İkiz ruhlar 8 arkası yarın deneme öykü
Atıf’ın eşyaları arasından bir kaç kitap, fotoğraf yanında bana aldığı bir türlü takamadığım nişan yüzüğü de çıktı.
Okullar açıldı, sınıfta etütte her zaman her yerde ister istemez Atıf’la ilgili anılar, konular konuşuluyor.
Bu yüzden kendimi derslere veremiyorum.
Allah için hocalar da anlayışlı davranıyorlar, müdür yardımcısı Mualla hanım benimle yakından ilgilenip nasihatler edip oldukça candan davranıyor.
Meğerse ben bu kadını layıkıyla tanıyamamışım.
İlgisi beni utandırıyor; iyiden, iyiye mahcup oluyorum.
Teyzem biraz hava değişikliği olur diyerek sömestrde çiftliğe gitmemizi önerdi.
Bakalım neler olacak, derslerin se şakaya gelecek yanı yok.
Birazcık derslerle kafamı yormanın bana iyi geleceğini biliyorum. İster istemez disiplinli bir çalışmanın içinde buluyorum kendimi...
Faydasını da gördüm artık daha kararlı, daha olgun davranıyordum. Günler böylece geçip gidiyor.
Teyzem en sonunda bizi ikna etmeyi başarmıştı, Bu yıl Kış çok ılıman geçiyordu. Zaten genelde Şubat ayı hep böyle oluyor.
Dersler çok yormuştu çiftliğe gitme fikrini en çok ben benimsemiştim.
Çiftlikteki arkadaşlarım atım Baymur’u ve Neslihan kalfayı da çok özlemiştim.
Tatilin ilk günü hazırlanıp yola koyulduk, her şey düşündüğüm gibi gelişti.
Neslihan kalfa kederimi bildiğinden beni neşelendirmek için fazlasıyla sıcak kanlı davranıyor, beslenmemle yakından ilgileniyor. Elinden geleni yapıyor.
Teyzem akşamları erkenden yatıyor, Hülya ise kendi havasında yeni biri var hayatında telefon elinden düşmüyor.Burada çiftlikte bile saatlerce konuşuyorlar.
Teyzem belki de bu yüzden kendini yalnız hissedip erkenden uyuyor kadıncağız.
Bu kızın böyle kör kütük aşık olacağına dünyada inanmazdım.
Bir yandan da seviniyorum hiç olmazsa benimle uğraşmıyor.
Biz de Neslihan kalfayla akşamları şöminenin karşısında laflıyoruz, kocası Dursun amca sabahları bize taze süt yumurta taşıyıp duruyor.
Doğal beslendiğimiz için her birimizin yüzüne bayağı renk geldi.Çiftlik havasının en çok da bana yaradığını söylüyorlar.
Artık eskisi kadar ağlamıyorum, garip bir durgunluk çöktü üzerime.
Kahvaltıdan sonra Baymur’la biraz geziyorum, hep tenha yerlere gidiyor attan iniyor kuş seslerini dinliyor, uçuşan kelebeklere Karıncalara dakikalarca bakıyorum.
Köpeğim Alpina da dizimin dibine kıvrılıp uyukluyor hep.
Dağ yemişlerinin olduğu ağaçların altında güneşin tadını çıkarmanın keyfi bir başka, her yer misler gibi kokuyor. Burada hayat kıpır, kıpır ölüm olsa da, doğumlar daha fazla; böcekler arasında süregelen hummalı bir çalışma var.
Onlara dakikalarca bakıp hayaller kuruyor, anıların kıskacında uzun saatler orada kalınca evdekiler merak edip adam gönderiyorlar.
Çam ağaçlarının kokusunu içime çekip kozalak topluyorum. Rüzgar denizden iyot ve yosun kokusu getiriyor. Buraya her gelişimde denizin çevresinden ayrılamayan ben bu sefer uzaktan bakmaya bile tahammül edemiyorum.
Oraya gidersem acı anılarımdan kurtulamayacağımı çok iyi biliyorum.Bu yüzden uzak duruyorum denizden.
Sanki okuyabilirmişim gibi yanımda bir kaç kitap getirmiştim, Da hiç birini açıp da bir satır okuyamadım.
Eskiden olsa çiftlikte en çok kitap okuyarak vakit geçirirdim.
Nihayet dönüş hazırlığı başladı, bir faaliyet bir faaliyet ki sormayın gitsin.
Mevsimin turfandası taze meyveler kurutulmuş meyveler turşular, cevizli ve etli sucuklar, kurutulmuş etler daha bir çok şey süzme yoğurt erişte, Pastırma ooo bu ganimet bize kaç kış yeter de artar.
Burada yediğim bol naneli yoğurt çorbasının tadını şehirdeki çorbanın hiç birinde bulamıyorum.
Dursun amcaya rica edip Neslihan kalfa da bizimle gelsin diye izin koparıyorum.
Kahvaltılıklar da dahil her şey çiftliğin arabasına yerleştirildi, birazdan yola çıkacağız.
Yüksel Nimet Apel
YORUMLAR
Zaman ilerledikçe, zamanlığını da gösteriyor, acıları yok edemezse bile iyice bir küllendiriyor. Hayat devam ediyor işte...
Kahramanları tanıdıkça, ilk günlerin şaşkınlığını üzerimizden attık ve hikayeyi beraber yaşamaya başladık.
Siz de iyice rahatlayıp, döktürmeye başladınız, bravo...