- 1290 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
NİZİP ANTEP YOLCULARI 1
Teyze oğlumun kızının düğünü vardı.Memleketimizdeki düğün telaşesi bitmiş sıra Nizip’teki düğün telaşesi başlamıştı.
Hadi sende Hasan abi demelerine bakıyormuşum,nasıl olsa beni bekleyen arayan mı vardı ..
Atladık otobüse düştük Nizip yollarına.
Gaziantep’i hiç görmemiştim oraları da görmüş olacaktım .
Defter yazarlarından Sami hocanın oğlunun nişanını yapan oralı dostları vardı .Hocam gibi ben meşhur olmadığımdan beni tanıyan yoktu oralarda..
Aslında oraya gitmemim bir nedeni de 34 yıldır görmediğim Nizip’li olan ilk öğretmenlik yaptığım arkadaşı da ziyaret etmekti.Bir taşla iki kuş vuracaktım avcı isem..
Büyük oğlum İslahiye de askerlik yaptığında Adana ,Osmaniye ’yi görmüştüm .Oradan ilerisini görmemiştim.
Gün ışığı olduğundan oraları rahat görüyordum.Yeşil tarlalara,tepelere tünelleri girip çıkarak ilerliyorduk .
Gaziantep’e gelmeden önce kulaktan dolma Tv den görme bilgiler vardı.Sami hocamın Antep’in Hamamları yazısı,Mozaikten yapılmış tapınağın resimlerini görmüştüm.Bir de meşhur Antep baklavasıyla tanışacaktım yerinde.
Malatya’ya gelmeden önce sizi kayısı ağaçları karşılıyordu.Antep’e yaklaşıyorduk bir tek fıstık ağaçı göremedim.Ne zaman Antep’i geçtik Nizip’e doğru giderken merak ettiğim fıstık ağaçların görmüştüm az da olsa arada sıra zeytin ağaçları vardı.
Akşam kınayı yaptık,oyunlar bizim oraların havaları gibi değildi bol bol halay çekenlere baktık oturduğumuz yerden .Baka baka bir az bir şeyler öğrenmiştim.
Yol yorgunluğu sıcaktan iyice sersem olmuştuk,içtiğimiz suyun haddi hesabı yoktu nereye gidiyordu o sular giren çok çıkan azdı..
Ağabeyinin evini bize tahsis etmişlerdi.Yirmiye yakın kişi odaları işgal etmiş yatak taksimi kavga dövüş olmadan sona ermişti ben kendim yer yatağını tercih etmiştim.Çek yatta yatıp gece birisinin üstüne düşmeyeyim diye.
Sabah kahvaltısından sonra arkadaşı ziyaret vardı aklımda.Geleceğimi bilmiyordu beni tanıyacak mıydı acaba.gerçi çıkan şiir kitabımdan bir tane ona hediye etmiştim oradaki resimim vardı.
Nasıl yapsam diye düşünürken dünürlerden istibarat bilgilerini aldık.Benim telefonla konuşsak numarasından anlardı.Teyze oğlu telefonundan çocuğunun buradaki okullu kazandı.Konyadaki bir arkadaştan telefonuzu aldık sizi tavsiye ettiler gibilerden laflar ederek yarın saat sonra görüşürüz sözleriyle telefonu kapattı.Önce ben gidip konuşacaktım sonrada onlar gelecekti.
Oraya giderken yolda arapça yazılı plakalı araçları görünce sordum turistler mi var burada.Hata şu kadar... suriyeli var buda da deyince şaşırmıştım.
Odası üçünçü katta idi küçük bir yazahane içinde bilgisarayın başında oturuyordu.Yıllar insanı ne hale koyuyordu siması ayni idi beni tanımamıştı.Artık rol yapmak bana kalmıştı ben biraz önce telefon etmiştim çocuk için yer arıyorduk gibilerden laflar ettikten sonra onu inceliyordum.Hayırlı olsundan sonra yurtun özellikleri ayrıntılarını sayarak tam bir ticaret adamı olmuştu.Rolümüde güzel yapıyordum her ne kadar terliyorsam da o sıcaktandı..
Bir az sonra onlarda gelmişlerdi.Yazahane küçük ve sıcak salona geçelim diyerek ayağa kalkınca ben Hasan hoca tanımadın galiba diyerek birbirimize sarıldık.Diğerleri beş on dakika sonra sizin konuşacaklarınız vardı diyerek bizi bırakıp gittiler.
Kaçak çayların biri gidip biri geliyordu.Otuzdört yıllın gerisine gitmiş beni almaya gelmişlerdi laflar bitmemişti..
YORUMLAR
Çok güzel birpaylaşım.
Ben de aynı niyetle yakında Antep'e gideceğim ne tesadüf.
"Yıllarca görmediğiniz dostları görmek çok güzel bir duygu olmalı.
tebrikler..
Hasan Özaydın
Hocam o kadar yer gezmiş görmüş birde eski arkadaşınızla görüşmüşsünüz başlamasıyla bitmesi bir oldu ne zaman başladı ne zaman bitti fark etmek bile güçtü bu geziyi sami hocam yapacaktı ve yazıya dökecekti ben diyeyim beş bölüm siz deyin on bölüm yazardı kısacıktı ama güzeldi kutlarım selamlarımla saygılar
Hasan Özaydın
"Ağabeyinin evini bize tahsis etmişlerdi.Yirmiye yakın kişi odaları işgal etmiş yatak taksimi kavga dövüş olmadan sona ermişti ben kendim yer yatağını tercih etmiştim.Çek yatta yatıp gece birisinin üstüne düşmeyeyim diye."
Güldürdün beni; Allah da güldürsün Seni...
Selâm yolladım; kitabının yanındaki masadan...
kadiryeter Kadir Yeter.
21.8.2014 TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=132689
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Hasan Özaydın
Ne güzel bir anı.
Üç buçuk yıl çalışmış, ilk evimi orada kurmuş, ilk çocuk sahibi orada olmuştum.
Her yönü ile severim Antap'i.
Hoş bir yolculuk, hoş bir karşılaşma olmuş.
Yirmi gün önce, liseden bir arkadaşımla karşılaştım memlekette.
Kolundan yakaladım, selam verdim. ''Beni tanıdın mı?'' diye sordum.
En az bir dakika flan inceledi, gözlerimin içine baktı da, tanıyamadı beni.
Sonra, adımı verince de acayip utandı.
''Ne kadar değişmişsin böyle'' dedi.
Eee...Hayat bu...
Bir şeyler alıp gidiyor insandan Hasan Hocam...
Ama,
yine de her şeyi ile yaşamak güzel.
Bir gün gelse de, bizler de karşılaşsak kalem dostları olarak.
Güzel olur gerçekten.
Hasan Özaydın
keşke haberim olsaydı Hasan Hocam
yazınızı okuyunca çok üzüldüm
biz defterde hepimiz aile gibiyiz, hep öyle düşünmüşümdür ve bu güne kadar da yanılmadım
bu sefer geçti bir daha ki sefere inşallah diyorum
saygı ve selamlarımla
Hasan Özaydın
Sevgili hasan Hocam.
Gaziantep olsun Nizip olsun bir kaç kez içinden geçtiğim yerler. Ben de öyle gzip dolaşmadım maalesef bu güzel yurt köşesini. Hamamlarını da bilmem doğal olarak.
İnşallah bir gün de beraber gitmek nasip olur.
Arkadaşına yaptığın şaka güzelmiş. İyi bir anı olmuş onca seneden sonra.
Yazının devamı var sanırım. Merakla bekliyorum.
Selam ve sevgiler.