- 457 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SANDIĞA GİDERKEN NELERE DİKKAT EDİLİR
Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilecek olması tabii ki herkes gibi bende de büyük heyecan uyandırmaktadır.
Bu seçim atmosferi, muhakkak ki yerel seçimden farklı olacaktır. Yerel yönetime geçmesini istediğimiz partiden ziyade birey olmuştu ve öyle de olması gerekli. Ama cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de dikkat etmemiz gerekli –kedilerinize sahip çıkın mesela o gece dışarı çıkıp trafoya girmeye yeltenmesin.
Oy pusulasını dikkatli kullanın geçersiz oy kimsenin işine yaramaz.
Çankaya’ya çıkmasını istediğiniz kişiyi iyi analiz edin.
Seçim maratonunda arena da yapılan konuşmaları, çağrışmaları ve bağrışmaları baz almayın sadece.
Seçmek istediğiniz kişinin karakteristik yapısı çok önemli, hem karakteri hem kişiliği temiz biri olmalı.
Geçmişini de iyi analiz etmeli, herkes geçmişini beraberinde taşır çünkü.
Eşit olmalı herkese, toplumun bazı kesimini ötekileştirip bazı kesimlerini bendencilik yapan olmamalı.
Sorunlarda üretebileceği çözümleri, kendi öz iradesi altında gerçekleştirmeli, başkasının emri altında yönetmemeli ülkeyi.
Yeri geldiğinde, halk ile paylaşmalı yapacakları ve yapmayı düşündükleri.
Savaş’a karşı savaş veren, barış gönüllüsü biri olmalı.
Ülke ekonomisini kendi rantına göre değil, bu ülkenin tüm halkları adına kalkındırmalı.
Komşuluk ilişkileri iyi olmalı, tüm komşu ülkelerle iyi geçinip, sağlam zeminler üzerine ticari antlaşmalar yapılmalı.
Yeri geldiğinde bir diktatörün karşısında dik duruşuyla hayranlık uyandırmalı, yeri geldiğinde bir anneyle ağlamalı, bir simitçi çocuktan simit almalı, bir boyacının derdini paylaşmalı. Yani her kesimden halkın içine karışmalı.
Vicdanı olgun olmalı. Acılar karşısında soğukkanlı olup, kimse görmesi diye yalnız başınayken ağlamalı, yani şov yapmamalı. Ve bunun gibi daha nice özellikleri sayabiliriz.
Şimdi önümüzde üç aday var ve üçü de etkili. İzlediğim bir tartışma programında, MHP’li bir vekilin tespitleri çok ilginç. Onlara göre %43 ile Ekmeleddin köşke çıkacakmış ve üstelik bunu ilk turda başaracakmış. Gülmeyin hemen ama kendilerinden emin konuşuyordu. Ki bu analizi neye göre ve nasıl yaptıysa çözmüş değilim ama!!!
Doğu ve güneydoğuda pasif katılım
Seçimin Ağustos ayına denk gelmesi Selahattin Demirtaş için olumsuz olacağı muhakkak. Ki aynı şekilde Tayip Erdoğan içinde öyle. Siz de bilirsiniz ki coğrafi olarak çalışma olanakları kısıtlı bir bölgenin oylarını bekleyecek.
Son zamanlarda yaşanan elektrik problemleri yüzünden, gerek çiftçiler olsun, gerek küçük çapta esnaflar olsun şehir dışında yani kendi yurdundan başka bir bölgede ekmeğini kovalamaya gidiyor. Hal öyle olunca kullanacakları oylar da yanmış oluyor.
Bir de mevsimlik işçileri var. Yine çalışma olanaklarından yoksun, kendi ata yurdunda aç kalmaktansa, evini yükleyip bir minibüsün sırtına sigortasız, sağlıksız koşullarda, üç beş dönüm tarlası olana marabalık yapmak için yola çıkan ve gittikleri yerde değersiz paçavralar gibi görünen mevsimlik işçilerini hatırladınız sanırım. İşte onların kullanmayacakları oylar boşa gitmiş olacak ve yurttaşlık haklarını kullanamayacaklar.
Ha şimdi diyeceksiniz ki bunlar hepsi Demirtaş’a mı çalışacaklardı! Diye. Hayır, tabii ki de. Dediğim gibi Erdoğan’ın da oy kaybı olacak bölgede. Erdoğan ı seven pek çok kişi var. Ve barış adına, müzakereler adına çok umut besleyenler de var. Ben sadece bölge olarak az katılım sağlayabileceklerini söylemek isterim.
Son söylemek istediğim. Kim nerede olursa olsun, mümkün olduğu kadar sınırları zorlasın ve yurttaşlık hakkını kullansın…
Hoşça kalın…