Aklın Sefiriyim Gönlünü Çek Yolumdan
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
hayrettin taylan
Ben aklın sefiri, bilincin emiri, güzelliğin dimağı, iyiliğin yunusu, hakikatın hakkısı, sabrın selametiyim.
-Ben yok bende.Ben diyen şeytandı.Adem ile İblis arasında herkesin yazgısı.
İkisi de günah işledi. İblis ben dedi, benliğini serdi. Adem, ben’im kirlendi dedi.Tövbeyle, dua ile, Rabbine kullukla kirli benliği temizledi.
-İblis ben dedi, ben’ler benim dedi. Egonun tarifiyim, arifiyim, kötülüğün hışmı, inadın,gururun her türlü günahın sesiyim, sisiyim, isiyim, bulantısıyım, ruhuyum dedi…
Dedim ya ben yok, benlik kumaşım çok ademi, çok adami, çok aşki..
Yorgun ve yalnızım …Yalnızlığıma eklenmiş bir gelecek var.Benim de sınavım böyle.Herkes biraz yalnız değil midir?
Gündüzün sözlerinde, aşkın içlerinde, hayatın şifresinde, umudun tınısında, ruhun sıcağında , gecenin kara gözlerinde, mavinin ufkunda, ufkun uğrunda, uğrun urağanında, durulanmış bir halin jelatiniyim.
-Benliğim eskimesin diye kendimi bulduğum zamanın hicretiyim.
Damlanın ortasında küçük akıl deniziyim.Akıntım, akışım, kendime doğru.
Adayım, bilince yüzen.Hükmün kıyısıyım.Cürümün aşkla çürür. Dedim ya aşkı bir yare bırakmışım.Küllerinden yüzyıllar ürettim.Kendime kadar yakıldım.
-Çareyim, çaresizliğin mezhebiyim.İfrit yok kendimle aşk arasında.Akla yenik düşmem.Düşmanım var düşlerimi nefse taşıyan yerde, yarde, zanda…
Kapıları kapatmışım üst benliğimde.Hayfa yer yok.Keşkelerimle kışkırtmadım hayatı da sensizliği de . Biraz kendime ömür, biraz ömürden bir zerreyim.
-Sevmeye yenildim bu bir gerçek.Güzel yenilgilere yenilirim.Pes ederim iyiliklerde, güzelliklerde.Günceme sızmış yarınlar dilindeyim…Sana akan bir baharın sürgüleri var yüreğimde. Sevmene yenildim, gitmene yenildiğimi sorma hiç …Hangi gidiş yenmez ki…Hangi geliş yenmez ki…Hangi sevda yenilmez ki
-Gülüşünle açılır ömrün sezonu. Bir tebessümle yüzdüm yüzünün yüzyıllık sırrında.
-Stoklarım doldu …İhracat fazlası yapma bu deryaları da ağlatan gönül gözümü.
-Sabreden dervişin sabretme faslıyım. Benim dervişliğim, ben’lerden arınmakla başlar. Ben’im dervişliğim kendimi sevmekle başlar.Kendini sevmek dünyayı sevmeye derya olmaktır.Kendini seven birinin bir başkasını sevmekle başlar benim dervişliğim.Benim dervişliğim gönülden gönüledir.
Aklın dilinde delirmiş sözcüklerim var.
-Delilik kendini bilmemektir. Delilik, kendini çok şey bildiğine inandırmaktır…Delilik , egoya, gurura, şeytani, nefsani olana yenilmektir.
-Gerçek deli daha akıllıdır.Kendini bildiğini sandığımız çok deli var.Akıldan ziyade akılsızlığa zayi olanlar var. Allah’ım beni bu delilerden koru…
Sonların sonlarına sone, başlangıçların başına bikri bir sızıyım.Toplanırım aşkın buluştuğu her yerde.
-Gidişatlarım var. Gelişlerime iliklenmiş yarınlarım var. Adı sanı açıklanmamış umutlarım var. Kayıtlarım var, kendime kayıtlar eklediğim.
Aklım meyvelenmişti .Artık zihin bahçesinde algılara dimağ olma vaktim gelmişti.İnsanların sınırında başlamıyordu sınırım, insanların sinirinde başlıyordu sınırım.Çünkü insanlık sinir ve kötülüğün ötesindedir.
-Gayb ile ayıbın arasında seraplarımı çölle tanıştırıyordum.İnsan en çok kendine hakim olduğunda insandır.Ayıbın ifritinde uzaklaşmıştım. Gayb mecburlarımda açılan çiçekleri isimsiz sorunun merakıydı.
-Merakın en çok merak edilen kısmındaydım.Zaten , her şey bir merakla başlar.Bütün değişimler, icatlar, akışlar , sızışlar, meraktan gelmiyor mu?
-Merak ettiğim şeylerin şeyhiydim. Mürşitliğime tümlenen muştularla ehli mühtedileri de aşarak kendime gidiyordum.
Mecburun beyliğine beydim. Beyliğime işlenmiş huzurlar, umutlar, uğurlar vardı.Kendime seçtiğim yalnızlığın içindeydim.
Canhıraş halime ekili sular vardı.Onun gözleriyle gözyaşları arasında kaç bitaba ünlem kesildim.Onun akıttığı her damlada yıkandı vebalimin başkenti vicdanım.
-Bir görseydi, bir görebilseydi benim de onun için ağladığımı.İşte bu isteyiş bile yeniden ağlayışlara teslim ediyor.
-Damlıyor içim.Yağmurumu görmüyor sevdamın sılası.Ölmüş olabilir mi ki acep ben bu kadar onu hissederken onun kalbinde bir sızı yoksa.
-Allah’ım sevmek neden böyle ?
Mecburun gayretiyim.Onu sevmek dışında işim de yok.
Gücümden alıyor gitmeyi .
O yeniden gelmek için yaratılmış olabilir.
O, benim sabrımın mizanı.O ,benim günahlardan arınışın timsali.O, benim ben’lerden arınışımın pak deryası.O,benim günahım, vebalim, vicdanıma taşınma mecrası. Severek arındın, severek kendime geldim.Onu sevmekle başladım insanlığı, dünyayı sevmek.Onu, severken çok şeyleri yeniden sevmeye başladım. Şimdi de onun yokluğuyla sınavdayım.Her giden arkasında binlerce ders, sır, sur, ölçü, toparlayış ve kendinle yenilenme , kendini bulmaya gidişi sunar.
Dedim ya mecburun gaybında sakladım ayıplarımın kaybını.Günaha bulandırılmış isteklerimi yok ettim.Pak olmaya , aşk olmaya, ilim ehli olmaya gidiyorum.