- 874 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AĞABEY
Ağabey,
Çok güzel çalışmalarınız var emeğinize yüreğinize sağlık… Ama neden hep aynı kişilerin resmi çıkıyor burada? Mezirme ya da Ballıkaya bu bir kaç kişiden mi ibaret? Aslında bizde de suç var sayfamıza gereği kadar vakit ayırmıyoruz ya da ilgilenmiyoruz. Ama bir konuda çok haklısınız, ne kadar katılım olursa o kadar renklilik çeşitlilik ve güzellik olur ama benim elimde gerçekten ne bir resim nede bir kayıt var…
Çok isterdim gerçekten ben de sayfamıza bir takım katkılarda bulunayım. Belki beni tanırsınız, belki tanımazsınız, bunun için demiştim hep aynı kişilerin resimleri var diye. Köyümüz eskisi gibi değil o kadar yeni genç bir nesil var ki birbirimizi tanımıyoruz. Ben mesela annemle babamı daha hiç görmedim burada, doğru düzgün birçok insanın resmini ölüm haberinde gördüm burada. Acı ama gerçek bu, vefat haberlerinde “Allah Allah bu kişi yası-yor muydu?” dediğim kişiler oldu, bunun için yazma gereği duydum. Kusuruma bakmayın olur mu? Sevgi ve saygılarımla…
Bu arada üzerime düsen bir görev varsa elimden geleni yaparım. Zaten köyüme olan hasretimi buradan gideriyorum. Allah razı olsun, çok güzel paylaşımlar yapıyorsunuz. Bazen işten gelip açıyorum bakıyorum, buraya geldiğim zamanları yasıyorum. Her bir karesine bazen defalarca bakıyorum, ben buradaydım diyorum. Ama yaslı çınarlarımız var, genç kuşağımız var…
Çok uzaklaştık yakın bir zamanda o genç kuşak birbirini tanımayacak. Aynı köylü olacağız ama birbirini tanımayan kişiler olarak yaşlılarımızı daha fazla verin burada, hepsinin resimlerini koyun, konusun onlarla sesleriyle olsunlar burada, çünkü onlar birer dev çınar. Yanılıyor muyum sizce?
Mesela buraya eski köyün resimlerini ve eski köyümüzün çeşmesini koymuştunuz, o kadar ağlamıştım ki… Ah güzel çeşmem, dilin olsa da konuşsan… Sen ki nelere şahit oldun, ne sırlar gizli sende? Kimler kana kana o buz gibi suyunu içmedi, kimler susuzluğunu gidermedi? Sanki yüzyıllara tanıksın… Keşke o çeşmenin dili olsa da konuşsa. Aksama kadar su taşırdım çeşmeden yaşlılarımızın elinden alırdım. Çeşme basında kadınların sohbeti, rahmetli Efendi Amcanın ve batısındaki Fatma Bacının evi gözlerimin önüne gelmişti.
Çok güzeldi eski köy ve ben çok özledim eski köyü. Oradaki dostlukları oradaki paylaşımları evlerde pişen yufkaların kokusunu, buğday damların üzerinde tarhanaları sermeleri, akşam lüks lam-bası ya da el fenerinde birbirlerini ziyarete gitmeleri... Evlerin o toprak kokusunu özledim. Ya şimdi? Hepimiz olduk gene bir şehirli… Pişen yufkaların kokusu, tarhanaların kokusu yok oldu her şey hazır alınır oldu aksam herkes kapısını kapatıp dizi seyrediyor eski dedelerin sohbeti bile artık mazi oldu…
2012 yılı Ekiminde ordaydım, annem için gelmiştim. Normalde her sene gelmeye çalışıyorum, ben köyümü seviyorum, seviyorum da şimdi ne çocukluk günlerimdeki köy var ne de o elleri öpülesi dedelerimiz, ninelerimiz var hayalimdeki özlediğim, burnumda kokuları tüten köyüm maalesef yok artık…
Duygu YILMAZ
27 Nisan 2014, Almanya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.