A K R A B A L I K ve T Ü R K L E R
A K R A B A L I K ve T Ü R K L E R
İyisinin lezzetine doyulmayan... Kötüsü can sıkan, huzur bozan... Kan bağımızın olduğu yakınlarımızdır akrabalar...
Kaynanaların yüzyıllardan beri gelinleri sevmememe geleneğine uyması, gelinlerin kaynanalara diş bilemesi daha çekirdek aileyi oluştururken mesafeli olmayı gerektirir...
Anne, çocuklarını baba tarafına temkinli olmayı öğütler...
Baba, anne tarafına tavır alır...
Halalar, yeğenlerine annelerini kötüler...
Dayılar, babayı ciddiye almaz...
Bu, babanın umurunda olmaz...
Teyzeler garipleşir...
Sebep ?..
İki kişi evlendi, yuva kurdu...
Soylarının devamı için çocuk, çocuklar yaptılar...
Mutlu olmayı da istiyorlar...
Daha baştan kanayan yara, kurur kabuk bağlar...
Kabuk bağlar ama kabuk düşmez... Düşse de izi kalır...
Kim kimi niye sevmediğini unutur...
Sevmek kolay... Sevmemek zordur...
Çok sıkıldığımdan mı, çok mutlu olduğun dam mı tam hatırlamıyorum ama ilkokul 2.sınıfta "Akraba kime denir ?" sorusuna " Karne gösterilen, aferin diyen kişiye akraba denir..." yanıtını verdiğimi biliyorum. Karneler alındığında ," sorayım bari" tenezzül kırıntısıyla karne istendiğinde getirirdim ben de... Ve gelmiş geçmiş en güzel akraba tanımını yaptığımı düşünüyorum, onlarca yıl önce... Yarış başlardı sonra...
Falancanın oğlunun iki zayıfı var... Finlancanın kızı takdiri iki puanla kaçırmış... Hep takdir aldım, süperdim, sorsalar şimdi bana değermiydi diye ? Bir daha mı tövbe derim. Nedir yani iki akraba yan yana geliyor ve konuşacak konu bulamayınca ziyan ediyorlar çocuklara da ihtirasları uğruna... Ne hırsmış bu be... Bref , bref ,bref... Ve üniversite yılları gelir...
-Yavrum halana transkriptini gösterdin mi ?..
-Anne ben kaybettim bütün karne sevinçlerimi...
-Bunları mı öğretiyorlar üniversitede size...
-Bak anneciğim, son öğrendiğim bir şey var... Onu diyeyim... Üniversitelere özgürlüüüüüük... Üniversitelere özgürlüüüüük...
Evlendiği gün, kişinin birer tane daha annesi ve babası olur...
Kaynana ve kayınpedere isimle hitap edilip " X Bey, Y Hanım " denilmesi ayıp karşılanır. Benzer şekilde teyze ve amca ifadeleri de kullanılamaz. Kullanan varsa da helâl olsundur...
Ve evlilik sonrasın da akrabalar artar, karışır...
Görümce, elti, kayınço, kayınbirader vs... Ara da bir yorum karmaşası yaratsa da, gün gelir, taşlar yerine oturur ve böylelikle "Amca, Hala, Dayı, Teyze, Kayınpeder, Kaynana, Enişte, Yenge, Görümce, Elti, Baldız, Bacanak ve kayınbirader, birbirine karıştırılmadan, evlilik sürer gider…
Akraba çıkmayı memnuniyetle karşılayanlar "Nerelisin... Neresindensin... Kimlerdensin..." sorularını hazırda bulundururlar...
Hayatları boyunca ciddi başarı yakalayamamış kişiler, akrabalarından biri önemli bir yerde görevli ise, buna çok sevinir ve hemen ona sahip çıkarlar. Her cümlelerin de başarılı akrabaları vardır bu kişilerin...
Na’ber Selçuk, benim yeğen Galip var ya? Hani ufacıktı... Şimdi kadın doğum uzmanı oldu ve o çok zor kazanılan tüp bebek sertifikasını bile aldı... Zaten ufaklığından belliydi, veledin. Karısı da diş hekimi iyimi, yok ama Allah var, ikisi de beni çok sever, dayıcım deyip, yere göğe sığdırmazlar... Eğer yengenin bir sorunu varsa, hemen Galip’e götür, benden de selâm söyle...
Başarılı kişi, tüm yurda kendini kabul ettirip, haklı bir şöhret yakaladığında bazı akrabalar tehlikeli hâle gelir. Haber bültenlerinin, gazetecilerin aradığı bu kişiler basın mensuplarının önünde " Tamam çok ünlü
Olabilir, ama halimiz kötü... Yemeye ekmek bulamıyoruz, bize sahip çıksın... Hiç de göründüğü gibi değildir kendisi... Çocukken bezlerini yıkadım ben onun..." tarzında açıklamalar yaparak; tembel, asalak yaşamlarına destek isterler, yetinmeyi bilmezler...
Ve uzak akrabalar...
Uzak akrabalarla da, akraba şölenine dönüşen, düğünlerde veya cenazeler de karşılaşırlar sadece...
Genç kardeşlerimizin hafızaları hep “ Şunu tanıdın mı? Bu sana şöyle demişti... Sen de böyle demiştin..." hatırlatmalarıyla yoklanır, durur...
Evet, hatırladım deyip, gülümsemek en güzelidir...
Yoksa hatıralar ve açıklamalar tükenmez...
Her şey sevgi, saygı içerisin de ve gönlünüzce olsun... Sağlıkla kalınız...
Hüseyin A. Tuna
T U N A C A N