- 985 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ZAMANA YENİK DÜŞEN DUYGULAR
Yeryüzü süslenmeyi beceriyordu, gözlerimse tüm bu güzelliklerden payını doya doya alıyordu ve gözlerimi yeşilin tüm tonlarında kutsuyordum. Her günün başka bir tadı var ve ben ortalık ağarıp yeni bir günü kucakladığımda yüreğim doğanın tüm renklerinin pırıltısıyla yanıyor ve diyorum ki yeni doğan güneşin sıcaklığıyla günaydın umuda ve dost yüreklere.
Pencereden esen rüzgara çevirdim başımı daha sonra; yaşamla, ölüm arasında bu yoğun duyguların içinde kayboldum. Her yeni sabah, yaşama sunulan bir günlük armağandır aslında, yeni bir güne sağlıklı, huzurlu ve mutlu uyanmak armağan değil midir? Beni nelerin beklediğini bilmesem de neleri düşleyeceğim benim penceremde, benim gizlerim de ve hafif bir rüzgar gibi süzülüyor hayallerim. Soruyorum kendime düşünün! Nedir vazgeçemediğimiz? Sanırım yaşama veda etmek. Ölüm insana neler öğretebiliyor, ölüm korkunç bir şey değil aslında, ölüm zamanın ne denli değerli olduğunu öğretir bize, sonsuzluğa sahip olamadığımızı anlarız. Yalnızca yaşadığımız an vardır, günler yeni günleri gömer dünlere, dünlerde anılarımız kalır, günler yarınları oluşturur ve yarının umutları vardır o yaşanmamış zamanın içinde. Benimde önümde değerli bir gün var, bazıları zamanı savurup atarlar, her günün kendine özel değeri vardır aslında fakat bir türlü anlaşılmadığından yaşanan her yeni gün ancak bir ömür ziyan lığı... Ne dersiniz kendinize ve sevdiklerinize unutamayacakları anları yaşatmaya? Çok zor değil yakınınızdaki sevdiğinize sarılıp, uzaktakini arayıp seni özledim, seni seviyorum demek. Çocuklarınıza sarılın, onlara zaman ayırın, Çocuklarınızın büyüdüğünü görün ve sizleri seviyorum diye haykırın inanın bana sevgi paylaşıldıkça çoğalır ve o yüreğin belki de bir ömür boyu hatırlayacağı en özel anlardan biri olacaktır. Birbirimize bakamıyoruz artık, o denli yoğun uğraşlar içinde kayboluyoruz ki ne sevgimizi yaşıyoruz nede sevgimizi yaşatıyoruz. İnanın yarın sabah aynı kişiler olmayacaksınız, zaman öyle hızla geçiyor ki. Yüreğinizin sesinde anlam bulurken tüm duygular kim bilir yaratılmamış ne güzellikler sinmiştir yokluğun yalnızlığında siz zamana yenik düşerken. Kim bilir ne özlemler vardır yaşanmamış vuslatın tadında, düşlerin süsünde, yüreğin bir sözünde. Yaşarken zamanda anlamlı duyguların derin soluğunda kaybolmaktır.
’Hiç yaşamadan ölüm noktasına ulaşmaktır olmaktır hayat ’ der Thoreou.
İşte zaman duyguları alıp götürürken, yarın sabah uyandığınızda ne sevdiğiniz kişilerin yüzleri ne de kendi yüzünüz aynı olacaktır ne de sevdikleriniz yanınızda olabilir ne de siz hayatta. O nedenle açılmış bir kucaktır sevgi, sıcacık bir sarılış, içten gözlerin gülümseyişidir. Kollarınızı açık tutun ve bırakın insanlar sevginizi hissetsin. Yaşamayı duyumsayın, insanları duyumsayın, bazen hüzünlenin, yorulun, acı çekin sonra salıverin gitsin acı...
Öyleyse yaşamı coşku için de yaşamak gerekli. Çevremizde bunca büyü var ama biz bunun yitip gitmesine izin veriyoruz. Sevgili Leo Buscaglıa der ki’ Asya da, yaşamın büyük bir ırmak olduğuna, yaptıklarımız ve yapamadıklarımız ne olursa olsun, bu ırmağın akmasını sürdüreceğine inanırlar. Irmakla birlikte, ona koşut olarak akmaya karar verip barış, neşe ve sevgi içinde, ya da ona savaş açmaya karar verip acı ve mutsuzluk içinde yaşayabiliriz. Ama ırmak umursamaz bunu. Yaşamda umursamaz. Her iki koşulda da ırmaklarımızın tümü aynı denize dökülecektir. Karar sizindir...
Hayatın anlamı ve mutluluk ayrıntılarda gizlidir ve göremediklerimiz de; sadece bakmasını bilmeliyiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.