yaşamak adına ( yüksek ses)
Unutma ki güneş doğduğunda bütün dertler unutulur. Yeni bir umut yeni bir hayal peşinde olur kendimiz ile barışık yaşamaya çalisiriz. Günün getirdiği sürprizler karşısında gülüp ağlar yeni hayatlar ediniriz. Ve sonra öğle akşam seher güz masal yalan ihanet gitmeler kalmalar kısacası verilen zamana karşı bir kar peşinde olup ayakta kaldım demeye çalisiriz. Cümleleri kısa tutar kararsız bakışlar içinde ne oluyor ... Ne oldu ki... Nasıl yani... Diye içimiz de ki bene laf anlatmaya kalkar dururuz. Sözüm ona günün en güzel anlami sevdiğimiz insanlara bir gülümsemeyi dahi göstermez onlara bu mükafatı sunmayız. Hep bir koşuşturma içinde yarınlar peşinde askıya alınmış geçmişler ile yaşarız. Duygularımızı daha ilk okulda iken başkalarına kiraya verip hep benim olsun yarın yaparız telaşında bocalar dururuz. Kimseye karşı dürüst olmaz nefsi duygular peşinde mevsimlik yaşar günü birlik ilişkilerle avunuruz. Ki merhamet etmeyi hamallık sayar kimseye karşılıksız yardım etmeyiz.
Bu koşuşturma içinde gülmeyi unutur bazen ıssız bir yere sığınıp derin düşüncelere dalarız. Sorulsa neden geldin diye cevap vermeye dahi sözcük bulamaz kem kumlardan ibaret cümle kuramayız. Hele o kuytu yerden çıktığımız da arkamıza bakmadan ölümden kaçarcasına kendi bıraktıklarımızdan kaçarız.
Küçük dostluklar edinir basit ilişkiler yaşarız. Karmaşıklığı sadece bürokraside gördüğümüz için hayata entegre edemez hazır olanı daha çok severiz. Zor nedir bilmez sadece üç saate sığdırılan sorulardan ibaret zannederiz.
Bir kızı öpemez elini tutamaz gözlerine derin derin bakmayız zaman kaybı olur diye sevgiyi dahi dışlarız. Hep bir koşuşturma içinde hep bir adım daha ileri gitmek için kendimizle dahi ilgilenmez hayatta çıkar dışında bir yakınlık kurmayız.Her yıl üç dört deney e tabi tutulur yazı tahtasını siler gibi umutlarımızı yeni baştan düşleriz. Sonra da ne istediği belli olmayan eli kitaplı kalbi silahlı gençler olup çıkarız.
İşte o zaman bize yani sizin yetiştirdiğiniz biz at yarışlarına tek bir söz dahi söylemeye bizleri siyasi veya hukuki emellerinize alet etmeye hakkınız yok. Üç Bizi bu kadar gaddar yapan unsurlara gelince. Neşeyle doğan günü zehir içirip intihar ile sonuçlandıran ve aşkımızı ,duygularımızı, dostlarımızı, geçmiş yarınlıklarımızı... alıp geleceğe karamsar bakmamıza yol açan acaba yarın güneş doğarken güler miyiz diye yatakta gülümsememize ve rüya görmemize engel olan sizler değil misiniz. Bizi bir tür deneye tabi tutup rant peşinde koşarak yarınlarmızı çalan sizler değil misiniz. Gün gelir çapulcu, gün gelir dinc,i gün gelir başörtülü diye ’okullara almaz sonrada eğitim hakkı diye bir lüks verip kendinizle çelişirsiniz’ ,gün gelir siyasi kavgacı, gün gelir isyancı, gün gelir işsiz, gün gelir isyankar sayan ’bir hiçsiniz’ diye birilerine benzetmeye çalışan.... bir kılıf içinde ’bu da olmuş tamam’ diyen sizler değil misiniz. Yeter artık çekin şu pis ne olduğu belli dahi olmayan programlarınızı ve kendinize bir iyilik yapın çalmayın duygu ve yarınlarımızı.
Doğru söyleyin doğruluğu öğretin ki doğru olarak yaşayalım.
Bize yarınları verin verin ki yaşamanın tadına varalım. .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.