İkiz ruhlar 5 arkası yarın deneme öykü
Hülya beni arabadan bin bir zorlukla çıkarıyor, dermansızım; dizlerimin bağı çözülmüş bir halde ona abanıp son bir gayretle
kapıdan giriyoruz.
Sonra bir anda elinden kurtulup merdivenlere koşunca o da şaşırıyor, bağırıyor arkamdan
Doğru odama koşup oda kapısını kilitliyorum içeriden.
Yatağıma yığılıp içime attığım hıçkırıklarımı artık zapt edemiyorum.
Hülya kapıyı kırarcasına çalıyor, teyzemin bırak biraz yalnız kalsın demesine rağmen kapıyı yumruklayıp duruyor..
-Aç açmazsan kıracağım kapıyı bak, Rüyaa lütfen canım hadi aç kapıyı senin acını anlıyorum, ne olur canım kardeşim acını paylaşmak istiyorum birlikte ağlayalım aaç kapıyı hadiii...
Çaresiz açıyorum kapıyı, masamın çekmecesinden fotoğraf albümünü çıkarıyor tüm fotoğrafları Atıf’ın mektuplarını döküyorum halının üzerine.
Teyzem bir tepside yiyecek ve içecek bir şeyler getiriyor, zorla bana bir iki lokma bir şeyler yedirmek isterken midem bulanıyor banyoya koşuyorum
Kolumu kıpırdatmaya halim yok. yiyecekleri de gözüm görmüyor.Bunlara sonra bakarsın diyen teyzeme dirensem de bir fincan yatıştırıcı çayı zorla içiriyor beni zorla yatağa yatırıyorlar.
Oldukça bitkinim, itiraz edemiyorum.
-Bir ayna getireyim de yüzüne bir bak bakalım Rüya hayalete döndün.
Çocuklar lütfen beni de üzmeyin,gördüğünüz gibi ben de perişanım çocuğum göz yaşların onu geri getirmez.
Hem sanırım Atıf böyle dirençsiz olmanı hoş karşılamazdı, onun hatırı için şimdi yatıp uyumalısın biraz.
Teyzemi de bir hayli çökmüş bir halde gözlerinin ıslak olduğunu görüyor üzülüyorum.
Üçümüz bir birimize sarılıp ağlıyoruz.
Son bir kez uyuyacağıma dair benden söz alıp,
-Hadi bakalım şimdi yatıp dinlen bir az deyip oda kapımı kapatıp gidiyorlar, gözlerim kapanıyor.
Atıf öylesine saygılı, sevecen bir gençti ki, Hülya’nın dozunu kaçırdığı delişmen şakalarını bile olgunlukla karşılar; anneme hiç benzemeyen oldukça içine kapanık teyzemin bile gönlünü fethetmeyi başarırdı.
Şimdi teyzemin de neden bu denli sarsıldığını ve acımı paylşıp yaş döküşünü buna yorumluyorum.
Erkek olmayan ailemizde Atıf adeta evin erkeği teyzemin manevi oğlu konumunda ondan da saygı görüyordu.
-Canım, biricik sevgilim neden; neden sen bu kadar sevecen ve beni bu kadar severken bana aşıkken aşk’ı bulmuşken bu genç yaşta ve beni böyle yapayalnız bırakıp gitmek neden canım neden..
Niçin gittin Atıff neden beni deliler gibi sevdiğini söylerken terkettin beni..
Dışarıda hafif bir rüzgar var, ışığı kapatıp gece lambasını açıyorum perdeyi hafif aralayıp bahçeye bakıyorum içimi çeke çeke.
Bahçenin ışıklarından hafif bir yağmurun çiselediğini görüyorum. İçimdeki yağmurun aynısı diyerek hüzünleniyorum.
Uzaktan gök gürültüleri duyuluyor, her gördüğüm şeyde Atıf’ın anısı canlanıyor, onunla yaşadığımız bir anın benzerliğini anımsatıyor bana.
Gökte yıldızlar belli belirsiz, çakan şimşeklerin ışığıyla bahçe aydınlanıyor. Açıp araladığım pencereden gelen taze bir hava ve toprak kokusu canlandırıyor beni.
Yağmur ve yaprakların hışırtısından başka ses yok, yarın erkenden hastaneye gitmeyi planlıyorum.
Atıf’ın annesi Berrin teyzeyi görmeliyim
Yeniden başım dönüyor, aman Allah’ım şimdi Atıf’ı ne yapacaklar o güzelim gözleri yüzü toprakla mı dolacak onun şu anda kaskatı bir ceset olup hastanenin morgunda yattığına inanamıyorum.
Bütün bunlar yalan, bütün bu yaşadıklarım kabus Allah’ım bütün bunların yarın kabuslu bir rüya olduğunu göster bana.
Atıf ne kadar vefasızmışsın bize mutluluğumuzu kim çok gördü, ben sevdiklerimi hep böyle kazlarda mı kaybedeceğim.
Yatıp uymak içimden gelmiyor, bacaklarım titriyor ayakta zor duruyorum.
Hülya uyumadığımı anlayıp giriyor odaya, bin bir şaklabanlık yapıyor beni öpüp şefkatle sarılıyor.
Kendisini çok üzdüğümü, aslında hiç de duyarsız biri olmadığını bildiğimi; böyle yaparsam ikimizin de hastalanacağını teyzemin bu yaşta bu durumu kaldıramayacağından söz ediyor.
-Yakında eniştem olacaktı,öyle iyi bir gencin ani ölümü ben üzmüyor mu Rüya ben o kadar katı mıyım canım ya....
Ne sanıyorsun sen senin o yürek paralayan halini gördükçe ben hiç bir şey hissetmemiş olamam değil mi..
Bir daha gelmemi istemiyorsan hadi uyu zira ben de çok yorgunum gidip hemen uyuyacağım deyip kapıyı kapatıyor.
Kapıyı yeniden açıp,sözümü tutmamı aksi halde gelip sabaha kadar; uyuyuncaya kadar, bayılana kadar gıdıklayacağını söyleyip çıkıyor.
Maksadı bana olanları unutturmak
Hülya’nın hissizleşmiş uyuşmuş yüzümde son bir iyi geceler öpücüğü ile uyuyakalıyorum.
Yüksel Nimet Apel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.