- 632 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yakın Gelecek
Yakın Gelecek
Yakın geleceğe bireyselleşme damgasını vuracak! Devlet dahil hiçbir birlik kalmayacak!
Tüm birlikler ve birleşik olan Devletler ayrışacak! İnsanlar bireyselleşme yolunda olacak! Zaten birlik olanlar da diğer insanların mallarını ve topraklarını yağmalamak için birleşti geniş açıdan! Bu çökecek ve bireyselleşen insanlar sadece kendi çalışmaları ve tercihleri ile var olma idealinde olacak! Kutsal, ırksal, ideolojik ve coğrafi birlikler anlamını yitirecek!
Bireyselliğin ayrıntısını yazacağım.
Bireyselliğin tam olarak yaşandığı bir çağa Ben “Altınçağ” diyorum başkalarının nasıl tanımladığı konusuna girmeden! Bazıları kendi ırksal veya dinsel veya ideolojik görüşlerinin hakim olacağı bir çağ olarak hayal edebilir Altınçağ’ı ama ben tam aksini düşünüyorum!
"Altınçağ" Dünya’da cennet yaşamı olmalı! Cennet olarak bilinen her ne ise kişinin zihnindeki karşılık o yaşanacak! Zorlama olmaksızın, emredici bir makam olmaksızın. “Evrensel eşit insan prensibi” gereği insan olarak herkes eşit mesafede olacak, adalet açısından! Yani başlıca sorun, insanlar arasındaki hak-hukuk eşitliğinin sağlanması! İnsanların nasıl yaşayacağı konusunda bir zorlama olmaksızın hak, hukuk sağlanırsa "Altınçağ" yaşanır!
Altınçağ, Cennet çağı. Yani her bireyin hayalinde kurduğu Cennet’in fiiliyata dökülmesi gibi düşünülebilir! Şimdi bireyin Cennet hayalinde ne varsa böyle bir çağda da o olmalı değil mi?
Cennet’te bireyin sınırsız özgürlüğü her açıdan var mı?
-Var.
Cennette birey tercihinden ayıplanır mı?
-Hayır.
Cennette Fikir ya da dini mücadele var mı?
-Hayır.
Cennette ibadet var mı?
-Hayır.
Cennette sınır var mı, şunu yapamazsın diye?
-Hayır; bir şey Cennet’te ise o asla yasak olmaz. Sembolik düşünelim, elma (Bilgi) yasağının neticesi malum.
Cennet’te “Şeytan” sembolü ile ifade edilen bir kötülük var mı?
-Hayır; çünkü şeytan oradan kovuldu!
Cennet’te insanların ideolojik ya da dini ya da ırksal bir birlik kurup diğer insanları baskı altına alması var mı?
-Yok!
Bir şeyi bilmek va tanımlamak için iki durum var! Ya o şeyin ne olduğunu bilirsiniz ya da o şeyin ne olmadığını bilirsiniz! İşte Altınçağ ve Cennet benzetmesinde ne yok, onu yazdım yukarıda; ne var, o da kendiliğinden çıkar! Bireysellik var, adalet var çünkü bir ideal (Kutsal, ideolojik, ırksal) etrafında toplanıp diğer insanları baskılamak yok! “Evrensel eşit insan” prensibi var!
Bakınız popüler akıma herkes kapılabilir, ulu bilinen kişiler de kapılmış! “Evrensel eşit insan prensibi” gereği tüm insanlar, insan olarak yaratılış açısından kendi aralarında eşittir. Kulluk açısından ise Allah için eşittir! Aralarından sivrilenler elbet olur, bunun için insan tercihinde sorumluluk açısından bir derece serbesttir! Misal; “Piyangodan çok para çıkarsa herkese yardım edeceğim!” sözüne benzer bu! Çıkınca görülür çünkü netice! İnsanlık için “Cehenneme” bile razıyım söylemi bu kapsama yakındır! Girer mi? Girer veya girmez, bu zamanı gelmeden bilinmez! Belki teşvik için söylenir! Söyleyenin samimiyeti de sorgulanmaz ama bilmeliyiz ki insanlar eşittir! Kimse kendi “Ben” liğini başkasına hediye etmez! Etmemeli!
Görülüyor ki; her tercihe ve davranışa, evrensel bir karşılık adaletle veriliyor! Bu geçmiş zamanlarda uzun dönemlerde oluyordu, günümüzde daha yakın dönemde karşılık hemen geliyor!
Bu evrensel karşılığın çok daha çabuk geldiğini düşünelim, yani bir hataya bir kaç yıl ya da on yıllık bir dönemde karşılık geliyor ya o hemen olsa! Kişi yaptığı tercihe dikkat etmek zorunda kalır.
Bunu şöyle izah etmek isterim; radyasyona maruz kalan bunu o anda bilemediği için sonradan etkisi olur ve telafisi mümkün olmaz! Sobaya elini değen ise hemen elini çeker tesiri azaltır! Evrensel karşılık radyasyonda geç gelir sobada ani gelir. İşte ona benzer bir adalet sistemi işlerse "Altınçağ" yaşanır! Yani kimsenin fedakarlığına da bu uğurda kavga çıkarmasına da gerek olmaz! Evrensel karşılık anında alınır ve bu bilinç evrene hakim olur! Kimse de insanlık için savaşma ve fedakarlık yapma iddiasında olmaz! Herkes, kendi evrensel rolünü yapar! Suçlar, anında ifşa olur ve karşılığını görür! Adaletsizliğin uzun vadeye yayılması önlenir! Bu insanlığın gelişimiyle alakalı bu nedenle “Kıyamete yakın yaşanacak!” denir, Altınçağ için! İnsanlığın gelişme sürecinde son dönem çok mühim. İnsan-ı Kamil hedefi açısından! Vahşi, eski çağların deneyimleri de buna yardım eder!
Son tahlilde; yakın gelecekte "Altınçağ" da böcekler gibi çoğalıp ideolojik, soy ve din-mezhep kavgalarında insanlar ölmeyecek! Hırsla bunları savunanlar, hesaplaşacak; denge sağlanacak! İnsanlar, “Evrensel eşit insan” prensibiyle hareket edecekleri için kurtarıcı ve fedakarlar da olmayacak! Bu kurtarıcı ve fedakarların istediği (kendine ya da herhangi bir makama) itaat de olmayacak! Bunlara gerek de kalmayacak! İnşallah!
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş