- 437 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aydınlık Gönül Sokaklarını Karanlıklara Çevirenler
Ne kadar zordur gözlerinin içine bakınca sevilmediğini, kalbinde yerinin olmadığını bilmek, ayrılık yoluna tek başına düşmek. Etrafında bu ayrılığa bir çare bulmadan, hatta çare olacak bir insan bulamadan yalnız karanlık ıssız yola düşmek. Kime anlata bilirsin ki yalnızlığın ıstırap dolu bakışlarında boğulmak üzere olduğunu, anlatsan bilene suçu sende bulacaklar, akıl vereceklerine çare olacakları yerine yerin dibine sokar çıkarırlar. Bizler her konuda bir anda filozof kesiliriz her şeyin en iyisini biliriz lakin karşımızdakini anlamak yerine yargılar darağacına insafsızca asarız.
Kimin umurundaki sevdiklerinin sana küsmüş olması, bırakıp gitmek istersin lakin gönlün buna izin vermez, çekip gidemezsin ki, çekip gitmek o kadar kolay mıdır ki çekip de gidesin. Yüce Rahman gönlü boş yere yaratmamış ve içini boş bırakmamış ki bir anda her şeyi silip gidesin. Herkes tatlı sıcak yatağında uyur iken sen dikenler üstünde oturman, yüreğine ayrılık hançerin saplanması acılar içinde kıvrandırmasını kime anlatacaksın ki? Ancak kâinatı ve beni yaratan yüce Allah’a anlata bilirsin. Ondan başkası gönül acına derman olmaz seni merhameti ile ondan başkası saramaz ki.
Sevda vadisinde doyasıya koşmak bedenini yârin kolları ile sarılmasını beklemek sevgi okyanusuna açılmak istersin lakin limanda bekleyen tek bir gemi beklemediği için hayal kırıklığı içinde gerisin geriye dönmek. Haykırmak anlatmak kime anlamayı bilmeyen yargılan insana mı?
Aydınlık gönül sokaklarını karanlıklara çevirenlere neyi haykıracak ve neyi anlatacaksın ki? Anlayışla dolu olsaydı yüreği kapıdan çıkıp giderken “gitme” diye seslenirdi, hani nerede öylesi bir gönül, arkana bak zifiri karanlık gönül sokağı, sükûnetin vadisi gönül vadisinde sükûnet kalmamış ayrılığın çığlığı kaplamış vaveyla vaveyla.
Adım atacak ayakta derman kesilmiş ne ileriye gidebiliyor nede geriye dönerek bir adım ata biliyor, feryadı kor alevi fark eden kim var dön bak arkana hiç kimse, Sadece yüce Rahman var seninle beraber yürüyen, Rahman sınamak için vermiştir bunları hem benim hem de gönül sevgilim için, hani nerede gönül sevgilim, sabahtan akşama kadar dışarıda boş gezenin kalfası ekmek yok, anlayış duygu yok, Zil zurna sarhoş olmak için bir anda beş adım atan eve bir lokma ekmek için gerisin geriye yürüyen bir adamdan ne hayır gelir ki? Kadın başına sokaklarda ne yapılır kime gidilir ki Rahmandan başka, biliyorum o bir çare sunmak için el açarak yalvarmamı bekliyor, el açmaz mıyım yüce Rahmana açarım gözyaşlarım dökerek gönlümdeki terk edilmenin yangını söndürmesi için ona şimdi sokakta el açıp ta yalvarmaz mıyım, açarım saatlerce dua ederim yalvarırım. Yüreğim enerji huzur ile dolar, ama gönül sokağımın kapısı kırılmıştır onunla yaşamak mecburiyetindeydi.
Hayat denilen yolda böylesine yaşamak yaşatmak için gelmedik ya dünyaya ama gel gör ki biraz gönül halinden anlarım diye gönlü harap olmuş yüzü maskeli gönlü maskeli olanı adam sanarak evlenince gecenin yarısında sokaklarda kalırsın. Yarım bıraktıklarımız tamamlayamadıklarımız hayallerimiz ve hayal kırıklarımızla çantamızı elimize almadan çırılçıplak yolda kalmak, yürümek yürüyememek!
İlk adımla yola çıkmak, ilk adım attığın la ikinci adımı atmadan kapının dışına konulmak ne zordur ne anlatılmaz bir durumdur, hayallerimi yarınlarımı nasıl ne hakla sen yok edersin demeden yok edene ne anlatabilirsin ki? Hiç bir şey, ruhu okşayacak sözlerden habersiz, sözlerin hecelerin katili, hecelere sözlere yaklaşır iken heceler sözler kelimeler kendisinde köşe bucak kaçan herifte ne gezer gönül okşayacak bir tek söz bir hece!
Umut ederek mutluluğa koşmak her genç kızın hayali ama gel gör ki mutluluğun katili ile evlendiğini nereden bilirsin, kavun değil ki marketten alırken kokmuş mu kokmamış mı diye koklayasın. Karşıdan bakınca ha bu farklı bu seni sıradanlıktan kurtarır diyorsun ama yüzündeki maskeyi gösterecek gözlük yok ki göresin bilesin anlayasın. Karşında gördüğün yansımalar ile evlendikten sonraki yansımalar bir değilmiş ki! Bir çift göz sevgi ile seni sarar yüreğini okur gibi bakar anlarsın daha sonrasında ayrılık dolu boş yollarda kalırsın! İşte bu çile yüklü kadını gecenin bir yarısında uykum tutmadı penceremin kenarında gökyüzüne bakıp gönül defterimden dökülenleri kâğıtlarıma yazar iken pencerenin önünde geçtiği anda ayın yüzüne vurması ve gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğü anda gördüm. Bu saatte bir kadın ne aradı ki? Hemen koştum dışarıya elimi koluna attım.
-Bacım bu saatte dışarıda ne arıyorsun?
Sorusunu sormadan ya gönlümü okudu benden korkmadı dizlerinin bağı çözüldü biran gülümseyerek yer çöktü kaldı. Usulca koluna girdim içeriye aldım, yırtık kanepemin üzerine yatırdım ayıktı, fakat gülümseyen gözleri ile bana bakıyor konuşamıyordu. Bir müddet sonra kendine geldi, halini anlattı ben kapının arkasında bulunan yırtık pardösüme uzanır iken
-Sen burada kal, senin bu saatte dışarıda olman doğru değildir.
Dedim ve dışarıya gözlerimden kanlı yaşlar akarak evimden çıktım. Ara sıra gelip halini hatırını soruyorum, bana gülümseyen teşekkür eden gözlerle cevap veriyor, ben ise ihtiyacı olan yiyecekleri bırakarak çıkıyorum evimden. Ben mi nereden yatıyorum, küçük bir odalı ev tuttum orada yaşıyorum. Gönlün evi sokağı muhabbetle sevgi ile herkese açık olduktan sonra ha büyük evde kendi evinde yaşamışsın ha küçücük bir odalı evde yaşamışsın ne fark eder ki? Bir nefese, nefes olamadıktan sonra, ağlayan gönle gözyaşlarını dindirecek, gönlünde bir mendil olmadıktan sonra gerisinin ne önemi var ki?Neden insanlar böyle diye kendime sorular sordum cevabını bulamadım fazlada irdelemedim bu konuyu.Solgun gönüllerin gönlüne yağacak sımsıcak bir yağmur damlası olmak var iken anlamsızlık dolu konularla uğraşmadan hayatıma pardon hayatımıza devam ettik.
Mehmet Aluç
__________________
Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin’de affı için
Selam ve dua ile...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.