- 692 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
PEYGAMBER YEMEĞİ
Eskiden taşrada gezici olarak köy köy belde belde dolaşarak imamlık veya müezzinlik yaparak halktan hakkullah olarak para ve erzak toplayan genç medrese öğrencilerine cer hocası denirdi. Bu cer hocalarından biri yoksulluğun diz boyu olduğu fukara bir köyde yaz günü köy odasına postu sermiş, ekmek elden su gölden başka bir köye gideceği yok. Verdiği vaazlar, anlattığı kıssalar ve fıkralar da epey ilgi çekermiş hani..
Öte yandan yemek söz konusu olunca doymak nedir bilmezmiş cer Hocası. Hocayı birkaç kişi misafir olarak evine götürmüş. Bakmışlar olacak gibi değil, milletin evini başına yıkacak koca göbekli obur. Çare olarak köylüler yemek getirme işini sıraya koymuşlar. Köylü fakir olduğu için her getiren ya kabak ya da patlıcan yemeği getiriyormuş cer hocaya.
Köyde yemek için tavuk kesilirse ya tavuk hasta olduğu ya da köylü hasta olduğu için kesilirmiş bunun dışında köylü tavuğuna kıyamazmış. Bir gün beş gün derken hoca aynı yemekleri yemekten bıkmış usanmış. Yalandan kim ölmüş sözüne sığınarak cer hocası Cuma namazı için halkın camiî hınca hınç doldurduğu bir gün, taşı gediğine koymuş:
- Ey muhterem cemaat, ben köyünüze geleli hayli zaman oldu bana gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Allah hepinizden razı olsun. Ekmeğimi yemeğimi eksik etmiyosunuz. Bir gün kabak bir gün batlıcan yemeği.. Şu hususu hatırlatmakta fayda var. Bu iki yemek has peygamber yemeğidir. Benim gibi aciz, zavallı bir kulun götü boklu bir tavuk nesine yetmez de zahmet çekip her gün peygamber yemeği ile beni şımartırsınız demiş.