Karac'oğlan Atanın Bulunan Mezarına Dair

• 20 Haziran 2014 Cuma 22:18:49

Sarıveliler köyü.. cami kazısı ve Barçalan yaylası...

Cami kazısı gerekçesi çok ilginçtir.

Kimin aklına geldiyse, cin fikirli bir mürteci yaklaşımı diyebiliyorum.

Gıkınızı çıkaramazsınız !

Sıkıysa çıkarın; öyleyse gerici beş sıfır galip başlıyor !

Baştan "dini bütün"(!) oluyor karabahtlı ozan..

Bu sıralama; hiç te öyle çok normal ve örtüşük bir dizge gibi durmuyor.

Karac’oğlan’ın ortodoks, sünni ve selefi İslam’a yakın bir inancı olmadığını düşünüyorum.

İkilem halinde bir sapmadır...

Sünni genel inanca yakın olması da akla yakın durmuyor.

Karac’oğlan’ın şiirlerine kapsamlı olarak baktığımızda gerek kadın erkek ilişkisi, gerek hayat ve ölüm ve bu ikisi arasındaki eylemli insana yaklaşımı ortodoks değil, volk (halk) islam’ına yakın durmaktadır.

Hatta direk cemaattan ayrışma anlamında heteredoksaldir.

Yine ozanın güzelleme, koçaklama ve aşk şiirlerinde insana, doğaya hep kamucu ve ortakçı bir yaşam tarzıyla seslenişi, klasik (ortodoks/arabo-fars) ve sünni İslam’ına ruhuna da taban tabana aykırıdır.

Karac’oğlan özelinde bu tür bir yaşam, ait olduğu Türkmen ve yörükler için de kültürel sapmadır!

Normal gelmiyor, akla yakın durmuyor !

Akla yakın olup olmamayı, eldeki Karac’oğlan ataya dair veriler ve bilinenden bilinmeyene doğru giderken yaptığımız akıl yürütmelerden anlıyoruz.

O zamanlar, Hakk’a yürüyen Ehl-i beyt ve Ali Aba taraftarı Yörük ve Türkmenler, acaba camiden mi sonsuza uğurlanıyordu ?

Cenazelerini, pir veya dedeler değil de imam mı kaldırıyordu ?

Sünnilerle aralarında (ortodoks ve Eş’ari/selefi itikat bakımından) çok büyük İslam ve Kur’an yorumlayış ve yaşayış farkları olduğunu biliyoruz.

Sarıveliler köyü tarihsel olarak Ehl-i beyt taraftarlığına mı yoksa sünni ortodoks olan bir inanca mı sahiptir ?

Bir sünnileştirme kırımı ya da asimilasyonu yaşamış mıdır?

Karaman ili olunca bu soruların cevabı çoğunlukla "evet" olmaktadır !

Celali isyanları ile tarihsel bir örtüşme olması da kuvvetle muhtemeldir, bu yönüylede konuya ve ihtimaline ayrıca dikkatle bakılmalıdır.

Bulunan mezar taşının şekli de ilginçtir.

Türkmenler ve yörüklerin kızılbaşlığa remz, "kızıl börk" veya "on iki dilimli" başlık giydiklerini biliyoruz.

Koç veya koyun başı, balbal türü heykeller...

Osmanlı’nın "zımni"liği ve yatay din toplumsal safhalaşma, statüsü de çok bilindiktir.

Alevi- Bektaşi önderlerin mezarları ve tipolojisi, bu konuya dair bir fikir verebilir.

Bulguyu yapan Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne ise hiç güvenmiyorum !...

Akpkk’nın son on iki yıldır açtığı hiç bir üniversiteye, aslında yaptığı hiç bir şeye güvenmiyorum.

Akla ve bilime düşmandırlar !

Yeminlidirler, adeta...

Hep ileri doğru bir akış içinde, geriye kulaç atan eylem ve söylemledirler.

Oradan çıkan, söz konusu üniversite de görev yapan öğretim üyelerinin kendi yetişme tarzları ve öğrenme biçimlerinden dolayı "bilim" yapamayacaklarını düşünüyorum.

Ne özgür akıl sahibidirler ve ne de vicdanlarını "şeyh ve şıh" ve "hocaefendi"lerinden izinsiz ve bağımsız kullanabilirler !

Ülkemizde son on iki yılda üniversitelerin lise.. liselerin medrese..ortaokulların da Kur’an kursu haline geldiğini biliyoruz !

Buraların Kur’an öğretme kisvesi adı altında Türk düşmanlığının ve "siyasal Amerikan İslamı"nın öğretildiği yerler olduğu kesindir.

Bu tür siyasi faaaliyetlerle ülkeye, halka ve bilime yapılan hainliği; piyasalaştırma, bezirgânlık ve hiç bir değere bağlı olmamak anlamındaki bölücü bir gericilik ve pazarlayıcı bir satıcılık anlamındaki bir "özelleştirmecilik" olarak not ediyorum.

Yunus, Karac’oğlan; Ruhsati; Seyrani, Emrah ve hatta ben fazla haz etmesem de Romalı Mevlana gibi bir çok evrensel-ulusal, toplumcu değerin, hiç bir bilimsel kurala uyulmaksızın "sünnileştirme" cabasına alet edildiğini yakınen biliyoruz.

Hacı Bektaş-ı Veli Hazretlerinin külliyesinde bugün var olan cami’nin 1830’larda Osmanlı’nın iyiden iyiye kara cahilliğe ve yobazlığa evrilişi ve yıkılışı esnasında yaptırıldığını biliyoruz.

Amaç, ’Serçeşme’yi sünni ve ortodoks İslam’a kazanmatır.

Hakikakten çok bilimsel(!) hatta dinsel bir yöntem olmalıdır (?)

Yukarıda sorduğum bu sorulara cevap bulduktan sonra, yazıya tekrardan ek katkılar yapacağım.

Sorulara, edebi ve sosyololjik kavramlar dahilinde katkı yapılırsa polemik dahil, her yoruma cevap verebileceğimi belirterek bitiriyorum.

A.K.A. 20.06.2014/22:19