Necip Fazıl KISAKÜREK...
Şu çaresizliğe bakın:
Türk şiirinin usta isimlerinden olan NFK (Necip Fazıl Kısakürek)i rahmetle anarız. İnkârcılara, ateistlere çok güçlü tokadı vardı. Ancak yaşam tarzı bellidir. Son yıllarında kendisi gibi olmayan müminlere de saldırdığı çok olurdu. Olabilir ki bunlardan bir kısmını kavrama işinde zorlanmışım. İtiraf edeyim ki, Üstadın yazılarından anlayamadıklarım da vardır. İşte çok olan örneklerden biri:
“13-Peygamberlerden herhangi birine bir eksiklik isnat etmek” (İman ve İslâm atlası Sa. 54)
“18-Peygamberlere günâh isnat etmek” (İman ve İslâm atlası Sa. 54) (Kısakürek bunları küfür saymaktadır.)
Merhum adı geçen kitabının 53.cü sahifesinde “Günah” başlığını attığı bölümde “Küfür” saydığı günahlardan bir kısmının listesini yapmış, bunları 101’e kadar çıkarmıştır.
“Peygamberlerden herhangi birine eksiklik veya günah isnat edenin de kâfir olduklarına fetva vermiştir. Üstada göre, Peygamberlerden birine eksiklik veya günah isnat eden kâfirdir.
Necip Fazıl böyle diyor amma, Kur’an bu konuda ne buyuruyor? Bir de Kur’an’ın dediğine bakalım:
Bir Peygamber olan Hz. Âdem hakkında Kur’an diyor ki:
“Bunun üzerine ondan yediler, kendilerine kötü yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. Âdem Rabbine isyan etmiş, şaşırıp kalmıştı. Sonra Rabbi O’nu seçkin kıldı, tövbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti” (Taha: 121-122)
Yine bir Peygamber olan Hz. Musa hakkında:
Musa şöyle dedi: “Rabbim, doğrusu kendime zulmettim. Beni bağışla”. Allah da onu bağışladı. Çünkü O’dur esirgeyici, O’dur bağışlayıcı!” (Kasas: 16) Ve daha birçok ayetler…
Şüphesiz, peygamberler masumdurlar.
Allah’a karşı gelmezler, günah ve isyan yolunu seçmezler. Peygamberler, İnanmış kişilere örnektirler. Ancak onlar da beşerdirler. Yanılabilir, yanlış yapabilirler. Bir farkla ki, onlara vahiy geldiği için yanlışlarını derhal düzeltir, tövbe ederler.
İşte Kısakürek’in sözü ve işte,
Allah’ın sözü!
Allah’ın sözü:
“Âdem, Rabbine isyan etti ve şaşırdı” Kısakürek’in sözü: “Bir peygambere günah isnat eden kâfirdir”
Yazık ki, bazı insanlar üstatlarını yanlış çıkarmamak için Allah’ın sözünü tevil, hatta tahrif edebilirler.
Allah için de “Sadakallahu…” derler. Derler amma birbirine zıt iki doğrunun olmayacağını hiç düşünmezler mi?..
Allah’ın sözünü tasdik eden, Kısakürek’i, Kısakürek’i tasdik eden Allah’ın sözünü yanlış çıkarmış olmaz mı?
Ayetin meali açıktır:
Ayete inanarak okuyan, bir Yüce Peygamber olan
Hz. Âdem için: Âdem Rabbine asi oldu, Âdem şaşırdı” diyecek.
Kısakürek’e göre kâfir olacak. İyi de âyetin beyanını reddeden, yani ayete inanmayan, Kur’an’ı reddettiği için kâfir olmayacak mı?.
Ayeti okuyan kişi, bu çaresizliğe nasıl bir çare bulacak?.
Âyeti tasdik etti mi kâfir (haşa), ayeti reddetti mi kâfir!...
Tam bir çaresizlik! Bunun çaresi ne olabilir?
Ben çare buldum: Dünya-âlem şahit olsun ki,
Allah’ın sözü mutlaka doğrudur. O’nun sözüne ters düşen hiçbir doğru yoktur.
Ve “Kısakürek’i Allah affetsin” derim.
Bahattin BİLHAN... (Emekli Vazi)
....:
Zeka Alime yakışan en güzel ziynettir...
Zekasız düşünce,
Hem bu Aleme hem de, Ebeddi alem de, Zülmettir..!
Zeka akıl sahiplerine, Yaradan ın bahşettiği en değerli Nimet’tir,
Zeka sahibi, Alime Dua ve Teşekkür etmek de,
Her kulun boynunda, Sünnet-i Seniyedir...!
(Kenan SAYIN)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.