- 802 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
yar/ım..
Senin gamzelerin taşımaz mı gülüşlerini?
Peki/
Kime gidersin alevin sönünce...
Bir şiire sinmiş koku buldum, mavi ve siyah zakkum tadında biraz ki neyin öcünü alabilir insan,
sevişmelerinin ertesi, silemiyorsa unutkanlığının terlerini..tene değer ten ve böyle başlar her sevişme ki ben kirpiklerinden düşüp göz bebeklerine dokundum, teninde eserken dört mevsimin kokusu..inan bu yüzden alt dudağımdan bir b-aşka d-üşüyor sureler..kimse kendisine o kadar inanmıyor biliyorsun..yokluğunda g-özlerim daha yorgun sadece..daha az varım gibi..anlamıyorsun değil mi? Eksiliyor kültabağımda izmaritlerin sayısı ve bardaklar ki batıyor alt dudağıma çatalın ucu..sen hep aynı şarkının nakaratlarına yakışıyorsun..doğru soruyu sormakla başlar ilk kendinden gitmek..bu yüzden mi bana b-akmayı bıraktın..bi haberken senden balıkçı kasabaları...tamam/sus aralığında gel konuşalım hayattan ve sonra ne olmadığından hayatın..çağrılmayan yere gitmeden önce................
(...)
YORUMLAR
yoksul bir yüreğin ürkek hisleriydi içimi kıvrandıran çığlık atan akşamlarda..sen hiç rüzgarın kulaklarını kızartırcasına estiği zamanlarda içinin üşüdüğünü hissettin mi? dip bucak bir yalnızlık sarmışken belinden, kalabalıktan miden bulanıp iki büklüm oldun mu? yorgun bir yokluk değil sadece ya da ağzına kadar dolu bir kültabağı değil batıp canını acıtan.. dinlediğin şarkıların adı bile yabancı ama tanıdık geliyor tadına alışılmış bir yalnızlık melodisi..
mavi ve zakkum ve şiire sinen koku..
kokladıkça mı çoğaldı öc alınan şiirler
öc aldıkcamı çıktı bu ihanet kokusu..
bilmiyorum..
peki ya sen biliyor musun..
çağırılmadan nasıl gider insan?
Leina tarafından 9/17/2014 5:24:33 PM zamanında düzenlenmiştir.