İlk orucum…
İlk orucunu ne zaman tutmuştun?
Aklına gelsin o heyecanlı günler.
Yemeyi içmeyi o gün unutmuştun.
Film şeridi gibi geçer o güzel günler.
Küçüktün heyecanın vardı oruç için.
Hani annene sormuştun oruç niçin?
Tutma dediklerinde ağladın için için.
Film şeridi gibi geçer o güzel günler.
Oruç tuttuğum o gün hala aklımda.
Açlık, heyecan, sevinç vardı halımda.
Allah rızası kazanmak kaldı dalımda.
Film şeridi gibi geçer o güzel günler.
Allah rızası olunca her olay vız gelir.
Kullar sevap kazanacak yolları bilir.
Her gün farklı ve güzel güne girilir.
Film şeridi gibi geçer o güzel günler.
Geçmişten güzel hatıra kalması için,
Yaratanın sunduğu doğru yola geçin.
Ne olur güzelliği, doğru olanı seçin.
Film şeridi gibi geçsin o güzel günler.
Sanki siyah beyaz bir film şeridi gibi.Bundan tam 33 yıl önceydi.Yine bir yaz mevsimi…Uzun ve sıcak günler…O zamanlar küçük bir çocuktum.İlkokul birinci sınıfa kayıt olacaktım.Çocukluğumun son yaz tatilini yaşıyor, okulun açılmasını dört gözle bekliyordum.
Oturduğumuz evde tatlı bir telaş, koşuşturma vardı.Annem, babam gecenin karanlığında gece yarısı kalkar,çay demleyip kahvaltı yapar sabah ezanının okunmasını dört gözle beklerlerdi.Gecenin sessizliği olsa da; bu telaş, bu koşuşturma ortamında uyunur mu? Küçük çocuk olduğum halde ben de kalktım.Annemi görünce:
-Anne siz ne yapıyorsunuz? Diye sordum.
Annem de:
-Oğlum yarın ki orucu tutmak için sahur yapıyor,yemek yiyor, su içiyoruz.
-Anne oruç nasıl tutulur?
-Oğlum Allah’ın rızası için gece sahura kalkılır, yarın ki Ramazan orucunu tutmaya diye niyet edilir.İmsak vaktine kadar yenir, içilir.Gündüz vakti de her türlü yeme ve içmeden uzak durulur,akşam vakti ezan okunması ile iftar olur.Yani Allah’ın bizler için verdiği nimetlerden afiyetle yer içer, orucumuzu açmış bugünün orucunu tutmuş oluruz.
Zor olacağını bilsem de anneme:
-Ben de oruç tutabilir miyim? dedim.Babam:
-Oğlum sen zorlanırsın hem de sana farz değil.Sen büyü ortaokula başla o zaman oruç tutarsın dedi.Ben de yok yok gücümün yettiği kadar tutayım dedim.Onlar da gel sahur yemeğinden sen de ye gündüz vakti acıktığın, dayanamadığın zaman yersin orucun kenarından tutarsın dediler.
Çok sevindim, çok heyecanlandım.Sahur yemeğinden yedim, çayımı içtim.İmsak vakti girince salah verilince yemeden, içmeden elimizi çektik.Ardından sabah ezanı okundu.Annem babam sabah namazını kılarak yattılar.Ben de orucu tutmak heyecanı ve sevinci ile yatağıma gittim.
Her gün sabah kalktığımızda kahvaltı yapar güne öyle başlardık.Bugün kahvaltı yok.Çünkü oruç tutuyoruz.Saatler zor geçiyordu.Öğle olduğunda iyice acıkmış ve susamış gözümün önünü göremez olmuştum.Annem bu durumumu görmüş olacak ki beni dikkatlice izliyordu.
-Oğlum,gel yemeğini ye orucunu aç dedi.Ben de:
-Anne bu saatte oruç açılır mı? Dedim.
-Oğlum bak dayanamıyorsun,yarın da öğlene kadar tutar, bir oruç tutmuş olursun dedi.
-Ben de utana,sıkıla yedim, içtim.
Sonraki gün de öğleye kadar tuttum.Oruç tutma hevesim ve heyecanım böylece geldi.Sonraki yıllar da ortaokula başlayana kadar orucu tam tutamasam da kenarından tutmaya çalıştım.Böylece içimdeki oruç tutma şevki ve aşkı kaybolmadı.
Ortaokula başladığım günden beri de çok şükür orucumu tutuyor,Yüce yaratana şükrediyorum.Şimdi kendi çocuklarımız da benim çocukluğumdaki gibi yapıyor,orucun ucundan tutmaya çalışıyorlar.Biz büyüklerin Allah rızası için tam ve bütün azalara oruç tutturması gerekir.Ne mutlu o kişilere ki oruçlarına hiçbir günah bulaştırmadan Allah rızası için oruç tutarlar.Bizler de bütün azalarımıza oruç tutturarak yüce yaratanın rızasını kazanmalıyız…
08.07.2014
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.