Gençlerimizin ve Ailelerin Dikkâtine
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
"Bütün Ailelerin ve Gençlerin Dikkâtine."
İstanbul’un tanınmış ve kalabalık semtlerinden birinde geçen, gerçek bir olaydır.
Yaşlı bir hanım yolda yürüyen genç kızdan kendisini yolun karşına geçirmesi için yardım etmesini rica eder. Genç kız, hemen bayanın kolundan tutar ve yardım eder. Daha yolun karşısına geçmeye fırsat kalmadan, kadın cebinden çıkardığı içi ilaç dolu iğneyi kızın açık olan koluna saplar.
O anda fenalaşan kızı yoldan geçen taksiye bindirir. Taksiciye de rica eder.
-Torunum fenalaştı oğlum, zaten hasta mazlum yardım edin de, Ataköy 2. kısımda oturuyoruz, bir an önce gidelim ilaçlarını içireyim." Der, giderler.
Kadını ve torunu zannettiği genç kızı Ataköy 2. kısımda bir evin önünde indiren taksici yoluna devam ederken, arabasının arka koltuğundan bir telefon sesi duyar. Açar, kızın babası aramaktadır.
-Amca kızınızla babaanneyi az önce Ataköy’e bıraktım, kızınızın ilaçlarını içirmek için acele etti, telefonunu arabaya düşürmüş siz arayınca fark ettim. Der. Adam şaşkınlık içindedir.
-Benim annem öleli çok oldu, kızım da hasta falan değil şoför bey. Kimdi o kadın? Sen neredesin, kızımı nereye bıraktın?
-Ben Ataköy’deyim amca. Onları bırakalı beş, on dakika ancak oluyor.
-Dur orada, bekle beni, polis çağıralım, kızımı bulalım. Der.
Polisin, babanın ve şoförün Ataköy’ü alt üst etmeleri nafiledir. Ne genç kızı bulabilirler, ne de yaşlı kadını.
Aradan iki ay geçer. Polonez Köyde bir genç kız cesedi bulunur. Şoförün ve babanın tarifine uyar.
Fakat bulunan genç kızın bütün iç organları alınmıştır.
Babasının görmesine izin verilmez. Uzak bir akrabasına kızın teşhisi yaptırılır.
-Kızınız bu muydu? Diye sorar Baş komiser.
-Evet ama sadece dışı Komiser Bey.
Davi/Mayıs.
YORUMLAR
Çocuktum.
Mahallemizde komşumuzun kızı Ayla vardı. Belki içinizde o yılları yaşayan, bilen vardır...
Birlikte oyun oynarken, bir de baktık Ayla yok. Evine gitti sandık. Bir kaç dakika geçmeden annesi Ayla'ya sesledi. Ayla eve gitti dedik. Oysa Ayla'yı kaçırmışlardı.
Annesinin, babasının ve bütün mahallenin bir olup aramaları fayda etmedi. Biz o zaman okula bile gitmeyen küçücük çocuklardık tıpkı Ayla gibi. Polisin aramaları, gazetelerin kayıp ilanları bile Aylanın ne ölüsünü ne de dirisini bulamadı.
Bana bu yazıyı yazmama biraz da Ayla sebep olmuştur.
Dikkât edin canlarınıza.
Sonra ağlarsınız.
erolabi
İçimde ukde mi kaldı ne?
Biri bohçasına atıp kaçırmaya bile kalkışmadı.
O kadar değersiz miyim?
Dedim kendime.
)))))
Duyarlı yüreğine selamlar öykü satıcısı
-hayat çok zor
hele ki anne - baba olduktan sonra ..
Davidoff
Hele ki anne baba olduktan sonra...!
Teşekkür ederim Rezber.
Bu hikayeler birer şehir efsanesi olarak çıkar karşımıza zaman zaman.
Bazen inanır korkarız bazen güler geçeriz.
Bazen de "N'olur yapma ben seni hikaye zannediyordum " diye yalvarırız.
Geçen hafta bir akrabamızı ziyaret için hastaneye gittik. Eşimle beraber. O hasta odasına girdi.
Hasta bayan olduğu için ben dışarıda kaldım.
Eşim içerideyken çalıştığım kurumdan bir arkadaşımla karşılaştım.Dört aylık bebeklerini kontrole getirmişler.Arkadaşa "Bebeği bana ver ve seyret " dedim.
Eşim çıkınca kucağımda bebekle beni gördü ve "Bu ne ?" diye bebeği işaret etti.
ben de " Valla hanım az önce bir bayan 'abi tuvalete gidecem bebeğime bir dakika bakar mısın?' diyerek bebeği kucağıma verdi.Sen içeri girdikten sonra kadın ortalıkta yok" dedim.
Eşim şöyle bir sarımsı oldu.
"ben de şuraya bırakayım da ,kaçalım" dedim.
"Olmaz " dedi.
" Bu sabiyi polise götürelim" dedi.
Bu arada bana sitem ....laf...aman ya Rabbim.
Arkadaşım da arkadan geliyor bebeğini merak ederek.
Dayanamadım.
Bebeği eşim kucağına almıştı bu arada.Kucağından zorla alıp "Bu bebeği şu vatandaşa verelim" dedi.
"Omazzz!" diye bağırdı.
Fakat bebeği annesine babasına teslim ettim.
Eşime de bir cam şişe su aldım.
Başımıza gelmeden bu tür anlatılar birer "şehir efsanesi" olarak algılanır.
Başımıza gelince de çok geç olur...
Selam ve saygı ile..
Değerli yazarı kutluyorum.
.
Davidoff
Buyurun efendim akilli46 izlesin:) Perde 1, sahne 2.
Teşekkürler erolabi.
erolabi
Yorum veciz bir söz gibi..
)))-
Uzun zaman önce okumuştum bu yazıyı,
o gün bugündür yardım isteyen herkesten huylanır oldum...
Bir de biz neyse de çocuklarımız için aklım çıkıyor,
ne kadar söylersen söyle bir kulaklarından girip
diğerinden çıkıyor çünkü...
Akılları beş karış havada, Allaha emanetler...
Denizce
Cennetimden Bakarken diye bir kitap var, biliyor musunuz.?
Sanırım sonradan film de oldu... Onu okutmuştum bir zaman önce,
bende etkisi hala sürerken kzımda en çok bir ay sürdü... :(
Her yerde duymaya başladım bunu. Ve içimde bir korku. Yardım kalsın cebimizde, Rabbim görmez mi bilmez mi sanki. Elin eli ilişmesin yakınımıza. Yine de.. Dilim varmıyor ama evet, katil olunacaksa böyleleri yüzünde gururla olunur. Ellerim havada değil kâlbimde yürürüm..
Güzeldi, teşekkürler. Böylesi duyurular hakîkaten önemli, haberlere fırsat bulamadığımız zamanlar oluyor neyse ki defter bu görevi de üstlenmiş vaziyette.. Gönlünüz vâr olsun ve.. Ayrıca takdîr ediyorum, sebebini sormayın, zâten anladınız muhtemelen... Ölümden korktuğumuz için değil bu yorumlar bu telâş ve korkular, bu şeref, bu onur kavgasıdır can dâvâsı değil ki kalkalım da önemsiz diyelim. Vicdan yâhu vicdan..
Sevgimle.
Davidoff
Vicdan?
Biz onu tanımıyoruz artık.
Hemde hiç birimiz.
Ne evimize gelsin, ne yolumuza çıksın. Bir gün olur da beş parasız kalırsa,
kendisine ne bir kuruş verenimiz olur, ne de eski ve kirli bir hırka.
defol git deriz kapımızdan.
**Havin_**
Sevgiyle..
Davidoff
O günleri görür müyüz sence?
İki ihtimal var düşlerimde.
Şeytan kalır siz gidersiniz.
Siz gidersiniz Şeytan kalır.
:)
**Havin_**
Davidoff
Bu kez "Ateş Böceklerinin gözlerinden bir şiir yazacağım."
Eğer ışık varsa, umut var demektir.
öncedende duymuş ve hatta çocuklarımı uyarmıştım
Allah korusun tüm çocuklarımızı ve gençlerimizi
duyarlı yüreğinize sevgiler
Davidoff
Bu tip olayları hep duyuyoruz Sn. Ertival.
Fakat işin içine yaşlı ve temiz yüzlü bayanlı sokmalı, pes doğrusu.
Yazık. Bizler aldığımız terbiyeye göre yaşlılara yardım etmeyi öğrendik.
Şimdi biz ne yapacağız?
Gerçekten yardıma ihtiyacı olan yaşlılar ne yapacaklar?
Teşekkür ederim.
bunu duymuştum
dile getirdiğiniz için çok teşekkür ederiz
mahir kaleminizi kutlarım saygılar
Davidoff
Bende duydum Sevgili Ümmü, hemde çok kereler duydum.
Ama bu kadarı!
Öncelikle duyarlı yüreğinizi yürekten tebrik ederim bizleri uyarıp bilgilendirdiğiniz içinde minnettarım size,
Hatırlattığınız konu ve konuların maalesef hepsi gerçek ve bilmediğimiz ne çok olaylar,düzenlenen film gibi senaryolar var.Güven diye artık bir şey kalmadı öncelikle kendimizin güvenliğini düşünerek sonra başkasına yardım ederek hatta yardım elimizi uzattığımız da da yine dikkatli olmamız gereklidir.
Gerek maddi gerekse çıkar ve yaşamın içinde güçlü olma iç güdüsünün ağır bastığı bu yüzyılda tek başına yaşamı idame ettirme duygusu maalesef nüksetti,elbet her yüzyılda farklı vahşetler yaşanmış lakin,bu yüzyılda yaşam koşturması sanırım bazı özelliklerimiz yok etmekte,
Allah yar ve yardımcımız olsun kötü şer düşüncelerden yeni yetişen fidanlarımızı ve cümlemizi korusun inşaallah,
Güne gelen yazınızı narin yüreğinizi kutlarım kıymetlim,
Selam sevgi hürmetlerimle,
Davidoff
Bu sadece bizim ülkemizde değildir sanıyorum.
Sadece dikkat edelim. Çocuklar canlarımız.
Teşekkür ederim.
Aslında heberlerde bile böyle bir şey çıkınca kanal değiştiriyorum.
Neden mi?
Biz toplum olarak örf ve adetlerimiz yaşlılara yardımı, büyüğü saymayı küçüğü sevmeyi öğretmiştir.
Korkuyorum..Bir daha insanlara yardım edememekten..
Güvenememekten korkuyorum..
Dikkatli olmak lazım elbette zaman kötü..
Ama nereye gidiyoruz böyle...
Davidoff
Çok sevdiğim bir yazarın yazısını okumuştum bir zamanlar.
İstanbul henüz İstanbul olduğu zamanlarda,
Bostancı semtinde Bostancıbaşılar varmış.
İstanbul'dan içeri girmek isteyenleri Bostancı'da durdurur, kim olduğunu neden İstanbul'a girmek istediğini sorarmış.
Eğer mantıklı bir cevap verirse içeri alırmış. Sanırım şimdi o günlere geldik. Kimlikli geçiş zamanları...
yardım etsek böyle oluyor etmesek insanlık öldü deniliyor.....şaştık kaldık...final çok vurucu idi davi...saygılarımla
Davidoff
Aynen Komutan.
Yaşlımızın elinden tutsan bir türlü, tutmasan bir türlü.
Saygı benden efendim.
Davidoff
O zamanlar bu kadar kötü insanlar yoktu, yine de büyükler kötülüklerin bir gün başımıza geleceğini bilirmişçesine, kötü masalları önceden anlatır, ayağınızı denk alın demeyi bilirlerdi.
Sonra unuttuk masalları. Hayatın içine dalıp gittik.
Kötülere de gün doğdu.
Korkunç bir olay, okurken bile titrediğimi hissettim desem inanınız.
Allah'ın katında bu canavarlığın hesabı nasıl verilir acaba, bunu yapanlar insan olabilir mi gerçekten...
Ve daha önemlisi devlete, eğitim sistemimize galiba çok iş düşüyor bu konularda...
Paylaşıma teşekkür ederim.
Selâm ve saygılarımla...
Davidoff
Bu işlere devletin gücü yetmez.
Çünkü bunlarla Dünya uğraşıyor.
Benzer olaylar o kadar çok ki... Bir yaraya parmak bastınız.
Tebrik ederim.
Selamlar...
Davidoff
Nedense bu tip olayların çoğu ört bas ediliyor.
İşin içinde canlarımızın canları söz konusuysa, duyduklarımızı iletmek;
Ada Vapurunun Boğaz da nasıl yüzdüğü gibi hikayelerden daha önemli bence.
Canlar bir daha Dünyaya gelmiyor. Bir sinemaya gittiklerinde bile tehlikedeler. Daha dikkatli olsunlar, uyarın.
Davidoff
Doğru söylüyorsunuz.
Fakat başımıza gelmeden yakınlarımızı uyarmak en doğrusu galiba.
Ben teşekkür ederim.
bir kez daha yolumuzu aydınlattınız. Keşke karanlık yürekleri de aydınlatabilsek.
Kelimelerim yine tükendi. bir kez daha utandım insanlığımdan ve insanım diye geçinenlerden. Hayır, insan olamazlar.
Dehşet verici.Uyarınız ve bilgilendirici çalışmanız için size teşekkür ediyorum.
Bazen hatta genelde sorguluyorum artık kimi ya da neyi sorgulasam da cevabını bulamıyorum. zaten bıraktım cevap aramayı da diğer yandan.
Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Davidoff
İnan ki Gülüm yazıyı yazmadan önce kaç kez düşündüm, sildim.
Tekrar yazdım.
Bizim kapalı gözlerimiz, aslında onların işlerine geliyor diye tıkladım tuşa yolladım.
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
İnanılır gibi değil.
Korkunç bir olay gerçekten.
Ne düşüneceğimi, ne yazacağımı şaşırdım bir an.
Selahattin beye katılıyorum.
Çocukları aramalıyım.
Bu tür yazıları da arada bir kaleme almak gerek.
Hayatın keşmekeşinde boğulup gidiyoruz,
etrafımızdan haberimiz olmuyor.
Ne dümenler dönüyormuş...
Davidoff
Bunlar çok uzun zamandır olan, fakat bizlerin kulaklarına maalesef biraz geç gelen olaylar sanırım.
Ben de dün eşimden öğrendim.
İnanılır gibi değil gerçekten de.. ben bunu bir kaç gün önce bir yerlerde okudum ve inanmadım,hayal ürünü bir şey olduğunu düşündüm.Demek ki gerçekmiş ve tüylerim diken diken oldu...Elbette kötüler dünya kurulduğundan bu yana var,kötüler olmasa iyi insanlarda olmazdı ; ama kötüler bu kadar kötü değildi eskiden,
iyilik, yardım etmek iyi insanların fıtratında var.iyiliğin de bu derece kullanılması gerçekten de çok ama çok acı.
Uyarın içi teşekkürler..
İzininle yazıyı paylaşıyorum.
Davidoff
Paylaşmayın sareyaprak.
Bunlar çok iyi insanlar değil.
Hatta bunlara insan demeye dilim bile varmıyor.
Ya bu nasıl bir olay daha tedbirli olmalıyız. İnsanlık ölmüş uyarınız için teşekkür ederim bunu herjese duyarmalıyız
Davidoff
Duyun ve duyurun.
Bunlar yazık ki her an başımıza gelebilecek acı gerçeklerimiz.
Davidoff
Dehşet evet ama, biz öğrendiklerimizi yazmazsak bize dehşetin ne olduğunu sadece TDK. açıklamalarında olduğu kadarı ile öğretirler, hepsi o kadar.
Saygıyla Hocam.