Üstün zekâ ve üstün yetenek sahipleri en mutsuz insanlardır; aptallar ise tersi…
”Yüzsüz” dediklerimizin zannetmeyin ki hiç yüzleri yoktur; aksine onlarca yüzleri vardır.
Geçmişin acıları, bugünün çerezidir.
Açlık, insanı ya terbiye eder ya da yoldan çıkarır.
Akılsızla tartışanın, aklından zoru var demektir.
Doğru kullanılmayan akıl, frenleri tutmayan araba gibidir. O nedenle de sürekli sahibinin başına dert açar.
Eğitilmemiş insanların çoğunlukta olduğu toplumlarda, demokrasi kolayca sömürüye hizmet eden bir araç durumuna getirilebilinir.
Haksızlıkları cezalandırmayan, cezaya müstahaktır.
Yıllar önce “Koku vermeyen çiçekten, ısıtmayan ateşten, yenmeyen yiyecekten” bahsedilseydi, bunun imkansız olduğunu söylerdik. Oysa günümüzde sadece bunların değil daha nicelerinin yapayları yapıldı!
İhanet ettiyse ondan ne sevgili, ne dost, ne arkadaş, ne de komşu olur.
Sanat ve bilimdeki gelişmeleri üstadlara borçluyuz. Ama bu borç, onları aynen taklit etmemizi, hatalarını ört bas etmemizi, eleştirmememizi gerektirmez.
Sır verirsen, borç verirsen ya da boş verirsen dostunu, arkadaşını kaybedersin.
Şansızın horozu bile gece yarısı öter.
Sanat farklılıktır. Farklıysan, farklı bir yorumla farklı bir eser ortaya koyduysan sanatçı olduğun da fark edilecektir.
Sözün tatlısı, biberin acısını bile yok eder.
Tilki ile postunu alırım düşüncesiyle dost olduysan, kümesteki tavuklarını kaybetme ihtimalinin de bulunduğunu unutma!
Yalan toprağında gerçek çiçeği yetişmez.
Evet, vicdanından da kaçabilirsin; ama gene de vicdanın seni mezara kadar kovalayacaktır.
Asırlık çınarlar ağır, sessiz ve sakindir. İşte ben mütevazi insanları asırlık çınarlara bu yüzden benzetirim. Ne asırlık çınarlar ne de mütevazi insanlar bizden kendilerine saygı duymamızı beklemezler, istemezler ama gene de hak ettikleri saygıyı mutlaka görürler.
Zayıf kişi intikam alma peşindedir. Halbuki bu intikam alma isteği giderek onu daha da zayıf yapar.
Her istek bir bedel ödeme taahhüdüdür. O nedenle gerçekleşen her istekten sonra az veya çok mutlaka bir bedel ödenir.
Gösteriş budalası, masaldaki çıplak gezen ama bunun farkında olmayan o aptal krala benzer; çünkü kendisine bakan insanların gözlerindeki alaycı ifadeyi göremez, hatta bunu hayranlık olarak yorumlar.
Uygar toplumlar, molası olmayan bir yolun yolcularıdır.
En haklı savaş, özgürlük için yapılandır.
Dar kafalının sığlığını genişletebilecek bir alet henüz yapılamadı…
Haksızlık yapan bilsin ki; bir gün mutlaka kendi de haksızlığa uğrayacak ama şikâyet etmeye hakkı bile olmayacaktır.
(Yakında kitap olarak bastırmayı düşündüğüm Oruç Baba’dan Aforizmalar-2 ön çalışmasından alınmıştır.)