- 371 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
LAO TSÖ
Çinli düşünür ve din kurucusu Lao Tsö, İ.Ö. yaklaşık V. yüzyılda yaşadı. Aslında Lao Tsö’nün kesinlikle yaşayıp yaşamadığı bilinmemektedir. Hayatı hakkında sayısız efsane vardır. En güvenilir kaynağa göre, Honan ilinde doğmuş ve Çu hanedanının sarayında arşivcilik yapmıştır. Çağının yozlaşması ve çağdaşlarının tinsel düşkünlüğü karşısında umutsuzluğa kapılarak, Batı’ya doğru gittiği ve bir daha dönmediği rivayet edilir. Gene efsaneye göre, Konfüçyus’la karşılaşmış; iki yüzyıldan fazla yaşamış ve ünlü yapıtı ’Doğulu yolun ve erdemin kitabı’ nı Batı kapısını aşmadan önce sınır muhafızının dileği üzerine yazmıştır. Kurucusu sayıldığı Teo dininin müritleri tarafından benimsenen ve yayılan bir ayrı efsaneye göre de Lao Tsö’ Batıya...Yani Hindistan’a, kendi öğretisini aşılamak üzere gitmiş ve Batılı barbarlar tarafından ’Buda’, yani’ ’Nura Eren’ diye anılagelmiştir.
Lao Tsö ’nün kurucusu sayıldığı Taoizm’e göre, evrende iki karşıt katagori vardır:Yin ve Yong. Yani:Dişi ile eril, soğuk ile sıcak, karanlık ile aydınlık, iyi ile kötü. Ve gerçek bilgelik, bu görünürde karşıtları bir sentez içinde eriten temel ilkeyi , Tao’yu...’Doğru Yol’u arayıp bulmaya dayanır. ’Tao’ölümsüzlük demektir. Tao’ya ulaşabilmek iç,n, derin düşünme ve vecde gelme kadar, insanın fizik yetilerini geliştirici bir jimnastikte şarttır.
Bir bakıma,’dünyadan el etek çekme’yi öğütleyen bir tasavvuf öğretisidir Taoizm;hiç bir olumlu politika anlayışını içermez. Tarih görüşüne karşıdır, eğitime karşıdır;politikada zekaya başvurulmama ve işlerin ’durumuna bırakılması’nı ister.
Yazımızı onun bir sözüyle bitirelim:
Herkes bilir ki zayıf güçlüden, yumuşak katıdan daima üstündür;ama nedense hiç kimse uygulamaz bunu hayatın akışına.’
YORUMLAR
Aydınlatıcı bir yazı olmuş ancak son paragrafta yazdığınız "dünyadan el etek çekme" , bildiğim kadarıyla öğretileri tamamlarken dünyevi şeylerden bir süreliğine uzak kalmak adına idi. Anlayışın ve inanış zihniyetinin tamamı mı gerçekten bu emin olamadım şimdi ben, çünkü tam tersi doğa ile bütünleşip o kadar çok empati kurarak yaşıyorlar ki görüşlere istinaden belki de kırıcı ve savaşan taraf olmadıklarından böyle algılanıyor olabilirler mi acaba?
Teşekkürler yazıya
Saygılarımla