- 845 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Köpekler de ağlar
……Yaşlı ve hasta bir adam olan, beyin ameliyatından dolayı felçli Kemal efendi, vaktinin büyük bir bölümünü zar zor gittiği kahvehanede geçiriyordu.
……Evi kahvehaneye yakındı. Her gidiş gelişinde yolu üzerinde bulunan aşılı oldukça güzel bir sokak köpeği bunu görünce yanına yaklaşır, ayaklarının arasına sokulur bastonundan koklar, kendini sevdirirdi. Köpek’ de aslında sokak köpeği olmasına rağmen gerçekten sevilecek kadar güzel ve sevimliydi.
……Kemal efendi köpeğe alıştığından zaman, zaman yanında taşıdığı yemek artığı kemikleri köpeğe verir ve de köpek onu iştahla yerken bizim Kemal efendi de, her zaman yaptığı gibi, onun başını okşar bir müddet severdi.
……Köpek zamanla buna iyice alıştığından, yaşlı Kemal efendi her sabah kahvehaneye gideceğinde bazen’ de döneceğinde onun yolunu gözlerdi. Kemal efendi yiyecek vermese bile ona alışkın olan köpek onu evine kadar götürür ve sonra da, geceleyeceği sokaklara tekrar geri döner olmuştu.
……Kemal efendi beyin ameliyatı geçirdiğinden sol tarafı hiç tutmayan ancak bastonla zar, zor yürüyebilen biriydi. Hayvanları çiçekleri doğayı önceden alışkın olduğu için çok seven ve hayattan kopmayan elinden geldiği kadar onlarla iç içe olmaya çalışan biriydi.
…..Sol tarafında güç olmadığı .için Kemal efendi sadece sağ tarafının gücü ile ve bastonunun yardımı ile hayatını devam ettiriyordu..
……Bir gün yine Kemal Efendi evden çıkmış kahvehaneye doğru giderken aynı köpek onu yolunda karşıladı. Köpek hem bastona sürtünüyor, hem de eğil beni sev dercesine kafasını kaldırmış Kemal efendiye bakıyordu. Kemal efendi onun isteğini geri çevirmedi hafifçe eğilip köpeğin başının altını okşadı.
……Köpek sevinmiş olacak ki, birden kucağına atladı. Kemal efendi köpeğin bu beklenmedik hareketi karşısında sırt üstü yere düştü. Köpek aklı bu ya, köpek nereden bilsin’ ki karşındaki kendini sevenin arada bir de olsa, kendine yiyecek verenin hasta güçsüz felçli biri olduğunu.
……Kemal efendinin yerden kalkma imkanı yoktu. Ancak onu yerinden güçlü kuvvetli birileri gelip kaldırmaları gerekirdi. Sonra Kemal Efendi en az yüz, yüz on kilo falan ağırlığındaydı. Kemal efendi uzanıp kaldı biraz olduğu yerde hiç kımıldamadan boylu boyunca yattı.
……Kendine geldiğinde, köpeğin başucunda durmuş yüzlerini yalarken ve gözlerinden yaşlar gelirken gördü. Kendisini düşürmüş olmasına rağmen köpeğin gözlerinden yaş gelmesine üzüldü.
…… Köpek onun kalkmasını istercesine yere düşmüş olan, bastonunu ağzına almış yerde yatan Kemal efendinin eline vermeye çalışıyordu. Oysa köpek ne bilsin’ ki yerinden bastonunu da verse Kemal efendinin kalkamayacağını.
……Kemal efendi uzun diyecek bir zaman geçmesine rağmen hala yerde boylu boyunca yerde yatıyordu. Olacak bu ya bulundukları yol, tenha, ıssız kolay, kolay trafiğin olmadığı insanların çok az geçtiği bir yerdi. Üstelik yolun kenarında oldukları için, yoldan arabalar geçse bile görmez geçer giderlerdi.
……Köpek hala gitmemiş Kemal efendinin başında bekliyordu. Kemal efendi başında bekleyen köpeği elini uzatarak yattığı yerden okşuyor gözlerindeki yaşları siliyordu.
……Az sonra uzaktan bir arabanın sesi duyuldu. Köpek sesi duyar duymaz yolun ortasına koştu ve havlayarak gelen arabayı durdurdu. Arabadaki adam köpeğin havlamasına önce bir anlam veremedi ama köpek tekrar havlayarak yerde yatar durumda olan Kemal efendinin başına gelince, olanı anladı ve doğruca onların yanına giderek yerde yatan Kemal efendiyi ayağa kaldırdı.
……Kemal efendi ayakta bir müddet olduğu yerde taş kesmiş gibi bekledi ve sonra kendine geldiğinde yoluna devam etmek istedi. Şoför efendi arabası ile gideceği yere kadar götürmek istediyse’ de, Kemal efendi gideceği yere az bir mesafe kaldı bahanesiyle teşekkür edip, onu yoluna yolladı.
……Kendine artık iyicene gelmiş olan yaşlı ve felçli Kemal Efendi yavaş, yavaş bastonuna yüklenerek kahvehaneye giderken köpek de, onu hiç bırakmadı ve onunla beraber gitti ve kahvehaneden Kemal efendi eve dönünceye kadar onu kahvehanenin önünde bekledi.
…..Akşam olmuş artık Kemal efendinin eve dönme vakti gelmişti. Artık yavaş, yavaş bastonuna yüklene, yüklene evine gitme zamanıydı. Kendini bekleyen köpek yanında evine kadar gitti.
……Bu defa her zaman Kemal efendiyi eve kadar götürdükten sonra tekrar sokaklara dönen köpek bu defa Kemal efendinin evinin çevresinden fazla ayrılmaz oldu. Hep oralarda dolaşıp sabahı bekler oldu.
……Kemal efendinin evdeki yaşlı eşi, köpeklerden kedilerden hiç hoşlanmayan biriydi. Yolda giderken bir köpek görse ya yolunu değiştirir ya’ da bir kenarda durup köpeğin yolundan uzaklaşmasını beklerdi.
……Bu olayı Kemal Efendi eşine anlatınca istemeyerek de olsa yüreği yumuşamış evinde pişirdiği yemeğin artıklarını bir kapta toplayıp yine köpek için hazırladığı kaba koyarak, köpeğin yiyebileceği bir yere onun yakınlarda olmadığı bir zamanda koymaya başladı. Zamanla buna iyice alıştı ve içindeki hayvanlara olan nefreti azalmaya başladı. Her ne kar evinde köpek beslemese’ de yolda bir yerden bir yere giderken, kulakları küpeli aşılı olduğunu gördüğü köpeklerden artık eskisi kadar korkmamaya başladı.
1 Eylül 2014-08-31
Ahmet Yüksel Şanlı er
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.