Aile Ekonomisi
Bir çalışmanın sonucu.. Gözüme çarptı gazetenin birisinde.. Bir takım veriler sıralanmış ve sonrasında rakamlar verilmiş.. İnsanımız ortalama hane başı tüm gelirinin %24,5 ni gıdaya ayırmak durumunda kalıyormuş.. Ancak, kimi gelir düzeyi yüksek ailelerde bu oran %12,0 ye kadar düşüyormuş.. Yabancı ülkelerden de rakamlar sıralanmış.. Durum bizdekinden daha iyi.. Kimi varlıklı ülkelerde bu oran % 8,0 lere kadar geriliyormuş..
Hesabı yapın hemen.. Kaçınızınki uyuyor buna bir görün.. Örtüşenler var,uzak düşenler var mutlak.. Şunu da baştan bilmekte fayda var tabii.. Çok yoksul olanların tüm geliri değil geçim çıkarmaya karın doyurmaya bile yetmiyor o ayrı bir konu..
İyi gibi gözükebilir bizdeki bu oranlar..Yani gelirinizin dörtte birlik bölümünü ayırmış oluyorsunuz tüm beslenmenize ve geçinip gidiyorsunuz gül gibi..
Beslenme apayrı bir konu yalnız..
Malum toplumun hepsi aynı gelir düzeyine sahip değil.. Devletin desteğiyle geçinenler var, asgari ücretliler var, işçisi memuru esnafı var, daha ileri gidildiğinde tüccarı, işadamı, sanayicisi, büyük patronları var..
Yani bu kesimlerin hepsinin eşit düzeyde beslendiğini ifade etmek zor..Rakam da ortalama zaten..% 24’5 ortalama bir rakam..
Burada aslolan minimum gelir düzeyine sahip ailelerin bu parayı nasıl kullandığı..Nerelere nasıl harcadığı..Yani tam anlamıyla bir aile ekonomisi uygulayıp uygulamadığı..Gerçi burada keyfi bir harcamadan bahsedilemez..Zaten en alt sınırda..Mevcudu en iyi nasıl yetiştirebilirimin hesabı derdinde..
Hem iş sadece gıda harcamaları ile de kalmıyor.. Barınma, giyinme, ısınma, eğitim, sağlık, sosyal ihtiyaçlar.. Daha çok şey sıralanabilir..
O küçük geliri hepsine yetiştirme durumunda buradaki vatandaşımız..Beslenme bir boyutu sadece..Bakın beslenme dedim..Farklı bir şey aslında beslenme..Yani karın doyurma ile beslenme aynı şeyleri ifade etmez..
Beslenmede yağ var,protein var karbonhidrat,hatta mineral madde var ve bunlar ihtiyaç duyulan nispette..Yani sofranıza gelenler hep bir hesabın sonucu..Günlük yağ,şeker protein ve buradan kalori hesabı..
Denilir ya ağır işte çalışana şu kadar kalori,erkeğe ve kadına şu kadar kalori,çocuğa şu kadar..
İşte kimi insanımızın değil bu kalori hesabı,ana beslenme grubu olan gıdaları bile alabilme imkanı yok..Yani o karın doyurma hesabı yapacak..Aç kalmama..Açlık hissetmeme..Ne bulabilirse..Yani kırmızı et beyaz et hesabı, kepekli kepeksiz ekmek, süt ve yumurta hesabı yapma durumunda değil.. Zaten çerez merez de onun gündemine girmez hiç..
Kalori komasına girme riski yok yani..
Bu satırları yazarken aklıma bir anda gelen bir hadiseyi de anlatayım burada..
Konuyla direk ilintili..
İki çocuklu ve maaşlı olan birisi.. Aynı iş yerindeniz.. Her nedense bu konuyu konuşuyoruz yıllar önce..Lojmanda da oturuyor..Korunaklı yani kendisi..En alt gelir grubundan yalnız..Çocukları öğrenim çağında..Ben diyorum ki bak çocuklar önemli.. Onların beslenmesi önemli.. Yani hem büyüyecekler hem gelişecekler.. Boy atacaklar serpilecekler.... Kas ve sinir sistemi yani bedensel ve zihinsel gelişim sağlanacak bu dönemlerinde.. Üstelik öğrenim çağındalar.. Yemelerine içmelerine dikkat etmelisin.. Eti, sütü, yumurtayı eksik etmemelisin diyorum..
Diyorum ama pişman oluyorum..
Karşılığındaki söz;
Kemal bey iyi güzel hoş, siz söylüyorsunuz tamam ama bizim eve bu söylenenlerin hiç biri girmez ki, yoksa bilmiyor muyuz çocuklarımıza bunları yedirip içirmeyi..
Daha fazla devam ettiremezdim ve orada kesmeliydim sözü..Son sözü söylemişti çünkü..
Anlaşılan onca ihtiyaç arasından bunlara sıra gelmiyordu..
………………………………….
Yine aynı iş yerinden şimdi hayatta olmayan bir başka arkadaşım..
Biraz kalabalık nüfus yalnız..O da lojmanda oturanlardan..
Konuşuyoruz karşılıklı..
Konu ekmekten açıldı..
Nedensiz durup dururken değil yalnız..
Zannederim bir ekmek arabası geçti yakınımızdan markete uğramak için..
Kemal bey bil bakalım bugün kaç ekmek tüketmişiz dedi..
Vallaha Osman bey geniş ailesiniz biliyoruz, olsa olsa beş altıdır dedim.
Yok yok, bilemedin uzağında kaldın, bugün tamı tamına on iki ekmek tüketmişiz dedi..
On iki ekmek..
Her biri için yani kişi başı günde iki ekmek..
Az değil şimdiki rakamla neredeyse dört yüz beş yüz liralık bir rakam..
Sanırım bu aile neredeyse gelirinin sadece % 24,5 ini sırf ekmeğe veriyordu..
Etten sütten yumurtadan bahsetmeye gerek yoktu..
Yakışıksız olurdu..
Ayıp olurdu..
Daha fazla konuşmaya gerek yoktu..
Her şeyi özetliyordu bu..
Neyin nasıl harcandığını, ailenin neyle geçindiğini özetliyordu..
Noktalamak gerekirdi sözü burda..
Noktalayıp başka konuya geçmek gerekirdi..
Kemal GÜL
11.08.2014
YORUMLAR
Maalesef, hayatımızın realitesi bu.
Evliliğimin ilk yıllarında,
evlenme ve ev eşyalarına yaptığım borcu ödemek realitesinin nihayetinde,
ayın son günlerini,
sadece peynir ekmek yiyerek geçirdiğimiz günler geldi aklıma.
Ben, eşim ve bir yaşındaki kızım.
Fakirlik zor zanaat.
Mesleğiniz ne olursa olsun.