- 647 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PAYIMIZA BU KADAR MI DÜŞTÜ?
PAYIMIZA BU KADAR MI DÜŞTÜ?
Bir ay önce Bursa’da, bacanağımı ziyaret ettim.
Emekli, birinci katta, bahçeli mütevazı bir evde yaşamını sürdürüyor.
Bahçesinin düzeni, bakımı dikkatimi çekti.
Komşu bahçe ise, adeta başka mevsimde, başka kıtada yaşıyor.
Bakımsız, sevimsiz, bakarken gözünüzü yoruyor.
Merak ettim ve sordum:
-“Sizin bahçeyle kim ilgileniyor, komşu bahçe neden bakımsız?”
Okuyunca ibretle ders alacağımız konuyu anlatmaya başladı:
-“Bizim bahçe ile düzenli olarak ben ilgileniyorum.
Komşu bahçe de yakın bir zamana kadar bakımlı idi” dedi.
-“ Peki, şimdi niye bakımsız, bahçıvan mı öldü?
-Komşu apartmanın yöneticisi yok. Gönüllü olarak
bir hane sahibi, bahçe ile ilgileniyordu.
Toprağın çapasını yapıyor. Yabani otları yoluyor, suluyor,
ilaçlamasını yapıyor, ağaçları da buduyordu.
Hatta ayva ağacının hasadını da yapmış, hak geçmesin diye
daire sayısı kadar tartarak paket yapmış.
Tüm hizmetler tek elden çıksın, kimseyi yormayayım diye,
daire daire, kat kat gezip, herkese :
-“Buyurun bizim bahçenin doğal ürünleri, helal ve sağlıklı
Afiyetle yiyin” diyerek ayvaları dağıtmış.
Birçoğu mahcubiyet içerisinde teşekkür ederek almış.
Ama bir daire sahibi, sorduğu densiz soru ile, her güzelliğin önünü kapamış.
Hiçbir çaba, külfet, emek ve masraf yapmadan,
kapısına kadar servis edilen 2 kg ayva için teşekkür yerine :
- “Bu kadar mı düştü?” diye pişkince sorunca,
bahçe de gönüllü bahçıvanını kaybetmiş oldu.
/
Aidat bile ödemediğiniz bir apartmanda, şehirde, ülkede, dünyada
hiçbir çaba sarf etmeden, sizi sunulan gönüllü armağanı
sorgularsanız, diğer insanlara da haksızlık etmiş olmaz mısınız?
Çalışmıyorsanız, çalışana saygılı olmak gerekmez miydi?
BU DA FARE AKLI
Bu anı da 35 yıl önce çocukluğumdan beri hatırımdadır.
Gıda maddeleri satan bir esnafı, çöpe bir şeyler atarken görmüştüm.
Çocukluk işte merak ettim ve sordum:
-“amca o paketleri neden çöpe atıyorsun?”
-“fareler ısırmış, bize zarar verdi işte” diye
kızgın ifadelerle sitem etmişti.
Latif ifadeleri olan bu esnaf amca, biraz da
kendini rahatlatmak için bir hikâye anlatmış
ve birlikte gülmüştük.
Yavruları öldürülen bilge bir fare şöyle
haykırmış:
-“Bu insanları anlayamıyorum.
Gıdalara dişimizi sürüyoruz. Bedelini canımızla
ödüyoruz. Oysa başka yerlerimizi sürünce
fark etmeyip yiyorlar, itiraz etmiyorlar.”
MAKSAT YEŞİLLİK OLSUN
Yıllarca dernek kurulumu, yönetimi, organizasyonu
görevlerinde bulunduğumdan, zaman zaman
farklı şehirlerden, telefonla veya bizzat davet ederek
ar-ge ve bilgi desteği isteyen kurumlar oluyordu.
Yine böyle bir niyetle, bir heyet halinde
bir derneği ziyaret etmiştik.
Dernek adının başına “çevreci” kelimesi ekleyerek
tabelayı da asmışlar.
Sen misin çevreci tabelası asan, telefonlar gelmeye başlamış.
Muhtelif kurumlardan, okullardan:
“-Efendim okulumuzun bahçesini yeni düzenledik, on tane
çam fidanı alabilir miyiz?”
“-doğum gününde eşime fidan hediye etmek istiyorum.
Evlere servisiniz var mı?”
Gibi talepler gelmeye başlayınca, tabelayı ve unvanı
değiştirmek zorunda kalmışlar.
/
Ya tabelanın hakkını vereceksin.
Ya da “maksat yeşillik olsun” düşüncesi ile hareket etmeyeceksin.
Anılar devam edecek…
Hoşça kalın, dostça kalın.
Ali Rıza MALKOÇ
05/07/2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.