- 490 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
PROF.TÜRKAN SAYLAN BİLE!..
Gazetelerde, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Sayın Saylan’ın açıklamasını okuyanların pek çoğu eminim ki bir hayli hayrete düşüp, -Hadi canım, yok artık- demişler ve bir müddet donup kalmışlardır.
Maalesef ve maalesef durum sanıldığı gibi değil. Yani sadece yoksunlukları olan kadınlar değil dayak yemekte olan. Ve o baygınlık getiren ve uyutan, zaman zaman da düzeysizleşen kadın programlarının bir yararlı yanı, kadın gerçeğinin bu boyutunu, hem de çok vahim, çok ibret verici bu boyutunu gözler önüne sermesi.
Orada, cahil cesareti mi dersiniz, çaresizliğin hat safhası mı bilemem, bardağın haddinden fazla taşması, maddi ve eğitim yoksunluğu, ailevi ve yöresel kurallar, töreler, dile getirilmesine, sergilenmesine sebebiyet veriyor, ellerinden tutabilecek güvenilesi tek seçenek görülüyor sanırım.
Ya söylenemeyenler; saygınlıkları, kariyerleri, imajları, konumları v.b. pek çok nedenle söylenemeyenler…
Kocasının soyadıyla ancak toplumda bir yer edinebildiği, saygınlık kazanabileceği için, ya da sağladığı maddi olanakları, o rahat hayatı kaybetmekten korkup, her şeye katlanan ve söylemeyenler.
Onurları nedeniyle, maddi ya da kişisel yeterlilikleri, kendi soyadlarının yeterliği ve yeterli saygınlığı ve de tek başlarına da bastıkları yerlere sağlam basabileceklerinin inanç ve güvenciyle, daha ilk tokatta çekip giden. Tehditler, aileden kabul görmeme, her ne koşulda olursa olsun çocuklarının yanında olmak adına gidemeyen ve söyleyemeyen, susan yüzlerce kadın var inanın!
Peki, niye bu erkeklerin dayak sapkınlığı? Bilinçsizlik, cahillik, eğitimsizlik nedeniyle aşağılık duygularını baskılamak adına, kadına üstünlük sağlama içgüdüsüyle, bilinçaltı bir davranış dışa vurumu diyeceğim ama diyemiyorum. Çünkü okuryazar dahi olmayanla, birkaç üniversite bitirmişi dahi, bu konuda yan yana geldiğinde eşitleniyorlar. Demek ki, bu konuda tahsil bir şey vermiyor erkeğe; terbiye de gerekiyor yanı sıra. Kısası, terbiye meselesi bu demek ki. Terbiye de eğitimle sağlanır. Okulların verdiği öğrenim sadece, eğitim değil. Dolayısıyla da hangi okulun bitirildiği, ya da kaç okul bitirildiğinin hiçbir önemi yok bu konuda.
Temelsiz bina ne kadar sağlıklıysa, temelsiz eğitim de o kadar sağlıklıdır. Ve temel eğitimin okulu yoktur. Temel eğitim evde ve de ailede, hele ki annededir. Çocuk söylenenlere değil, gördüklerine, yaşadıklarına itibar eder. Çocuklar, anne babalarının küçük birer örnekleridir sonuçta.
O nedenle ki erkekleri, tü kaka ilan edip, erkek milleti diye başlayan sıfatlar yükleyerek, durmadan söylenmek yerine, biz kadınlar, şapkalarımızı önümüze koyup, esaslı bir şekilde düşünmeliyiz, nedenlerini, niçinlerini erkeklerin bu insanlık dışı davranışlarının!
Sağlıklı ve öz eleştirel bakabilirsek olaya, gerçeği ve hatanın nerede olduğunu, dahası kaynağını, kaynağında da kendimizi, yani kadını göreceğiz!
Çocuklarımızı büyük bir aymazlıkla yanlış eğittiğimizi, eğitirken kız-erkek ayrımı yaptığımızı, oğlumuzu ayrıcalıklı yetiştirdiğimizi ve üstün kıldığımızı pek çok konuda ve ona sunduğumuz ve sağladığımız olanaklardan, kızımızı yoksun bıraktığımızı!
Dolayısıyla da bu doğrultuda yetişen erkek, hayatına giren kadınlara, konumu ve yanındaki yeri ne olursa olsun, annesinden aldığı bu paye ile üstün olma çabası gösterecektir.
“Erkek döver de sever de, kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin” de diyecektir, yeri geldikçe yaptığına gerekçe göstererek bu utanmaz düşünceyi. Hele ki evde, annesinin babasından dayak yediğini ve evliliklerinin bu minval üzere sürüp gittiğini gözlemlemişse o yaşa gelene dekki süreçte.
Lütfen, erkekleri suçlayıp yargılamayı ve söylenmeyi bırakıp, aynayı kendimize tutalım, öncelikle kendimizi, sonrasında erkeği suçlayalım.
Ve unutmayalım.
DOĞURMAK DEĞİL,YOĞURMAKTIR ANALIK!!!
.
YORUMLAR
Sn bağımsıztürk,düşünce ve duyarlılığınızın güzelliğiyle ağlattınız beni.Ne güzel sizler gibi güzel insanların da var olduğunu bilmek.Tüm güzelliklerin,tüm değerlerin süratle yok aluşu benim de canımı çok acıtıyor.Hele ki her gelen günle insanlıktan biraz daha uzaklaşışımız.Dilerim insanoğlu hatasını çok gecikmeden anlayıp,gerçek değerlerine dönebilir ama pek umutlu da değilim açıkçası.Bu durum da anne babalara çok sorumluluk ve görev yüklüyor,iyi evlatlar yetiştirip onlara bir takım değerler yüklemek adına,lakin kendilerinde de pek bir şey kalmadı ki pek çoğunun güzellikten,doğrudan,erdem ve onurdan yana.Allah sonumuzu hayreylesin demekten başka bir şey gelmiyor elden ne yazık ki.Kutluyorum efendim haiz olduğunuz erdemli kişilik ve duyarlı yüreğinizi.Saygımla efendim.
Görüş paydaşım oluşunuza sevindim Sn,yediirenk.Her bir satırınıza katılıyorum.İnsanları kadın erkek diye sınıflamayı sevmiyorum ve önce insan olarak değerlendiriyorum.Kadını erkeğiyle,hayvanlardan alıncak öyle çok ders var ki doğada.En vahşisi bile sadece doymak adına saldırıyor doğası gereği,yanısıra da sergilediği öyle güzellikler var ki,sadakat,paylaşım vb adına.Hele de onların bu yanlarını gördükçe bazı insanlara,hayvan demek bile iltifat oluyor bence.Sayı az da olsa,siz gibi düşünen duyarlı ve bilinçli erkeklerin var olduğunu da görmek çok hazlı ve mutlandırıp umutlandırıyor beni.Kutluyorum güzel düşünce ve yüreğinizi.Saygımla efendim.
Merhaba.İşimin ne olduğunu söylemeyeceğim,zaten bunun da birönemi yok.Ancak şununla başlamak istiyorum.Artık CANIM ACIYOR!
Hergün birer ikişer kadınların gelip kocalarından yedikleri dayaklar yüzünden şekli bozulmuş o yüzlerini gördükçe benim canım acıyor. 2 aylık bebeği elinden alınmış göğüsleri süt veremediği için sancı içinde kıvaranan kadınların yalvaran bakışlarını gördükçe midem bulanıyor,insanlığımdan utanıyorum.Bu millete ne oluyor?Hergün sadece bir tek aile mahkemesinde onlarca dava görülüp insanlar boşanıyor hemde öyle bir iki yıllık değil ,bir çoğu 15-20 yılı devirmiş evlilikler.
Sonun da başarıyorlar,bu milleti başkalaştırmayı başarıyorlar.Her geçen gün ardımızda kalan güne rahmet okur olduk.
Vakit darlığım nedeni ile daha fazla yazmak istediğim ancak yazamadığım bu bölüme şimdilik bu kadar yorum yazmış olayım.
Zat-ı alinizi tebrik ediyorum.Saygılarımla efendim.
Hoş samimi ve nitelikli bir yazıydı.Hergün karşı karşıya kaldığımız vahşi hayvanların belgeselindeki yırtıcıcılklarını görünce hayretle donup kalıyoruz.Peki biz insanların yırtırcılığı ve vahşeti daha ağır değil mi? Çünkü kadın erkek sorun değil insan olma ve olamama sorunudur.Çünkü bazıları hayvanlardan daha aşağılardadır.Dayak ve şiddeti ön planda tutanlar bence bu kategoriye girerler.Bir dilim ekmeği dahi çok görüyorum bu tür mahluklara.Oysa kadın bir emanetti biz emanete ihanet ediyoruz.Güvenirliğimiz yok erkekler olarak.Hemcinslerime bu vahşet yerine konuşmak ve samimiyet pratiğini uygulamalarını tavsiye ediyorum...