- 3153 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BEN ALLAHIN İŞİNE KARIŞMAM
Ahmet yaylada gezerken manda pisliğini karıştıran böceklere bakarak.
Ya Rabbim, her şeyi yarattın ama şu böcekleri niye yarattın diye kendi kendine söylenir.
Git zaman gel zaman gün gelir bu adam hastalanır ve nihayet günün birinde bir dostu ziyaretine gelir.
--- Geçmiş olsun hasta mısın neyin var.
---Hastayım benim şuram ağırıyor buram ağırıyor diyerekten derdini anlatır.
Bana bir çare bir ilaç yokmu der.
Müsafır düşünür düşünür ve cevap verir
---Bak kardeşim, sen yaylalara gideceksin manda pisliğinin içinde böcekler olur. O böceklerden kırk tane toplayacaksın. Her gün bir tane aç karnına su ile içeceksin ve kırk gün sonra bir şeyin kalmaz senin ilacın o böceklerdir.
--- Yapma yahu ben o böcekleri nasıl yutarım?”
--- Vallaha sen bilirsin. İyileşmeyi istersen dediğimi yapacaksın, istemezsen de kendin bilirsin bey efendi
Adam çaresiz dostunun sözünü dinler yaylalara manda pisliği içinde böcek
Aramaya çıkar. Kırk böcek toplar dostunun dediğini uygulayarak her gün bir tane yutar ve dostunun dediği gibi iyileşir.
Nihayet yaz gelir havalar kurak gider. Millet yağmur duasına çıkar. Hastalık geçiren adamın ise dünya umurunda değil. Dünya yansa bir tutam otu bile yanmamış gibi hiç bir şeyle ilgilenmiyor, sanki dünyaya boş vermiş.
Köylüler yağmur duasından gelirken adam önüne demliğini koymuş çayını yudumlarken görürler. Köylülerden birisi bu manzaraya dayanamayıp:
--- Yahu sen ne biçim adamsın, köy yanıyor, gökten bir damla yağmur düşmüyor, köylü yağmur duasına çıkıyor ama sen ise burada bir şey yokmuş gibi davranarak keyfine bakıyorsun.
Ahmet o kızgın köylüye şöyle cevap verir:
--- Yoooo arkadaş, yağmur yağdırır veya yağdırmaz onun bileceği bir iş. Ben Allah`in işine karışmam, çünkü bir sefer karıştığımda manda pisliğinden kırk böcekçi teker teker kendi elimle toplatıp yutturdu. Dersimi aldım ve bir daha da onun işine karışmam!“
YORUMLAR
Gerçekten güzel bir hikayeydi bu... Bir çok da ibret dersleri çıkartmak gerek diye düşünüyorum bu konuda.
Örneğin, doğanın ve atmosferimizin fiziksel yapısını bozan sera gazları nedeniyle , dünya ikliminin zaman içerisinde sürekli ısınmasına ve atmosferdeki ozon tabakasında meydana gelen deliğin de sürekli büyüyerek ozon tabakasının incelmesine, tüm canlıların cilt kanserlerine ve yüksek iklim sıcaklıklarına maruz kalacakları sera gazlarını , Yüce Allah üretmiyor ve yaymıyor dünya atmosferine...İnsanlar bu tür sera gazları üreterek, yeşil alanları , ormanları da sürekli katlederek , kendi başlarına gelecek belaları kendileri hazırlamıyorlar mı acaba? Örneğin ben hiç bir yerde Yüce Allah ın sera gazı ürettiğini, ya da ormanları ağaçları katlettiğini , yok ettiğini zannetmiyorum. Bütün bunları insanlar yapmaktadır... O halde Allahın işine karışılmaz deyip bırakacağına insanlar akıllarını kullanarak doğaya , atmosfere , ağaçlara sahip çıkarak , kendi sonlarını kendi elleriyle hazırlamamalılar...
*
Elbet te Yüce Allahın da bir bildiği vardır deriz hep , buna da kuvvetle inanırız . Ancak, ne olur , biraz da insanların da bir bildikleri olsa? Doğru davransalar , yanlışları yapmasalar diyerek tamamlayayım dostum.
*
Gerçekten güzeldi , emeğinize ve yüreğinize sağlık. Bu paylaşımınız bana da neler neler düşündürebildi sizin sayenizde. Var olunuz.
Hayırlı Ramazanlar dilerim... Saygılarla ...
Mert YİĞİTCAN tarafından 7/6/2014 1:23:03 AM zamanında düzenlenmiştir.