Bilgi Üzerine
BİR ŞEY VAR BİLDİĞİM O DA BİR ŞEY BİLMEDİĞİM(*)
Bu yazımın başlığındaki Sokrat’ın sözü, bugün hâlâ insana çok şey öğretiyor. Sokrat zamanın en bilgelerine gitmiş sorular sormuş ama cevap alamamıştır. Lakin, nerede kenarda köşede duran, biliyorum diye öne çıkmayan ama bilgili insanları da belirlemiş ve onları takdir etmiştir. Çünkü onlar o aynı sorulara cevap verlmişlerdir
O hep halkın içinde bulunan, hiçbir satır yazmadan, fikir ve düşünceleriyle felsefenin en önemli insanı olarak bugüne gelmiştir. O’nun hakkında burada fazlaca bir şey yazmayacağım. Bilenler O’nu biliyor zaten, bilmeyenler de varsa biraz zamanlarını ayırıp hakkında bir felsefe sitesinden hiç değilse hayatı ve fikirleri hakkında biraz bilgi edinsinler. O’nun hakkında edindikleri bilgiler kendilerine çok gerekli olacaktır.
Platon’un yazdığı " Sokrates’in Savunması" herkesin okuması gerekli diyebileceğim çok önemli bir kitaptır.
İnsan vardır "ben biliyorum" der. Ne okur, ne de öyle kendini geliştirmek için bir çaba sarf eder. Çünkü biliyordur. Aslında bir şey bildiği yoktur ama bilmişlik taslamaktan da hiç geri kalmaz. İşte bu tür insanlar gelişme sağlayamazlar.
Toplumumuzun aydın, entelektüel kişilere ihtiyacı var. Hele bizim gibi geri kalmış bir ülke ise, bilgiye çok ama çok fazla önem vermeliyiz. Bizi idare edecek kişiler ancak; akıllı bir toplum olabilirse, onlar da o toplumun içinden çıkıp, bizi yönetecek, akıl dolu idareciler olabilirler. Eğitimimizi daha kaliteli hâle getirmeliyiz. Eğitimde yapılacak olan gelişmeler bizim ileride daha iyi bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Çünkü akıllı insanların oluşturacağı yönetimler sayesinde gelecekte daha güzel işler yaparak hatalarımızı ve eksiklerimizi belirleyip, daha sonra da onlara dört elle sarılarak, bizler de memleketimizi yarınlarda yaşam standartı olarak, refah seviyesini yükseltmiş oluruz.
Bunlar tabii ki, kısa zamanda olacak işler değil, uzun zaman isteyen projeler sonucu olacak meselelerdir.
Toplum olarak okuyan değil de, bakan bir millet olduk. Okumaya bu kadar niye önem vermiyoruz. Çünkü biz biliyoruz. Asıl bilmiyoruz, bızim milletimizin okuması lazım, hem de gece gündüz okuması lazım. Kendisine hayran olduğum güzel insan Cemal Gülas (Doğa fotoğrafçısı-Belgesel yapımcısı) sitesinde yazdığı bir yazısını böyle bitirmiş:
" Dünyayı bildiklerimizle anlar, değerlendirir ve yaşarız. Ama gelişmek hep daha sonra öğrendiklerimizin sonucudur. Bu nedenle kendimizi "Biliyorum"un kör hücrelerine hapsetmek yerine, Öğreniyorum’un sonsuz özgürlüğüne emanet edelim. "
Bilen, gerçekten ilim yapmış, hakikaten çok bilgili alim kişiler vardır. Profesörler mesela, onlar bilgi için gece gündüz kafa patlatarak kendi dallarında otorite olacak düzeye ermişlerdir. Lakin, sorsanız onlar yine hep daha bir şeyler öğrenmek için uğraşıyorlardır. Hiç de öyle biliyorum diye de kendilerini övmezler.
Benim değinmek istediğim insanların bilgiye ve öğrenmeye açık olmaları gerektiğini ortaya koymak, bilginin önemini vurgulamak.
Kendi şahsıma bilgilenmek için çok kitap okudum. Bilmediklerimi öğrenmek bana zevk veriyor. Öyle alanlarım oldu ki son yedi senede; dağcılık, edebiyat, bilgisayar gibi. Son derece zevkli tutkulardı bunlar.
Dağcılık üzerine hiç bilgi sahibi degildim, şimdi de öyle zannediyorum. Halen yeni bir şeyler öğrenmek için uğraşıyorum. "Bilmiyorum" diyorum, her geçen gün hep bir şeyler öğrenerek gelişmeler sağlıyorum.
İnsanların yanlışlar yapabileceğini ve bunun da normal olduğunu düşünürüm. Yapılan yanlışlardan ders alabiliyorsa o zaman yaptığı yanlıştan doğruyu bulabilir. Telafisi olmayacak hatalar yaparsa işte onun cezasını da ömür boyu çeker.
Benim bir iş arkadaşım var. İsmi Ali, İranlı, aynı fabrikada on beş senedir birlikte çalışıyoruz. Ben tasavvuf ve felsefesiyle ilgilenmeye başladıktan sonra çok derin sohbetlerimiz oldu. Mevlana aşığı, Mevlana´yı uzun yıllardan beri araştırmış. Çok tasavvuf ile ilgili kitaplar okumuş.
Biz onunla; Mesnevide anlatılan konular hakkında, Kelile ve Dimne -Beydaba gibi 2000 sene öncesi yazılmış kıymetli eseri, ondaki anlatılan hayvanların konuşmalarıyla, masall arla anlatılan o mükemmel yapıt hakkında konuşuruz. Bir de Sadi Şirazinin Bostan ve Gülüstan adlı kitabı vardır, o kitap hakkında ve aylarca hep belirlediğimiz konuları konuşmuşuzdur. Ali bildiklerini bana anlatmış ve bana faydalı olmuştur. O�na bir gün dedim;
" Ali, sen benim ansiklopedim gibisin." Güldü, tabii ki yine o, hiçbir şey bilmiyormuş gibi, o hoş tavrını takındı.
Benim aklıma bir şey gelir, hemen giderim Ali´ye sorarım. Bu; bir, iki, üç Ne sorsam cevabı hazırdır. Nasıl bilgili bir kişidir anlatamam. Ali, Şah döneminde İran´da başlayan siyasi hareketlere katılmış bir devrimci. Almanya`ya iltica etmiş.
Tanımaktan çok mutlu olduğum güzel insanlar oldu. Onlar beni çok etkilemiştir. "Azdılar ama ıyiki varlardı" demişimdir hep. Bir de olmasalardı, hiç insan görmeden gidecektim bu dünyadan. Hiç, benim demeyen, herkesin yardımına koşan, hep toplumda insanlara faydalı olmak için çaba sarf eden, mütevazı insanlardır onlar. Onlar gayet sade yaşarlar. Gösteriş nedir bilmezler. Çok bilgilidir ama hep yine karşısındaki insanlara karşı büyüklük yapmazlar. Bildikleri ile kendilerini göstermek istemeyen, yalnız bilgileriyle insanlara fayda sağlayan değerli insanlardır. Allah onlar gibi insanların toplumumuzda çoğalmasını nasip eder insallah.
"Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? "
"Cahil dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun ."
Bilmeyenler, bilenlere sorsun, araştırsın, hep öğrenmek için çabalasın. Biliyorum demek o kadar kolay değil. Lakin; ben bu yaşıma kadar çok az bilmiyorum diyen insan gördüm. Yani çoğunluk hep biliyor.
Biliyor olanlar bilmeyenlere yardımcı olsunlar. Topluma yararlı bireyler olarak hep gönüllerde yaşasınlar. Amma hiç bir zaman bilmeyenleri, bilmedikleri için aşağılamasınlar. İşte ancak o zaman onlar "makbul insan " olacaklar. Ne mutlu öyle olabilen insanlara. Öyle bilenlere de...
Bilmeyip de öğrenmek için çaba sarfedenlere!
"Konuşuyorsanız sizi dinleyen kulaklar olmalı." Nietzsche
"Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Mevlânâ
Sevgili Peygamberimizin bu altın sözüyle yazımı bitiriyorum.
"İnsan ilim yaparsa âlim olur, âlimim derse cahil olur. "
...
Fikret Şimşek
YORUMLAR
."Ben bilemediğimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım..."
"Bildiğim Bir Şey Varsa, O'da Hiçbir Şey Bilmediğimdir...."
Sokrates
farki fark ettiren
dusunmeyi dusunen kaleminize saygilarimi sunuyorum.
sorgulayan, sorgulattiran duyarli yureginize selam olsun daima.
tesekkur ediyorum...
sevgimle .......
.......
İnsan vardır "ben biliyorum" der. Ne okur, ne de öyle kendini geliştirmek için bir çaba sarf eder. Çünkü biliyordur. Aslında bir şey bildiği yoktur ama bilmişlik taslamaktan da hiç geri kalmaz. İşte bu tür insanlar gelişme sağlayamazlar.
Toplumumuzun aydın, entelektüel kişilere ihtiyacı var. Hele bizim gibi geri kalmış bir ülke ise, bilgiye çok ama çok fazla önem vermeliyiz. Bizi idare edecek kişiler ancak; akıllı bir toplum olabilirse, onlar da o toplumun içinden çıkıp, bizi yönetecek, akıl dolu idareciler olabilirler. Eğitimimizi daha kaliteli hâle getirmeliyiz. Eğitimde yapılacak olan gelişmeler bizim ileride daha iyi bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Çünkü akıllı insanların oluşturacağı yönetimler sayesinde gelecekte daha güzel işler yaparak hatalarımızı ve eksiklerimizi belirleyip, daha sonra da onlara dört elle sarılarak, bizler de memleketimizi yarınlarda yaşam standartı olarak, refah seviyesini yükseltmiş oluruz.
"Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? "
"Cahil dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun ."
cok güzel sizin yazdiklarinizi okumak
bilgilerle dolu ufuk acici.
yüreginize saglik
sonsuz sevgimle
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? "
"Cahil dostun olacağına, akıllı düşmanın Bilmeyip de öğrenmek için çaba sarfedenlere!
"Konuşuyorsanız sizi dinleyen kulaklar olmalı." Nietzsche
"Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Mevlânâ
Sevgili Peygamberimizin bu altın sözüyle yazımı bitiriyorum.
"İnsan ilim yaparsa âlim olur, âlimim derse cahil olur. "
hocam ben dersimi aldım çalışacağım.kaleminize sağlık.
olsun ."
İşte o insanlardan biri sizsinz.SİZİ TANIMAK BİR ŞANS
bende o şanslı kişiyim...
Bildikleri ile kendilerini göstermek istemeyen, yalnız bilgileriyle insanlara fayda sağlayan değerli insanlardır. Allah onlar gibi insanların toplumumuzda çoğalmasını nasip eder insallah.
Yazınızdan dersler aldık...Ellerinize sağlık...
Kaleminiz tükenmeden yazıp çevreyi aydınlatsın...
_ZERRE_
bizi bilen bilir .... bilmeyen neylesin " diyor ya Yunus
o geldi aklima...
selamlar ............
okudum,kendi payima düseni aldim..
herkes birseyler demis,cok (güzel)seyler demisler belliki belirli bir bilgi birikimi olan insanlar..
genelde aklimin bir kösesine yazarim ögrendigimi ve her defasinda ben aslinda hic birsey bilmiyormusum derim,ama ayni zamanda ögrenmenin keyfini yasarim...
yine öyle oldu..
tesekkür ediyorum ..
paylastiginiz icin,farkiniz icin..
sevgiyle
YILDIZ
Önce sizin yazınızı,sonra da bütün yorum yapan arkadaşların yazılarını okudum. İyi ki de okumuşum,bilmediğim sözler ve hikayeler öğrendim sayenizde.Öğrenmektir en güzel açlık derim ben de hep. Hepimiz birbirimizden bişeyler öğrenerek yaşarız ve öğrencilik yaşadığımız sürece devam eder.
Okumak,gezmek,incelemek imkânlarımız elverdiğince ve en önemlisi paylaşımcı olmak...
Sizin bizimle bu harika yazınızı paylaştığınız gibi.Teşekkürler yazan ve paylaşan yüreklere.
Sevgi ve selâmlarımla Zerre...
Öğrenmenin, bilginin sonu yok elbet. Fakat bildim, tamam dediğiniz anda öğrenmeyi durdurmuş olursunuz. İnsan kapasitesinin çok az bir kısmını kullanıyor. Büyük dahiler bile kapasitesini çok az kullanmakta.
Bir diğer husus; paylaşmakla da entelektüel birikim artmakta, özellikle değerli dostlar arasındaki fikir alış-verişleri insanın şahsi terakkiyatında faydalı olmakta. Hayat faaliyetinde dostluğun önemini iyi anlamalı. Anahtar sevgi ve dostluk.
Tebrikler, değerli dost.
Toplumumuzun aydın, entelektüel kişilere ihtiyacı var. Hele bizim gibi geri kalmış bir ülke ise, bilgiye çok ama çok fazla önem vermeliyiz. Bizi idare edecek kişiler ancak; akıllı bir toplum olabilirse, onlar da o toplumun içinden çıkıp, bizi yönetecek, akıl dolu idareciler olabilirler. Eğitimimizi daha kaliteli hâle getirmeliyiz. Eğitimde yapılacak olan gelişmeler bizim ileride daha iyi bir toplum olmamızı sağlayacaktır. Çünkü akıllı insanların oluşturacağı yönetimler sayesinde gelecekte daha güzel işler yaparak hatalarımızı ve eksiklerimizi belirleyip, daha sonra da onlara dört elle sarılarak, bizler de memleketimizi yarınlarda yaşam standartı olarak, refah seviyesini yükseltmiş oluruz.
Ahhhhhh ahhhhhhhh bu aralar cahillik baki diyorum malesef ...
" Her şeyi bildiğini zannedenler,
aslında "hiçbir şey" bilmediklerinin farkında değiller.. "
Bu "hiçbir şey"de dir her şey..
Beynimizin kulalanabildiğimiz zerresinde algıladığımızı herşey zananedersek bütün adını düşünemiyorum.
Bilginin ve öğrenmenin sınır yoktur.. Böyle düşünmeseydi ilim adamları biz hala bilmem hagi çağda asılı kalırdık düşünemiyorum..
Bilene saygı o ayrı gerçekten saygı duyulmalı ama nefsi şişirilmeli kanımca.Hiç bir konuda etiket takılmaması gerektiğini düşünüyorum, bilginin sınırı yoksa etiket ile sınırlamak niye ?
Benim en büyük yaram, Türk milletinin ciddi bir okuma kusurlu olmasıdır.. Sakın sakın bunu hakaret olarak almayınız.. Günümün büyük çoğunluğu değişik kitlelerden insalarla ve hergün farklı kişilerle geçirince bundan kesinlikle emin oldum. Okumaz , _şunu bir okuyuver, _ya okudum ya anlamdım sen anlatsan.. Dibinde durur okur emin olmak için sorar tabalayı..Ya da okur ama yanlış anlarlar saatlerce iki satırı anlatır durursunuz..Sonuçta suçluda olursunuz.. Elindeki kağıdın bile /ki şahsınadır yazı/ sadece başlığını okur ve hepsini okudum addederek hakaree kadar üstünüze çok kolay gelebilirler.. yani bilgi için ilk okumayı öğrenmeliyiz diyorum..Okumak ve araştırmak, yetinmemek..
Devrandan bir habersinizdir , kim ne derse doğrudur , hele ilk söylenen katidir yada söyleyen kesin haklıdır..helede siz savunuyorsanız kesin doğrudur..yanlış bilgide inadı da anlama hiç..
En çok neye üzülüyorum ; dinimiz konusunda önümüzde çok büyük bir kitap dururken nedense okumaz duymayı tercih ederiz ve ne acıdırki Allahın sözü yerine kul sözü ile yol almaya çalışırız.. Yazık çünkü 10 kişilik bile kulaktan kulağa oynadığınızda söz değişir ya bunca yıl dilden dile dolaşanlar..Korkarım ben Allah'tan..
Kişiden bir konu öğreniyorsam ilk sorduğum kaynağıdır, her konuda.. Kesinlikle bilginin sınırı olamaz ki zaten beş duyu ötesini algılamayan bir varlığın bildiği de beş duyu ile sınırlıdır Duyuların alt ve sütünü biliyorum demek kimsenin haddi değil ki kim ne yi biliyor daha..
Edinebileceğimiz bilgi = tecrübe + OKUMAK...
Çok derin bir yarama dokundu yazınız..
Kutluyorum bu güzel yazıdan dolayı sizi..
Saygı ve sevgimle..
goody tarafından 5/26/2008 11:33:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Hak'tan ve faziletlerden mahrum olan bilgi, hilekârlıktır, onun akıl ve zekâ ile alâkası yoktur" EFLATUN...
HER BİLDİĞİNİ SÖYLEME, FAKAT HER SÖYLEDİĞİNİ BİL...MARCEL LENOİR.
biliyorum demek bilmemektir...her zaman birilerinden öğreneceklerimiz vardır...ögrenmenin yaşı yoktur derler ve hakikat da budur...
annem her zaman bana kitaplar hediye alır, bu yaşımda bile ... annemin gözleri çok okumaktan ve de bünyesel olarak sıkıntılı dönemler yaşatıyor ve en çokda sevdiği kitapları yazıları okuyamamaktan kahroluyor...
düşünün kolunun atında hala kitaplarla gezer ve bizlere küçük küçük notlar toplar ceplerimize sıkıstırır...gazetelerden köşe yazılarını keser bize okutmak için...
ama biz dahil bir çok kişi bir sorunu olduğunda anneme danışır...hep bir doğru cevap bulunur.
bize okuma zevkini verende kendısıdır...
hep gıpta ile bakmısımdır her konuda nasılda bilgisi var diye ..ama "hayır cocuklar bilim ve tıp her zaman ilerliyor ve benden önde" der...ve okumaya devam eder gözleri elverdiğince..
bilge kişi olupda karsındakının yüzüne vurmamak çok önemli bi konudur... el vermek gibidir, bayrak yarışı gibidir... öğrendiklerimizi her daim aktarmalıyız bizlerde, paylaşmalıyız dostlarımızla, cocuklarımızla, gençlerımızle...
yazı muhtesem olmus, sizi de tebrik ederim, harıka bir konuya değinmişsiniz sevgili zerre...
teşekkür ederim... sizi okumak keyifti ve de yenıden bir seyler öğrenmek için kolları sıvadım bile....
evrensel tarafından 5/26/2008 10:28:10 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? "
"Cahil dostun olacağına, akıllı düşmanın olsun ."
Bilmeyenler, bilenlere sorsun, araştırsın, hep öğrenmek için çabalasın. Biliyorum demek o kadar kolay değil. Lakin; ben bu yaşıma kadar çok az bilmiyorum diyen insan gördüm. Yani çoğunluk hep biliyor.
Biliyor olanlar bilmeyenlere yardımcı olsunlar. Topluma yararlı bireyler olarak hep gönüllerde yaşasınlar. Amma hiç bir zaman bilmeyenleri, bilmedikleri için aşağılamasınlar. İşte ancak o zaman onlar "makbul insan " olacaklar. Ne mutlu öyle olabilen insanlara. Öyle bilenlere de... Bilmeyip de öğrenmek için bilmiyorum diyenlere ...!!!
"Konuşuyorsanız sizi dinleyen kulaklar olmalı." Nietzsche
"Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır. Mevlânâ
Sevgili Peygamberimizin bu altın sözüyle yazımı bitiriyorum.
"İnsan ilim yaparsa âlim olur, âlimim derse cahil olur. "
adamın biri anahtarcıya gelmiş " miftah "yapmasını istemiş ..anahtarcı yapamam demiş...adam gittikten sonra yan komşusuna miftahın ne olduğunu sormuş...komşusu "o anahtar demektir "deyince " yahu ben nasıl anahtarcıyım kendi mesleğimle ilgili kelimeyi bile bilmiyorum diye dövünmüş... o an karar vermiş, kepengeleri kapatmalıyım ve ilim öğrenmeliyim..ancak ozaman mutlulukla işimi yapabilirim demiş...ve dediğini uygulamış ilim öğrenmek için yollara düşmüş..aylarca yol yürümüş ..sonunda bir şehirde eğitim veren medresede derslere başlamış ..uğraşmış didinmiş bakmış ki bir şey anlamıyor sonunda vazgeçmiş..geldiği yere dönmek için tekrar yollara düşmüş.. aylarca yol yürümüş derken susamış bir kuyunun yanına gelip kovayı suya atmış...suyu çekerken kuyunun taşlarının oyulduğunu fark etmiş ..ve düşünmeye başlamış, "bu taşlar nasıl oyuldu?" diye..sonunda bulmuş . bu kovanın ipi yıllarca bu taşın üzerinde gide gele burayı oymuş..benim bildiğim taş ipi keser ama sabırla ip taşı kesmiş..o halde vazgeçmez sabırla öğrenmeye devam edersem bende ilim öğrenirim demiş geriye dönerek ilim tahsilini tamamlamış ve başarmış...
evet öğrenmek sabır işi çile işi ...ama her türlü zahmete değecek ölümsüz güzellik ..bilgi dünyanın en değerli hazinesi..ve paylaşmak bilgiyi...güzelliklere güzellik katmak...değerli yazar dost kutlarım anlamlı harika yazınızı..gönül güzelliklerinizi...
sevgi saygı selamlarımla..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 9/4/2011 11:16:58 AM zamanında düzenlenmiştir.
_ZERRE_
:-)))
sizin zerreniz .
sevgimle.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
mahcubiyetten yanaklar pembe..:)
ne güzel ne özel yüreksin sağolasın her dem varolasın Zerre dost sevgi saygı selamlarımla...
ÇOk güzeldi Fikret .. Öğrenmenin sonu olmamalı bencede ve ben de kendi adıma iyi okurum ama senin dediğin şu kitabı bulamadım ya içim ona yanıyor ve bak yazında bir tanesinden daha söz ediyorsun ve ben onu da listeme eklemiştim ve şu an arattırıyorum tanıdık bir dağıtımcının aracılığı ile umarım bulur yoksa çok üzülürüm , netten parça parça buluyorum bir kaç şiirlerini ama yeterli olmuyor ...Zamanımızı boşa geçirmemeliyiz bence ve ne kadar bildiğimize bakmadan okumaya devam etmeliyiz ne diyor Tagore ; Boş zaman yoktur , boşa geçen zaman vardır ........
Söylenecek çok şey var ama seni okumak daha güzeldi , bu güzel , anlamlı ve bir o kadar da bilgi yüklü yazından dolayı seni kutluyorum can , sevgiyle kal ve en önemliside bilginle kal ....
biz bilgimizi de doğru kullanmıyoruz ki...
eksik olanları,kulaktan dolmaları alıp satmaya kalkıyoruz
araştırma yok,
çalışma yok...
oysa bilginin ve öğrenmenin yaşı hiç yok...
bşilgi her daim yenidir...
ve hayat her zaman yeni bilgilerle karşımızda durur...
ben payıma düşenleri aldım ağabey
eyvallah...
saygılar....
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Demiş rahmetli UĞUR MUMCU
İnsan beyni dibi delik küp gibidir ne kadar doldurduğunu sansandan hep boş yer vardır mutlaka öğrenmek ,öğrendiğini anlamak anladığını uygulamak yaşatmak Bilgi uzun bir kolye gibi zinicr halklarından biri kopuk oldumu bildiğini sandığın şey çok zaman hiç bir işe yaramaz yada yanlış biliyosundur demektir Başlık olarak çok basit de görünse sevgili zerre aslında çok zor bir konu seçmişsin yazmak için çünki çoğumuz niye var olduğumuzu dahi bilmiyoruz öyle değil mi
İnsan ilim yaparsa âlim olur, âlimim derse cahil olur. "
Handi derler ya okumuş insanın cahili daha tehilekilidr diye
tebrikler güzel bir konuydu sevgiyle