- 611 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çorbada tuzum olsun diye.
Ünlü tarihçi Marc Bloch," Tarihin işi yargılamak değil,anlamaktır." derken ne kadar da haklıdır.
1915’te olan biteni anlamak için saygın ve onur abidesi olacak kadar değerli olan Yozgat Mutasarrıfı Cemal Bey,Kastamonu Valisi Reşit Paşa,Kütahya Mutasarrıfı Faik Ali Bey,Konya Valisi Celal Bey,Ankara Valisi Hasan Mazhar Bey,Lice Kaymakamı Hüseyin Nesimi Bey,Basra Valisi Ferit Bey,Müntefek Mutasarrıfı Bedii Nuri Bey,Beşiri Kaymakam Vekili Sabit Bey,Çankırı Mutasarrıfı Asaf Bey kadar,bu olaylara tanıklık eden Konya-Ereğli’den Deli Mustafa Ağa ile Der Zor’daki Arap aşiret lideri Muhammed Derviş de ilgiyi-değeri hak etmektedirler.
O Deli Mustafa Ağa ki, "Türkler bulgurdur,Ermeniler yağdır,tuzdur.Yağsız,tuzsuz pilav olmaz,’gavursuz memleket’ olmaz." diyerek Ereğlili hemşehrilerine büyük bir vicdani sahiplenme göstermiştir.
İyi ki bu abide insanlar varmışlar ve yaşamışlar...
Şimdi kendi gerçeğimizle yüzleşmenin zamanıdır.
Bazı gerçekleri de ele alıp,bilmede yarar olacaktır.
İşte bazıları:
1-Mustafa Kemal Paşa da,Meclis’in açılışının ertesi günü (24 Nisan 1920) yaptığı konuşmada Ermeni tehcirine değinir;yaşananları da bir "fazahat" olarak niteler.
Facia,acıklı bir hal iken;fazahat,utanılacak haldir.
2-"Ahçik" adlı Elazığ türküsünde, "Vardım kiliseye baktım haçına/Gönlümü bağladım sırma saçına" denilmektedir ki,burada da Türk genci Mustafa’nın Ermeni kızına aşkı konu edilmektedir.
Şimdi bu türküyü tekrar tekrar dinleme zamanıdır.Ki empati yapalım,acılarımızı anlayalım,"adil hafıza" ancak böyle kurulabilecektir.
3-Ayrıca daha güncele gelip,A.Türkeş ile dönemin Ermenistan C.Başkanı Levon Ter-Petrosyan’ın Mart-1993 yılında Paris’te görüşmeler yaptığını ve bunu da ülkemizin o zamanki C.Başkanı Turgut Özal’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini bilelim.
Orada iki önemli kararın alındığını ancak Özal’ın ölümünün buna mani olduğunu da.
Kararlar da şuydu:-Ki bu görüşmeler 12 yıl sonra,2005 yılında basına sızmıştı.-
a-Sınır kapılarının açılması,
b-Ermenistan Türkiye sınırına ortak bir anıt dikilmesi ve kaidesine de, " Verdiğimiz acılardan dolayı üzgünüz." cümlesinin Türkiye’ye bakan yüze Ermenice,Ermenistan’a bakan yüze de Türkçe olarak yazılması.
Ve önemli bir not:
2005 Yılında Fransa’da şöyle bir kanun çıkmıştı.
23 Şubat 2005 günlü.
Sömürgeciliğin İyi Yönlerini Öğretmek adlı.
Fransa C.Başbakanı Chirac ve Başbakanı,"Tarih yazmak parlamentonun işi değildir." diye bu kanuna itiraz ettiler ama yıl sonuna doğru da onamak zorunda kalmıştı.
Evet,tarihi hakikatleri tarihçelere bırakmak ve kesinlikle kanunla olaylar hakkında hüküm vermemek gerekir.