Bir Şizofrenin Mektupları - II
Yine yalnızım. Yapayalnız. Bir fırtına var içimde. Mantıklı düşünmek için uğraşıyorum. Sorular sormadan. Duygusuzca. Alabildiğine soğuk. Alabildiğine katı. Kızgınım. Hem kendime hem de ona. Çok kızgınım. Bir belki kaldı aklımda. Bir kaç da acaba. Bu gece yeniden yapacağım. Yeniden aklımı arındıracağım. Bu ritüeli çok sevmiyorum aslında. Ama yapılmalı. Beni tanıdığın kadarıyla anlatır mısın bana? Fazla mı aptalım? Çok mu şey bekliyorum yaratıkların en vahşisinden? Yanlış mı yapıyorum hiç bir şeyi abartmadan açık açık oynayarak bu oyunu? Tek harf bile yalan söylemeden? Hatam bu mu? Süslemeden, olduğum gibi, neden yaşayamıyor insanlar beni? Ya ben onlardan değilim, ya da bir yerlerde hata yapıyorum. Ama bu gece. Bu gece aklımı arındıracağım. Kendimden, ondan ve diğer tüm varlıklardan. Hayat kısa. Bir aşk değil aradığım. Başka bir şey. Aramaktan yorulmadım ve kesinlikle sıkılmadım. Aramaya yeniden başlayacağım. Bulmak için değil bu yolculuk. Arıyor olmak için arayacağım. Sonucunu bilmiyorum. Nefret etmiyorum kimseden. Yalnızca kızıyorum. Ve bu gece. Kızgınlığımı geride bırakacağım. Bu gece. Kendimden kalan son gölgeyi de aydınlatacağım. O an içimden doğan varlığın ismi yok. Kişiliklerimden biri değil. Onu kontrol etmeye çalışmıyorum. Şimdi yazıyorum. Evet iyi geldiğini itiraf etmeliyim. Ama bu gece, evet bu gece, saatler 23:00 olduğunda tüm kimliklerimden arınmış olacağım. Tek bedende yalnızca ben. Hoyrat fırtınalarım dinecek. Denizlerim durulacak. Ve eski kaptan yeniden yelken açacak. Bu gece. Her şey yeniden başlayacak.