- 1667 Okunma
- 11 Yorum
- 2 Beğeni
BİR RAMAZAN OTUZ DANA, ON BEŞ SANA, ON BEŞ BANA.
Eski devirlerde devlet öyle köylerde, kasabalarda camilerde imamlık yapanlara maaş filan vermezmiş. Bu imam efendilerin her türlü ihtiyaçları ( Barındıkları ev de dahil) Köylüler tarafından karşılanırmış. Hatta İmam Efendi bekarsa onu helal süt emmiş biriyle baş göz bile ederlermiş.
Tabii ki durum böyle olunca imam efendilerin bir eli yağda bir eli balda bir hayat sürmeleri ya da sefilleri oynamaları tamamen şans ama devlet tarafından atanmadıkları için öyle fakir bir köye bağlanıp kalma mecburiyetleri de yok tabii ki. Bir başka husus da: Bizim köylü milleti için de işin doğrusu köylerinde bir imam varmış-yokmuş çok da dert değildir. Gündüz tarlada gece de kadınlar evde, erkekler kahvede olduklarından zaten cami ya da imamın yüzünü görmezler pek.Köyde bir cami var mı var? Üç Kulhuvallah, bir elham okumasını bilen var mı? Var…İmam işi hallolmuştur.
İşin doğrusu bizim köylü milleti için ( Hatta şimdilerde Şehirli milleti için de ) İmam dediğimiz vatandaşlar sadece ve sadece Ramazan ayları için lazımdır. Çünkü imamlarımız istedikleri kadar kendilerini paralasınlar ‘’Aslolan beş vakit namazdır. Vakit namazlarına gelin ey cemaat-i müslimin vel müslimat, ey cemaat-i mü’minin ve mü’minat’’ diye farketmeyecektir. Farz olan vakit namazlarında neredyse boş olan cami - sünnet olan- teravih namazında tıklım tıklım dolar.
Efendim..Oldukça önemli bir konu da şudur: Köylü vatandaş - Kur’anda açık açık bir sure ile önemi zikredilen- Cuma namazı için herhangi birinin imamlığına hiç itiraz etmez lakin teravih namazı öyle herkesin kıldıracağı bir namaz değildir(!) Derin hoca olmak icap eder(!) ( Derin hoca ile derin devlet arasında bir ilişki yoktur..Çok farklı kavramlardır bunlar )
Tabii ki bu anlattıklarımız daha çok eski devirler için. Şimdi artık Ramazanmış, teravihmiş pek kimsenin umursadığı yok. Köy ve kasabalar da olmasa gelip gelmediğinin bile farkında olmayacağız.
Neyse…
Eski devirlerde eğer köylü saf, hoca da hocalıkla alakası olmayan bir sahtekarsa Ramazan ayı bu sahtekarlar için oldukça kazançlı geçermiş.
Bilindik bir hikayedir ya ben bilmeyen ya da duymamış arkadaşlar için bir kez daha anlatayım.
Böyle sahtekarlardan birinin ayağı bir köye vasıl olmuş. Köyde bir cami var, köylüler teravih namazı konusunda çok istekliler ama hocaları yok. Bu sahtekarı görünce ‘’ bize imam olur musun ‘’ demişler. Bu da ‘’ olurum ama her gün için bir dana’’ İsterim demiş. Köylüler ‘’ Dana kolay. Yalnız sen bize teravih namazı kılmayı da öğreteceksin biz unuttuk ‘’ Deyince sahtekar ‘’ Yahu çok kolay, siz bana uyacaksınız zaten ben ne dersem onu deyin ‘’ demiş.
Anlaşma tamam, eller sıkılmış, hocaya bir de ev ayarlanmış ve teravih namazı başlamış (!) Sahtekar, sürekli ‘’ Ak koyun-kara koyun, başınızı yere koyun ‘’ Deyip milleti yatırıp kaldırıyor.
Bir on gün kadar böyle devam etmiş. Bir gün köylülerden birinin yolu kasabaya düşmüş. Kasabada Müftünün yanına uğramış ve ona ‘’ Allah sizden razı olsun. Bir imam gönderdiniz bize bir günde namazı öğretti’’ Deyince Müftü düşünmüş: ‘’ Biz o köye imam göndermedik. Ayrıca bu nasıl bir imammış ki bir günde öğretmiş namazı ‘’Köylüyle birlikte o köye gelmiş.
Müftü gelince sahtekarın etekleri tutuşmuş ama kaçacak yeri yok. Gece teravih namazına sıra gelmiş nihayet. Sahtekar, tüm ısrarlarına rağmen müftüyü mihraba geçirtememiş. Mecburen kendisi geçmiş ve başlamış namaza(!) ama bu sefer sure (!) de değişmiş tabii ki. Daha önce ‘’Ak koyun, kara koyun, başınızı yere koyun ‘’ olarak okuyan sahte imam bu sefer başlamış: ‘’ Bir Ramazan otuz dana, onbeş sana, on beş bana..’’
Fıkradaki sahtekarın başına daha sonra neler gelmiş bilen eden yok.
Eski devirlerde ayrıca cer hocaları denilen hocalar varmış. Bunlar özellikle Ramazan aylarında köy köy dolaşır köylerde imamlık yaparlarmış. Bu cer hocaları içinde bu işi Allah rızası için yapanlar olduğu gibi köylüyle sıkı bir pazarlık sonucunda oldukça önemli maddi kazançlar için yapanlar da varmış.
Bir ramazan ayında cer hocaları artık köylünün o kadar burnundan getirmişler ki ertesi sene yine bir ramazan ayında bir köye gelen cer hocasının başına bakın neler gelmiş?
Cer Hocası köyün birine gelmiş.. Tabii ki hemen ağanın huzuruna çıkartmışlar. Aylardan yine böyle yaz ayları…Ağa eliyle cer hocasına ‘’ Otur ‘’ işareti yapıp onu oturttuktan sonra başlamış marabalarına bağırmaya ‘’ Ula gavatlar acele edin. İftara kadar bir sürü işimiz var. Daha bağlar gezilecek, süt ve yoğurt süzülecek, bir cer hocası gelmiş, düzülecek’’
Cer hocası bakmış ağanın niyeti niyet değil pirelenmeye başlamış tabii ki. Ağadan müsaade istemiş…Ağa ‘’ yahu kalaydın’’ filan dese de hoca adeta cehennemden kaçar gibi kaçmış o köyden. Bir kaç kilometre ötedeki bir başka köye kapağı atmış. Orada da yine Ağanın konağına buyur etmişler bunu. Ağa hocaya’’ Yahu hoca soluk soluğa kalmışsın. Arkandan kovalayan mı oldu? Hele otur dinlen ve anlat ne bu telaşın?’’ Diye sorunca hoca başlamış anlatmaya : ‘’ Ağam aşağı köye gittiydim ağası ile tanıştım. Baktım adam her beş dakikada bir ‘’ Ula gavatlar acele edin. İftara kadar bir sürü işimiz var. Daha bağlar gezilecek, süt ve yoğurt süzülecek, bir cer hocası gelmiş, düzülecek’’ diye bağırıyor, anladım ki herifin niyeti kötü. Baktım niyet kötü dedim kolla gözü ve sana geldim ağam…
Ağa bıyıklarını sıvazlamış. ‘’ Vay namussuz yalancı vay. Onlar ne zamandan beri cer hocası düzer olmuşlar? Sen merak etme ve üzülme hocam. Bu işi seneledir bizim köyün yaptığını bu civarda bilmeyen yoktur. Ben sorarım o yalancı ağaya…’’
Bu mübarek günde anlatılacak fıkralar değil bunlar biliyorum ama hani Ramazan ayı boyunca, yapacağı bir iki saatlik programın her günü için 20.000 kağıt alan hocaları duyup öğrenince onları da şu pala bıyıklı ağaların yaşadıkları köylere göndermek içimden geçmiyor dersem yalan söylemiş olurum.
Efendim bazı hocalar ‘’ teravih namazı diye bir namaz yoktur’’ diye kıçlarını yırta dursunlar Diyanet İşleri Başkanlığı tüm camilere genelge göndererek teravih namazlarında bundan böyle her iki rekatta bir selam verileceğini bilidirmiş. Bizim caminin imamı zaten ağııır ağıır kıldırırdı teravih namazını. Şimdi iyice yavaşladı.İlle velakin iki rakatta bir selam vermek de kâr etmiyor. Bazı hocaların hızına yetişmenin imkanı yok o bakımdan da ben Teravih namazını mutlaka bizim mahallenin camiinde kılarım. Geçen sene Esenler tarafında bir camide kılmıştım biraderle birlikte…Onlar antremanlı tabii ki.. Ben resmen karikatürdeki vatandaşların durumuna düştüm. Şimdi birader çağırıyor yine iftar yemeğine. ‘’ O imam o camiden başka bir yere atanmadan mümkün değil gelmem ‘’ diye cevap verdim.Tamam yaşlı sayılırım ama can tatlı ne de olsa.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Sana da hayırlı Ramazanlar.
Selam ve sevgillerimle.
ömrünüze bereket hocam yine okurken düşündüren dizelerdi bir kahve içimi eğlendim gönül evinizde kaleminiz daim ilhamınız bol olsun saygılar selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Sami hocam konu fevkalade önemli de yine de genelleme yapmayalım yani.
Hayırlı ramazanlar.
Sağlıcakla.
sami biberoğulları
Allah razı olsun..Genelleme yapmamaya azami dercede dikkat gösterdiğimi sanıyordum..Böyle bir algı oluşturmuş isem siler atarım bu yazıyı.
Selam sevgi ve dualarımla. Allaha emanet olasın.