- 777 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BİR DEMET MAYDANOZ
Hâkim, duruşma salonuna girdiğinde, salonda bulunanlar ayağa kalktı. Yerine geçti. Salonu gözden geçirdi. Fazla kalabalık olmadığına göre sıradan ve sakin geçeceğe benziyordu. Daha önceden incelediği, önünde duran dosyanın kapağını açtı. Gün içinde kaç davaya girdiğini saymamıştı bile.
Zabıt kâtibesi, huzursuz bir şekilde yarışa hazırlanan koşu atı gibi dimdik ve dikkatle onun komutunu bekliyordu. Mesleğe başladığından bugüne kadar kişiliğinde ve fiziğinde epey değişiklik olmuştu. Sakin ve duygusal biriyken başladığı meslek hayatı onu asabi bir kişiliğe sürüklemişti. Bu durum metabolizmasını da etkilemiş olmalıydı ki stresini yemek yemekle gidererek neredeyse yarım dünyaya dönmüştü bedeni. Koltuğa zor sığıyordu. Yerinde kımıldandı ve gözlüklerini çıkararak masaya bıraktı.
Her iki tarafın avukatları onun davayı başlatmasını ve savunmalarını vermek için bekliyorlardı. Davayı açan taraftan savunmasını istedi. Davayı Kadın açmıştı. Avukat ayağa kalktı.
- Davacının boşanma sebebi nedir?
- Şiddetli geçimsizlik efendim. Müvekkilim ağır hakaret ve şiddet görmektedir. Bu nedenle evlilik kurumu zarar görmektedir.
- Klişe sözler kullanmayın Avukat Bey.
- Efendim bunu başka nasıl anlatabilirim.
- Davacı kendisi anlatsın o zaman.
- Ama sayın Hakimim ben onu temsilen görevlendirildim.
- Kızım boşanma sebebini anlat bana.
Avukatın yanı başında oturan kadın ayağa kalktı. Taktığı güneş gözlüğünü başına kaldırdı utanarak. Hâkimin hiç yabancı olmadığı bir durumdu bu. Kayıtsızca baktı kadına. Sonra başıyla konuşmasını istedi.
- Efendim biz çok mutlu bir çifttik. Zor günlerimizde hep destek olduk birbirimize. Hani bazen tabiat gayet normal bir şekilde devinimini sürdürürken bir lodos gelir her şeyi silip süpürür ya tıpkı onun gibi olduk.
- Kızım bana edebiyat yapma. Kısaca anlat.
- Özür dilerim efendim. Her şey bir demet maydanoz yüzünden bozuldu.
- Bir demet maydanoz mu? Kızım anlatacak mısın düzgünce olayı.
- Efendim bir akşam kocam, yarım kilo kıymayla geldi eve. Sakin bir insan olan kocam, o sıralar çok sinirliydi. Sebebini bir türlü çözemiyor, bağırdığında ses çıkarmıyordum. Köfte canı istemiş olmalıydı. Eve gelmeden önce de aramış eksik olup olmadığını sormuştu. Bana göre eksik yoktu. Köftelik kıymayla geleceğini de bilmiyordum. İçeri girdi ve bana “ Maydanoz var mı? “ diye sordu. Korkuyla dolaba baktım. Evde maydanoz bitmişti. Telaşlandım. Aklıma köftenin kekik ile de yapılabileceği geldi. Kekiği çıkarttım. Diğer malzemeleri hazırladım. Yüzüme nefretle bakıyordu. Sevdiğim ve onca yılımı geçirdiğim adamın yerinde başka biri vardı sanki. Bana hakaret etmeye başlamıştı. Ne salaklığım, ne aptallığım kalmıştı saymadık. Sabrım taşmıştı. Ben de karşısında avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Koşarak yanıma geldi ve yumruğunun havaya kalktığını gördüm. Sonrasında ise gözümde acıyla birlikte yere yığıldım. Duyduğum acının yanında, hayal kırıklığı, gururum ayaklar altına alınmıştı. Hak etmediğimi düşünüyordum. Yuvam için canla başla çalışıyor, onu mutlu etmeye çalışıyordum. Son zamanlarda ruhuna ulaşamadığım için de çok mutsuzdum. Ve o durumda bile kendimi suçluyordum. Bir kadın, erkeğini hep mutlu etmeliydi. Yattığım yerden kalktım ve bilinçsizce açık duran balkona koşmaya başladım. Niyetimi anlamıştı ve peşimde hamle yaptı. Tam balkondan bacağımı atacağım sırada yakaladı beni. O sırada tekrar biraz daha boğuştuk. Beni fırlattı tekrar. Ağlıyordum. Yaşamak istemiyordum. Öfkeyle yanımdan ayrıldı. Bir süre daha ağladım yerde. Sonra yine beynimin içindeki ses bana “ Hadi at kendini. Ne duruyorsun “ demeye başlamıştı. Bu kez diğer balkonu denemeye karar verdim. Tam oraya çıkacakken yine beni yakaladı. O beni tutuyordu. Ben kurtulmak için onun kolunu ısırıyordum. Sonunda, o da ben de çok yorulmuştuk. Korkmuştu. Sonra sessizliğe gömüldük. Kadınlık onurum kırıldı Hâkim Bey. Boşayın bizi.
- Bir demet maydanoz yüzünden mi boşayayım kızım sizi.
- Evet Hâkim Bey. Bir demet maydanoz yüzünden…
- Yaz kızım…
Nermin KAÇAR - BOLU 2014 Ağustos
YORUMLAR
Yaz kızım!...
Her ikisini de,
Akçaabat Köftecisi'nin yanında, birer yıl köfte yoğurmaya...
Tatil günlerinde, sebze yetiştirici Kemal ustanın tarlasında maydanoz yetiştirmeye...
Şaka bir yana,
günümüzde çokça artan boşanma olaylarının azımsanmayacak bir bölümü,
böyle basit sebeplerden kaynaklanıyor.
Olan da çocuklara oluyor tabi ki...
Sanırım Hâkim Bey düşüncelerinde yanılmış, az sonra başlayacak olan dava pek de öyle sessiz ve sakin dava gibi gelmedi bana.
Birazdan izleyicilerin bile başından aşağılara maydanoz yaprakları dökülebilir...
Bunca yıllık sevginin alacağı var çünkü ortada mesele köfteye eksik konulan maydanoz değil.
Eğer ki canını bile seve seve feda edebiliyorsa insan, tamamdır. Sevgide yanlış giden bir şeyler vardır artık. Yaz Hakim Bey yaz, maydanozu yaz, dereotunu yaz, ben gidip bakayım pazarda ki yeşillik satan pazarcıda ne yeşillikler var ki, sen ona göre yaz...?
Bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım. Eve gelip hiç yok şeylere gözlerini patlatan o adamlara...
Sana bazen eş, bazen kardeş, bazen ana, bazen baba, bazen de ülke gibi bakan adamlara...
Yaz Hâkim Bey yaz...
Hatta yazma da kır kalemini.