İstanbul'un Kedisi
2014 yılı eylül ayı. Hava oldukça sıcak. Yıllık iznimi aldım ve şu an İstanbul’dayım. İstanbul’a en son üç yıl önce gelmiştim. Üç yıl içinde daha da bir büyümüş geldi gözüme bu tarihi şehir. Mızrak gibi gökyüzüne yönelmiş gökdelenlerin sayısı daha da artmış, o muhteşem İstanbul silueti iyice bozulmuştu. Güzel şeyler de olmuştu bu şehirde. Şehrin altı demir ağlarla örülmüştü. Metro ile bunaltıcı sıcaktan uzak ferah ferah yolculuklar yapıyordu İstanbul halkı.
Kız kardeşimin kızı iki yıldır burada çalışıyordu. Onu çok özlemiştim. Bir sabah telefon açtım konuştum. Akşam saat yedide buluşmak için randevulaştık. Ben Anadolu yakasında o ise karşı taraftaydı. Günümü karşıda geçirdim. Camileri, kitapçıları, alışveriş mekanlarını gezdim, bol bol fotoğraf çektim.
YORUMLAR
Düşündürücü bir hikaye.
Azerbaycan'da,
sokakları temiz tutmaya çalışan temizlik görevlileri yaşlı bayanlar.
Sabahın erken saatlerinde, kendilerine tahsil edilen bölgeye gelir,
öğlen saatlerine kadar oraları temizlerler.
Hep üzülürüm durumlarına ama,
sanırım kimseye muhtaç olmasınlar, alın terleri ile para kazansınlar diye böyle bir yöntem bulunmuş.
Petrolü flan var ama,
gelirler eşit dağılmıyor burada.
İnsanlar çok yoksul.
Ama,
inanın hiç dilenene raslamadım.
Hikayenizi okuyunca, bu durum geldi aklıma.
İlginçti.
Hasan Özaydın
İSTANBUL KEDİSİ
İstanbul kedisi ,
Bir başka nazlı .
Sanki farkında ,
İstanbul’ da yaşadığının .
Patilerini öyle nazik atıyor .
Podyumda ki güzellere nisbet yapıyor.
Halkını selamlayan kral gibi ,
Arada bir kuyruğunu sallıyor .
Korkusu yok etrafından .
Gözleriyle dalda ki kuşa bakıyor .
Kasap kedisi olmadığı belli ,
Ciğeri beş parasız olanlara bakıyor .
Bir telaş yok yürüyüşünde .
Gideceği yeri biliyor .
Sevda kaplamamış gönlünü,
İnsanlar gibi telaş yapmıyor ...
Kedide ortakmış bu işe,tebrik ederim saygılarımla.