- 951 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
24 Nisan’a Tepki…
24 Nisan’a Tepki…
Kısaca 24 Nisan Osmanlı Devletinin 1915 de çeşitli sebeplerle Ermenileri belirlediği yerlere sürgün etme tarihidir. Ermeniler de o tarihi kendilerine soy kırım yapılmış gibi sayarak yıllardır çeşitli propaganda ve eylemler yapmışlardır yapmaktadırlar ve yapacaklardır…
Son yıllarda Ermenilere soykırım yapıldığını çeşitli ülke parlamentoları da üst üste kabul etmektedirler… Bizim ise elimiz kolumuz bağlı gibi olanları seyrediyoruz..
Sadece ermeni gençlerin harçlıklarını toplayarak Fransa’da, Kanada da yaşayan Ermenilerle röportajlar yaparak yazdıkları kitap sayısı altı-yüzden fazladır. Bizde genci yaşlısı bu tarz kitapların sayısı parmak sayısını geçmez…
Müessif olaylara tepki olarak “ hepimiz ermeniyiz” diyenler ülkemizde çoğalmıştır. Hatta değiliz diyenlerden fazladır; dense mübalağa mı olur bilmem… Üstelik “ermeni” tabiri etnik değil dini bir tabirdir. İşi bu bakımdan düşünürsek “ermeniyiz” demenin geri plandaki içeriği de anlaşılmış olur.
Oysa zamanında ermeni vahşetini yaşamış ve o günleri görmüş olan on-binlerce vatandaşımız
yaşadıklarını yazıya geçirmeden göçüp gitmişlerdir. İhmal her kiminse bu gerçektir.
Bu konu ile ülkemizde gerçekten samimiyetle uğraşanlar da parmak sayısıncadır. Gerisi palavra…
Devletin de bu konudaki bakış ve kavrayışı değişik payandalar üzerine bina edilmiştir. Zamanında o ülkelerde büyükelçi olanların görevli oldukları dönemde o ülkelerin çoğu meclislerinde bu konu ile ilgili kararlar aldılar. O zaman nasıl bir faaliyet gösterdikleri belli olmayan –faaliyet gösterselerdi belki de gerçekleri gündeme getirirlerdi vs- ülkeye döndükten sonra konunun uzmanı gibi kurula kurula konuşup, ahkam kesiyorlar…Şaşıyorum.Söylesen,sorsan hep haklı cevap verecekleri de işin başka yanı..
İsterseniz deneyiniz Ermenilerle alakalı bir araştırma yaparak kitap yayınlayınız ve en üstten en alta ilgililere gönderiniz..Hemen hemen hiçbiri geri dönerek “sağ olasın, ne iyi bir çalışma yapmışsın vs…–demeyeceklerdir.İlgileri bu minval olan kişi veya kurumların samimiyetine ayar bulunamaz…Sonrada aman yaman demenin anlamı samimiyetsizliktir…
Bir proje hazırlayıp mesela en yakın valiliğe gidiniz. Proje konusu şöyle olsun… “lisede okuyan son sınıf öğrencilerinin (bu üniversite öğrencileri içinde olabilir) ermeni vahşetiyle ilgili çevredeki veya ailelerindeki büyüklerle röportaj yapıp yazıya geçmeleri” diye… İlgili vali yardımcısı aman ne iyi olur;diyip Milli Eğitim Müdürüne veya yardımcısına yönlendirecek. O da -biz size döneriz- diyecektir. Olacağı bu daha fazlası olamaz. İsteyen denesin….
Öğrenciler arasında bu konu ile ilgili verilmiş ödeve ilgi % 40 ile %9 arasıdır. Yani yüz kişilik sınıflarda adı yukarıda anılan ödevi yapan öğrenci sayısı en fazla kırk, en az da dokuzdur… Sosyolojik anketlere konu olacak bu gerçek bilgi bize yeni neslin Ermenilerin iddia ve isteklerine büyük ölçüde tepkisiz kaldıklarını göstermektedir. Bu ise gelecek neslin teslimiyet içindeki ruhsuzluklarının kıstasıdır.Fazla lafa hacet yok..