Kurtuluş ayı...
(MAYIS) ayı ile sıcaklar artmaya başlar,
(A)rtık bahar sona eriyor,düşmez yaşlar.
(Y)az ayı geliyor, sıcaklar canlıları haşlar.
(I)şık yayan Bandırma ile yerine oturur taşlar.
(S)amsun’da Kurtuluş için çatılmadı mı kaşlar?
Zaman ne çabuk da geçiyor.Kış bitsin İlkbahar gelsin diye düşünür;ilkbaharı, ağaçları,ağaçların yeşermesini, meyveye durmasını, çevrenin çiçeklere bezenmesini dört gözle beklerdik.Zaman çabuk geçiyor, bu yıl kış denecek kış yaşanmadı ama kış mevsiminin psikolojik soğuğunu yaşayıp, ilkbaharın serin, ılık havasına eriştik.İlkbahar mevsimi de soğuk ve yağışlı geçmedi.Mart ayını;Sıcak ve yoğun seçim havası ile yaşadık.Bu yoğunluk ve stresin ardından sonra Nisan ayına eriştik.Nisan ayı da seçim yorgunluğu, seçim tartışmaları, Kutlu doğum sevinci,çocuk bayramı neşesi ile sona erdi.Nihayet kurtuluş ayı olan Mayıs ayına eriştik.
Mayıs ayına işçilerin bayramı ile,Emek ve dayanışma günü ile başladık.İşçilerin bayramına, neşesine, yürüyüşüne tanık olduk.Her zaman haktan, hukuktan yana olup çalışanın, işçinin hakkını arayanlardan, soranlardan olduk.Bu yüzden çalışanların birlik ve beraberlik içinde , dayanışma halinde olup hak ve hukuklarını aramaları için hükümetimiz 1 Mayıs tarihini Emek ve dayanışma günü kabul edip, resmi tatil olarak ilan etti.İşçilerin bu günde bol bol oynayıp, streslerini atmaları için 1 Mayıs gününü tüm emekçilere bayram günü olarak armağan etti.
Bizleri doğuran, bizleri koruyan annelerimiz unutulur mu? Mayıs ayının ikinci Pazar gününü de bu değerli varlıklar için ayırdık.Ama yeter mi? Asla… Bu değerli varlıklara bir gün yeter mi? Kesinlikle hayır.Ama sembolik de olsa bu günü onlar için, anneleri sevindirmek için bu günü onlara ayırdık.Annelerimize sadece bugün değil her gün gereken saygı ve sevgiyi göstermeli, dualarını almalıyız.
Dedik ya günler çok çabuk geçiyor.Artık bahar sona ermeye hazırlanıyor.Gökte eskisi gibi bizlere yağış gönderecek siyah bulutlar yok, bizlere bazen gölgelik edecek kar gibi beyaz bulutlar çıkıyor o kadar.Bu bulutlar da akşam üzerleri dağların üzerinde oluyor, bizlere selam verip rüzgarın etkisi ile hemen saklanıyor, herhalde yağış gönderemedikleri için mahcup olup uzaklaşıyorlar.Biz canlılar için gözyaşı döken bulutlar artık yok.Artık insanların güneşten kaçar gibi hali var, kısa kollu elbiselerini giymiş,Güneşin o sıcaklığında haşlanmamak için gölge yer arıyor ağaç altına saklanıyorlar.Hafta sonları piknik alanları, ağaç altları, parklar piknik yapan insanlarla dolu…Güneşin o sıcak etkisinden korunmak için gölge yerlerde ağaçların altında kendilerine yer edinmişler.
Karanlıkta kalan, düşman işgalinde olan bu ülkenin aydınlığa çıkması,düşman işgalinden kurtulması için bir ışığa ihtiyaca vardı.Bundan 95 yıl önce bu ülkeyi karanlıktan kurtarmak için 19 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan Bandırma vapuru ile Samsuna bir kurtarıcı ve arkadaşları gitti.Kurtuluş ışığını Samsun’da yakıp Anadolu’nun diğer illerine; Amasya,Erzurum ve Sivas a geçip oranın ileri gelenleri ile toplantılar, kongreler yaparak kurtuluş ışığını iyice yaymaya başladılar.Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Samsun’da kurtuluş ışığını yakıp, kurtuluş savaşının temelini attılar.
Her Mayıs ayı geldiğinde bu kurtuluş heyecanını tekrar yaşar,böyle güzel yurdu bizlere armağan ettikleri için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına,şehit atalarımıza dua ederiz.Ruhunuz şad,mekanız cennet olsun …
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.