Şerif, Şeref ve Eşref’in birleşen yolları
Şerif, Şeref ve Eşref’in birleşen yolları
Gerçekten yaşanmış, tam bir ibretlik hikâye: Şeref, hemşerisi Eşref ile beraber, yıllardır ortak olarak inşaat işleri yapıyorlar, fakat ne bir türlü birbirlerinden kopup ayrılıyorlar ve ne de, bir konuda ortak bir fikir ve kararda anlaşabiliyorlardı. Şeref; inadına cahil,bencil ve fikri yönden tam bir sıfır, ortağı Eşref ise; Şeref’in tam tersine, kendini her alanda yetiştiren tam bir entellektüeldi. Ne yazık ki geçimini sağlamak için, fikirle değil de bilek gücünden kazanıyordu. Her ikisi de, 60 yaşlarını aşmış ve yıllarca içtikleri sigarayı, çok geç de olsa bırakmışlar ve İzmir’de yaşıyorlardı.
Eşref’in yolu bir gün, Çankaya semtine düşünce, mutad olduğu üzere arkadaşı astsubaylıkdan emekli kendi yaşıtı elektronikçi Şerif’e uğradı. Hoş-beşden sonra arkadaşının üzgün olduğunu görünce üzüntüsünün sebebi sordu. Şerif; “rahatsız olduğu prostaddan parça alındığını ve kanserden şüphelenildiğinden yeniden parça alınacak olmasında dolayı çok üzüldüğünü..” uzun uzun bütün ayrıntılarıyla anlattı. Eşref, Şerif’i dikkatlice dinledi ve sonra uzun uzun teselli ederek eve döndü hemen hazırlıklara başladı. Ertesi gün kendisi de rahatsızlık hissettiği prostadından doktora muayene olacak ve korktuğu gibi “EĞER, PROSTADINDA KANSER VARSA, KEMİĞE ATLAYIP ÇARESİZ VE SONU KESİN ÖLÜM OLAN AKIŞA BİR AN ÖNCE NEŞTER VURACAKTI…”
Nihayet sabah oldu. Eşref, Bozyaka S.S.K.’nın yolunu tuttu. Önce sıra, mayene, prostaddan parça almak için sıra alma.. derken, işini bitip eve gelince bir an önce ortağı Şeref’i de arayıp ve bütün duyduklarını ve yaşadıklarını aktarıp, ayni yolu izleyerek kendisininde bir an önce bir muayeneden geçmesini ısrarla tavsiye etti. Bu tavsiyeyi, daha sonra iş yerinde beraber çalışırken de defalarca takrarladı durdu.
Fakat Şeref, Nuh diyip ve bir türlü peygamber demeyen bir cinsdi. Eşref’in devamlı ısrarından da bıktığından dolayı, konu her açıldığında “İNŞALLAH SEN KANSER OLURSUN..” ve benzeri cümleler ile devamlı olarak ortağının gönlünü kırdı ve hakaret etti…
Aradan bir süre geçti, bu prostad konusunu ilk başlatan Şerif, ilaç tedavisi ile ve Eşref ise, açık prostad ameliyatı olarak iyileştiler. Ancak bir gece inat ve bir o kadarda cahil.. olan Şeref, “gece tuvalete çıkamamakdan, dolayı S.S.K. Bozyaka acile kaldırıldı.” Yapılan tetkikler sonunda önce prostaddan parça alınmasına karar verildi. Sonra şüphelenildiğinden bir hafta sonra yeniden parça alındı. En sonunda ilaç ile IŞIN tedavisi verildi. Bu arada Şeref, iyileşeceğini sanıyor ve “iyi ki gecikmemişim, eğer kemiğe atlasaydı 40 gün içinde kesin ölürdüm..” nakaratını, her önüne gelene anlarmaya başladı. Gün geçtikçe rengi soldu, önce ayakları, sonra elleri tutmaz oldu. Sonra kemikleri çıtır çıtır kırılmaya ve şurur gidip gelmeye başladı. 25. gün bir tomar et yığınına dönüşüp, iki gün sonrada; inadının ve cahaletinin bedelini çok ağır ödeyerek vefat etti.
Aradan tam 5 yıl geçti. Ortağı Eşref, “Şeref Akman ruhuna fatiha...” yazan dikili mezar taşının önünde dururken, içinden derin derin soludu. Geçmiş günlerin hatırına gözleri yaşarırken, bir taraftan da Şeref’e kızıyordu. “AH ORTAK, AH!.. BU KADAR CAHİL VE İNAT.. OLMASAYDIN DA, TEDAVİDE GECİKMEZ VE PROSTAD KANSERİN KEMİĞE ATLAMADAN TEDAVİ OLUP, ŞİMDİ SEN, BAŞKALARINA FATİHA OKUSANDIN OLMAZ MIYDI?..”
Şeref, yok yere çok ağır bir bedel ödemiş ve ailesine de, daha ağır bir bedel ödetmişti…
12 – 05 – 2014
Mürsel Münevveroğlu
[email protected]
Surprizsite.com Genel Yayın Yönetmeni
Konak-İZMİR.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.