- 838 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AYKIRI ŞAİR FEREZDAK
640 yılında Basra’da doğan Arap şair Ferezdak’ın tam adı, Hammam bin Galip bin Şaşaa Ferezdak’tır. Ferezdak, Emeviler çağında yergileriyle ün salmış üç Arap şairinden biridir. Şair, Tamim adlı bir kabiledendir. Gençlik yıllarına ilişkin bir bilgi yoktur. Halife Muaviye’ye karşı, Hutat adlı bir yakınının mirasına el koyması yüzünden yazdığı yergilerle ün sağladı. Irak valisi Ziyad’ın baskısından kurtulmak için Medine valisi Said bin el-Aşi’ye sığındı. Fakat Said’in yerine geçen Mervan bin el-Hakem, şairi kentten kovdu. Ziyad’ın ölümünden sonra doğduğu Basra’ya döndü. Ziyad’ın oğlu Ukaydulah , şaire karşı yakınlık duyuyordu. Bu sıralarda oldukça sıkıntılı çekişmeli günler geçirdi, yakınlarıyla, kendini çekemeyenlerle uzun boylu savaşma gereğinde kaldı. Haccac-ı Zalim’in başa geçmesi üzerine Ferezdak, da bir süre yergilerinden vazgeçti. Fakat devlet büyüklerini, zamanın ileri gelenlerini yermekten kendini alamayan Ferezdak, Haccac’tan önce Muhallap bin Ali Sufra’yı ateşe tapmakla suçlandırıp yerdi. Irak valisi Maslama’yı ağır bir dille yerince onun yerine geçen Ömer bin Hubayra, bir yolunu bulup Ferezdak’ı hapsetti. Şair bu olay yüzünden vali bulunduğu sürece onu yermekten geri durmadı. İlk yıllarda Emevilerle iyi geçinemediği için durumu oldukça kötü giden Ferezdak, ancak Süleyman hükümdar olunca saraya girebildi. Süleyman’dan epey ilgi ve yakınlık gördüğü sanılıyor. Zamanın son Emevi hükümdarı Hişam bin Abd-ül Malik’i çok öfkeli, kırıcı bir dille yerdiği bilinir. Yerdiği kimselerin eksik, beğenilmeyen, kendi düşüncesince doğru olmayan yanlarını şiirlerine konu edinen sanatçı gücünün bütün inceliklerini ortaya dökerdi. Açık saçık konuları en küçük bir sakınca duymadan bütün çıplaklığıyla ortaya koyar: Kur’an’dan aldığı ayetleri, en açık konularla kaynaştırır: gördüğünü duyduğunu değiştirmeden olduğu gibi yansıtırdı. Zamanın din anlayışına karşı sırası geldikçe düşündüklerini söylemekten görüşlerini açıklamaktan kaçınmamıştır. Frezdak ’ın Arap edebiyatına getirdiği yenilik işlediği konuları kendi yaşama ortamından alması, oldukça gerçekçi bir tutumu benimsemesi ve Arap dilini ustaca kullanışıdır. Sanatının yaratıcı gücünü daha çok yergilerinde göstermiştir.En önemli yapıtı olan Divan’ında uzun şiirlerin yanı sıra kısa parçaların yer aldığı görülür. Yaratılışının bütün niteliklerini özelliklerini bütün yapıtlarında bulabiliriz. Her şiirinde çağdaşlarında az görülen bir konu bütünlüğü göze çarpar. Bir şiirde aynı kelimeyi bir kaç kez kullanmaktan kaçınır. Kelime oyunları yaparken siyasal olayların doğurduğu bir takım özel durumları belirtmek ve ele aldığı kişilerle olaylar arasındaki bağlantıyı ortaya koymaktan kaçınmaz. Yalnız başkalarının değil, kendi özel yaşayışının bir çok yanlarını, gizli kalması gerekenleri bile şiire sokmuştur. Evlilik hayatından duyduğu derin üzüntü, başından geçen acıklı olaylar yapıtlarını etkilemiş, değişik bir biçimde şiirinin özüne işlemiştir. Ferezdak’ta Arap şiirinin eskiden beri süregelen gelenekçi tutumunu, kendinden önce gelen Cahiliye çağı şairlerinin gördüklerini işleyen gerçekçi sanat anlayışını bulmak güç değildir. Yergilerinde çokluk bir kaç anlama gelebilecek kelimeleri kullanır, Arap dilinin kök bakımından değişik anlam taşıyan, kaynağına varıldığında küçültücü bir varlığın adı olan ya da yerici bir kaç anlama gelebilecek kelimeleri kullanır. Kelime oyunlarını daha çok anlam değişmeleri ve eş anlamlı kavramlarla yapar. Divanında pek çok kelime kullanmıştır. Zamanından çok önce konuşulan sözleri günün anlayışına göre şiire sokmuş, halk deyimlerini halk dilinde yaşayan ve aydınlarca tutulmayan sözleri ustaca kullanmayı başarmıştır. Halk dilini şiirleştirmesi yüzünden bir çok beyit halk ağzında söylenir olmuş, atasözü niteliğini kazanmıştır.Ayrıca halk dilinde yaşayan bir çok ata sözünü de şiire sokmuştur. Halk tarafından tutulması bir çok şiirinin ezberlenip dilden dile dolaşmasında bunun da etkisi vardır.
Ferezdak Emeviler döneminin en ünlü hiciv şairidir. Kendisi şiirlerinden çok zekası ile tanınır. Bir şiirinde yine hükümdarı kızdırınca savunma yapması istenir. Ferezdak öyle bir savunma yapmıştır ki, yaptığı bu savunma din kuralları ile yönetilen bir devlette yapılabilecek en iyi savunmalardan biridir. Rivayet şöyledir:
’Frezdak yazdığı bir şiirinde ’öyle yavuz bir insanım ki pek çok kilidi bozmuşumdur’ mısrasına yer verir. Bu mısralar zamanın hükümdarı tarafından öğrenilince hükümdarın huzuruna çağrılır.
Hükümdar. ’Sen bu mısralarında zina yaptığını itiraf ediyorsun, seni recm edeceğim’der. Buna karşılık olarak da Ferezdak, ’Beni recm edemezsiniz efendim’der.
Hükümdar bu karşı çıkmaya sinirlenir ve ’Ben hükümdarım, neden recm edemeyeceğim seni’ diye haykırır.
Ferezdak sakin bir ifade ile Şuura suresi 223- 224 ayetlerini okur. (Şairler yapmadıkları şeyi söylerler.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.