İki Kapak Arasında
Hayatta öğrenmeye çok küçükken başlarız. Doldururlar bizi dört duvar arasına öğretiler. Ne öğrendiğimizi bilmeyiz bile; sorular koyarlar önümüze çözmemizi isterler, kendi içimizdeki problemleri çözemezken hemde.
Onca dayatmaya karşın sorgulamayız ya da sorgulayamayız, daha çok küçüğüz çünkü. Derken büyürüz. Hayat denen bu yolun yarı aydınlık yarı karanlık loş ortamında tökezlemeden ve de düşmeden yürümeye çalışırız.
Ve gün gelir oturturlar bizi sıralara bir kitapçık koyarlar önümüze ’bak’ derler, ’iyi bak’ işte bu senin hayatın... Ama nasıl olur? Hayatım birkaç saate ve iki kapak arasına nasıl sığar. İşte ozaman anlamaya başlarız herşeyi ama çok geçtir. Daha yolun başında hayatımızı ellerimize verip bunu sıkı sıkı tut diyerek kaçmışlardır bile.