- 968 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Felek Osmanı ve Süleyman Bey
Süleyman Bey
“- sülemen dedinizde
“şeerden köye bi öretmen geliii
bi de candarma
çoğ evelden bi de mültezim mi ne”
haa.. o dedikleyin arada bi de YSE’nin ,
Toprak-Su’yun adamları
söz vahtında açılı derler ya;
gari vakıt bu vakıt, bi ikindi önü
köylü de(ğil) miyiz
bi iresmi cip, doç filen gördük müydü
“-nası olsa para isdemeycekler ya”
çokaşırız başlarına
“-hoş geldiniz meendiz beyler” deye
kimi de
“-sefalar getirdiniz abe”
ne demeğise..
her birimiz
hepiciğiynen ayrı ayrı tokalaşırız
bir bir.. sonura “-meraba”,
“meraba”,
“meraba”
tam annaçlarında mevzilenir,
gözlerinin içine
bal damlaycağmış gibi
ağızlarına bakarız
o ğün de gele-gele
yeşil bi “amarkan doçu”ynan
Toprak-Su’yun adamları ğeldi Isparta’dan
Allah ne verdiyse biz hepiciğine gene
m(üh)endiz mamelesi çekdik
sütre gerisine çekildik;
hani 23 Nisannarda
yoğurdun içine para atar,
ellerimizi ba(ğ)larlarıdı da,
ö(ğ)retmenin “başla” demesiynen
aş gurtlar gibi saldı(rı)rız
gözü açık olan hemi ötekinneri yoğurda beler,
hemi de parayı bulur,
o hesap.. hani
“başla” deyvicekler gibi
meendizlerin gözlerinin içine içine bakıyoz
nassı emme parıl parıl..
sahabına gavış av köpee gibi
mayıl mayıl
netçede.. tohumuna para mı sayıyoz,
“-mendiz bey” deyinşe
bize bi ceremesimi var,
ta .mına ğoyan ta!
emme! o …….. içlerinden biri gasıtdı
“-ben şöferin” deye
biz de içimizden “ne bok olusan ol
ötekinner mendiz de ne yani” dedik,
hepiciğinin meendiz olmadığını da
adımız gibi biliyoz emme
arap eli öpmeynen dudak grarmaz ya
köylü milleti de(ğil)miyiz
gövde uçan guşdan medet umarız
neyimiş, mendiz değilimiş, sanki sayanda
başımız göğe mi değiyo, a gapba döyüs,
sanki sen gazanıyon da biz mi yeyoz
alt tarafı bi Alla(hı)n selemini verdik
alısan aaal,
almazsan alma,
bokunda bosdan mı bitircez
neyimiş.. “şöferimiş”
marakdan öldüydük, dinine yanayın
bu gene
“-adım da Sülamann” dedi dik dik
hinci ne yalan söyleyen
şeerli gısmı nassı;
olmasa bile meendiz-müdür yani patıron
mamelesini severse
köylü gısmıda kendi gibi gonuşan,
kibirlenmeyen,
kendisine depeden bakmayanı
bek sevmez onu
tahası kendini adam yerine goyanı
adam yerine gomaz,
etibar etmez
valla bak öyledir,
hinci ne yalan söyleyen
doğruyu ahretde mi gonuşcan,
o da bizim gibi köylü haralda
“evin danasından boğa olmaz” deye olmalı
neydelim aldık gabil etdik
eyi sen de şöfer oluvu bakalım
üsdelik de
adın da Sülaman olsun, .mına ğoyan
“-ne bok olusan ol” dedim kendi-kendime
biz de sana “-bey” file demeyviriz olu-biter
daş atdık da golumuz mu incindi a gapberif
nayeti mesele annaşıldı..
herif Ecevitçi’miyimiş neyimiş meğerise
herkeş buna olmadık yerden laf sokuşduruyo
olmadık şeyler soruyo
o da çer-çor demeyo,
onnara cüvap yetişdiriyo,
“milli gelir” deyo,
“galkınma” deyyo
“gişi başına gayri sahi hasılat” deyo
“köy kent, möy-kent”
üğüdüyo da üğüdüyo gari
sanki her köye paflıka guruvucak..
İtalleninen, Türküye deyo,
ak günner deyo,
gopretif deyo,
köyleri birleşdirip şehir olcamışıyız,
belediye, yol, çöp, çöpcü,
her sınıfa ayrı öretmen deyo
gari Yalavaca getmeycek
kendi şeerimizde bazar gurcamışıyız
sanki bizim köylünün bek umurlarında da
a gapba-malı döyüs!
sanki senin gibi herkeş “mayış ehli” de
sanıyo ki biz her gün bazara gediyoz
mamir gibi mayış alıyoz da
annadıyo da annadıyo gari
bereket versin Demirel’e çamır atmayo
öteki zıpçıkdılar gibi
başına gelceğin farkında
valla döğmeye gakarlar
Gara’nın o(ğ)lannara ettikleri ğibi
eyi de sanki bizim köy,
bunca yıllık demukratikligden cayıp
bi şöferin ağzına bakıp,
gedip varcaz da Ecevite oy verceğmişiyiz ğibi.. mahoo..
olmuşu olcaa onüş oyunuz var..
Akmemetler, Fezullahlar, Garamercen,
haa bide öretmen möretmen.. o gadar
iner sekize çıkmaz ondörde
len bu guminisler bi acayip oluyo ya……..
evel de seninkinin gafasının
ense kökünde gara bi şapka,
bizinki ğibi değil
sırtında mavi gömlek
bıyığı bile hurasında,
aynı mitli Ecevit’in ki ğibi
nem ne şekil
kendini Ecevit sanıyo haralda
senin baş şöfer Sülaman Ağa
Allah var.. adı sülaman deye gıratçı sandık
zahar adın sülamanısa
adaletçi olman ilazım ya!
o cihetden çocuğunun adını
Adnan, Süleyman goyannardan
oldu bitti haz etmen valla
emme öteykinner
mendiz mamelesinden memnin
gasalışıyollar
kendi aralarında işmar edip ,
bizinen şakalaşıyollar
geşmiş gün valla halal hoş olsun çay-may ısmarladık
gene parasını Hoca Emmi vermişdir haralda
vermese de gayfacı onun üsdüne yazar ya
aynı hesap,
ağa olmak golay değil ağa!
biz neye “ağayız” demeyoz,
var bi bildiğimiz haralda
geleninen gedeninen hemen tokalaşmayoz,
ille de sırayı ona veriyoz,
gasalışmayoz
o da onun borcu valla, bana galısa..
neyise, de!
bunnar; tarlaların daşını ayıkladırlarımış,
ganal yaparlarımış,
su akıdıllarımış
sözde köye yeni bazar yolu mu
yapılcağmış neyimiş
herkeş dört köşe valla,
sanki her gün bazara gediyollar da
len valla bu devletin hiş işi-ğücü yok valla
millet bazara gedip duru işde zahar
yol yapcana, fabırka yapsan da
millet iş-ğüç sabı olsa da
sana da vergi verse ya
ı-ıh, yol oluca cebimize gircek mi var
zatinden öteden beri esgi bazar yolu
a(ğ)zı yokar yandan olduğundan;
geliken eniş-aşşa, yüzünguyu
geliyokana golay oluyodu
bi dee Tokmacık, Akdışar, Ayıplar,
Çi(f)tlik, Salır dedikleyin
herkeşin ollarda bissürü epabı
eşi-dostu vardır da
hinci yol yüzün-guyu
eniş-aşşa, ovadan olunşa barabar
bi de tomafil file de var gari
yeni yetmeler o tarafı,
bizim gadim dos(t)ları hiş bilmezler
düm-düz şosadan “get gel
Gonya altı sahat” hesabı, ne bi köy görün
ne üş-beş epap bilin
hemi de kese bi yandan
iki sahat dağda bayırda viraç dönmekden
i(n)sannarın başı dönüyo
arabalar hararet yapıyo, köye dönüşün
benin deyen şöfer
bizim köye çıkamaz, neyeyse
Gundallılar az mı telef oldular
düz ova insanı olunca
sarpa saramayollar
ne işleri var gelmeyvisinner
emme nişan-düğün derkene
yol yapdılar bizim köyü
neyise de annaca(ğı)n;
esgi yol yengatdan açılacak olunşa
valla ne yalan söyleyen
bencileyin esgilerin yüzü gülüvüdü
a(ğ)zımız gulaklarımızda
bencileyin; -yeni ve devamlı iş- umuduynan
yalakalananlar da cabası
valla bi ben eyvallah edip de el-etek öpmedim
benden maada herkeş gıç yalayollar
düşman işgalinden gurtulmuşcasına
nerdeyse bayram ediyoz
köylünün keyfine deycek yok hanı
derkene, bizim meendiz dakımı gakdılar
höyle savışdılar
(y)Okarı Çemeye doru ..
tabi köyün üş-beş köpekdöğeni
Mıhtar,
köy bekçisi elpençe-divan
peşleri sıra yörüyoru
üş-beş daa kemik-kemiren
ben de mezburen
dakıldım peşlerine
biz de
yalan sölemeyen Cöbe Halil miydi
geşmiş gün Musdukolunun Musdug muydu ne
peşleri sıra ilerden-geriden gonuşalak,
arkamızdan da doçunan
senin şöfer Sülaman efendi
arkasından da köyün çocukları
eşşolu eşekler,
hiş doç görmemişler
senin şöfer Sülaman efendi
Goca Üseyinin evin yanna ğadar dırmandı
orda durdu
sankı ıscak geşcek sağmal koyun gibi
doçu kölgeye ğo(y)du
duralakdan bizim mı(h)tar
“-Feleğoğlu!
Sülemen Bey seni ünneyoru” dedi,
len ne zaman “bey” oldu bu
hanı se(v)meyodu beyliği, meendizliği
ben başgedikli yanna varan emireri ğibi
şöfer Sülaman’ın yan(ı)na seğidelek vardım
Allah var ya içimden
“-doça binelek bi yere gedecez haralda deye
çocukluğumuzda doç mu gördük arkadaş
ıçcık daa bakarsın peynir-dolaz file satar,
harşlık ederiz
hele bi de dutdurdukmuydu
her hafta ısmarıç isderler
her hafta balle-balle yolla
köşeyi dönmek işden deği(l) valla
arpalıkdan eli beğendiğin tarlayı al
harım et” dedim,
şimşek fızıydan
film gibi geşdi zeynimden
deregap seğidelek yanna vardım
bön bön bakdı
ben de ona tabi
“ulen bu döyüs kendini ne zannediyoru yaa”
şöfer
“-Sülaman Bey şoo götü yere yakın şey ” dedi
bakdım deminki meymanatsız,
saçını camız yalamış şey
len bunun neresi “bey”
üflesen yıkılacak
tingozanın teki
nursuuuz,
nevrim döndü şart ossun
içimdem “-heyvah” dedim
“-heyvah bunun gözleri hacı ğözü deği
fini-büber yemişiyin de a(ğ)zım yanmış gibi
içimden bi “-heyvah” daa çıkdı alaf-alaf
dünkü ğibi aklımda yeminossun
vallahi billahi
boğazım guruyvudu töbeler töbossun
dur bakalım başımıza bi gelcek var emme ne
“Allahtan hayırlısı” desem de
adamın yanına varıncaklayın;
Allah sizi inandırsın
şuulum bozuldu
ısçak gumpir yutmuş da
tatarcık olmuşuyun gibi
anam avradım ossun
insan bunu tehnede filen görse
ödü sıdar
şeytan zanneder töbossun yau,
yau bi i(n)san bu gadak mı ikrah olur yau
gece ürüyada görse, gorgar,
çoluk-çocuğa gösdertmemek ilazım döyusu
yata(ğı)nı ıslatdırı töbossun
Allahın yaratığı gul emme
ne fayda adam resmen nursuz,
nalet mecusinin teki len
“-üsdüne üsdelik doça da binemecez”
bu tefa isdemeyelek, amma
“bak bak Feleğoğlu
beni Allahın gulu yerine gomayo”
demesin deye
“benden bulmasın belasını dedim”
goya evelek seğittim yana
üş adım kalalak;
“-buyur Sülemen Bey”
senin Sülemen Bey durdu,
nası emme dim-dik
“-buyur Alla(hı)n emri” filen demek yok
nursuz dinini .ikdimin kafiri
len bu mamirlerin hepiciği gominis”
…
“-bana do(ğ)ru döndü bu gerisin geri
ötekinner de put ğibi durdular,
gari bunu begleyollar
emme hepiciği iki adım ardındalar
hele biri gari canım, tam çente
beyefendi ne yanna bakdı o yanna bakıyo,
nere döndü
iki adım arkasında yer alıyo hemen
o sışmadan sışmazdır şertossun
ta öyle!
boyuna bosuna da baksan
essahdan adam dölü sanısın gavatı
sanısın galem”
“-de.. decem
herifçio(ğ)lu
yüzüme zert-zert bakalak beni eyicene bi süzdü
sankı bazardan damızlık alacak,
Topal Cambaz, gapba dürzü
sonura bu, dudaklarını büzdü,
gözlerini dikdi,
kısdı
sol gözünü daha çok kısalak
ellerine bakmaya başladı
epili bi duraladı
yan gözümünen onun duruşunu tığladım
goltu(ğu)nun altında asgeriyedeki ğibi bi sümen
esas duruşda o, it o(ğ)lu it
bu arada ben çakdırtmadaan
gaylangaş duruşumu düzeltdim
der(h)al esas duruşa ğeşdim
o itolu it gibi
anam avradım ossun
erkeğsen gaylangaş dur,
erkeğsen esas duruşu göstertme
sıkar şartlar şartossun
aynı mitli o uluk gibi
eller yannarda yapışık
emme çakdırmadan
kuş avlaycak kedinin ettiği ğibi
havsizden-havsizden
garın içerde…
göğüs şişgin………..
farketdirtmeden
baş dik……..
dim-dik..!”
“-anam avradım ossun
üşden dokuza şartossun
asgerde bile
böyle bi esas duruş
gösdermemişiyindir
başçavışlarımın,
hakları ğeşmez işallah.
bu ğarada senin ki;
barnaklarını açabildiği ğadar aşmış
ha-bire ellerini birbirine kavşırıyo
usul usul ayırıyo
ne ğadar bekledik bilmeyon emme
ben gadı huzuruna çıkmış
sübyancı ğibi
sovuk-sovuk terlemeye başladım
“heyvaahh Osman,
boku yedin Osman,
boban Felek de olsa
valla talla sana faydası olmaz gari”
ne suçum-güna(hı)m-mar ki hinci
fücutumda ganım dondu
dizlerim tir-tir titiredi
sanki dabanımdan burgu saldılar da
ganım lıkır-lıkır çekildiii ğetdi
“utancımdan yerin dibine ğeşdim”
valla ta öyle
valla-billa o ğedennerde
sankı ani-saat de
bi bomba atıldı da..
hayat o takike durdu
bireş önce köyün içinde
sağa-sola seğidenner
gelip-geçenner varıdı
sözüm mencilisden dışarı
anıran eşek havlayan köpek dedikleyin
ün-ses gayboldu daa!
ölü topra(ğı)serpildi sanki
cemi-cümle köyün üstlerine
dam başında Gızıl Eşe
Hacalların İmine Ğelin
merdimende Kabış Musa’nın Garı
oralarda Depe Ümmüsü, Pese’nin Garı
ya onnar da oldukları yerde
Analı-ğızlı gibi, daş olup çakıldı galdı
ya da “Osman bi suş mu işledi acabına ola” deye
maraklarından bize bakıyollar öyle ya gari
Allah vere de anamın habarı olmasa bari
lamı-cimi anladasıya ortalığı velveleye veri
ete(ği)ne daş dolduralak (y)etişiviri
süprüle-ğalı vallahi-billahi
iş donumda bi serinnig
gulağımın arkasında
burnumun ucunda
baldırlarımda
yağırnım birbiriynen yarışırcasına
bi garıncalanma,
bi gaşıntı peydah oldu ki ta! öyle
arkandan dizgapa(ğı)mın arkasına
bi(r) hareketlenme
musallat oldu ki
gaynaşmak ne mümkün
..
kene filen mi yörüdü acaba
ala keneyse Allah mafaza
“yapışırsa götürü” derler
bildiğimden deği(l) de
“sakın goparma” derler ya
emme nere gaynaşıyon gardaşım
sanki gıpraşıvısam
kesgin nişancıbaşı Sülemen Bey
yaylım ataşı edecek
dizbağlarım çözüldü-çözülecek
eğişmeye başladım
………
emme nası, valla salacan
“-hey dinini .iktimin gafası
gayfaya ğelmeden,
ayak yoluna u(ğ)rayvırıp çöğdürmedim de
yada caminin helasına
u(ğ)rayvısaydım ya,
sankı ucu püsgüllü okuynan ça(ğı)dılar
ardımdan da atlı govalayodu
“gelin alıcılar” geldi sanki,
ıçcık da öylü gısmı dee(ğil)miyiz,
bizi(m) ki gökgörmediklik
bi makene gördük müy dü
acaba ne satıyo ku
şeytan dürter gari
“bazarlık” işine talibizdir
sanki satdığını alabilceğmişin gibi
yel gibi, seğidiyoz gayfanın ön(ü)ne
dutabilene aşk olsun
emişceg guzu ğibi
zapıradak varıvırıyoz yannarına,
sanki başımız göğe erecek
açcık da varısa yalakalıkdan da haz alıyoz
bobam demişleyin “ganımızda çobannık,
bey gapısında gulluk var” yabelki de ondan..
neyse..
amma Sülemen Bey gibi
birinin geleceğini ne bileyin
gardaşım
anamı müneccim mi yüğürdü
aklıma.. Turis’in annatdığı geldi
hani
“gerdek gecesinde,
yeni damat
sadıçın tavsiyesiynen
işi birez uzatmış da
gelin de
“-hadi gari va!
netçeğsen et
çişim geldi valla” demiş” ya
bi yandan kendi kendime gülüyon
bi yandan da gassığımı
desdeklemeye çalışıyon
esas duruşdan vazgeşmiş;
öğüme ellerimi gavşırmışıyın
isdermisin hinci;
paçaya aşşa salıvıralım”
valla koca köye irezil-rüsva oluruz
vay ki vay
yanarın ki
köyü terk etmeynen galmaz
ebi-ceddi yolumuz köye uğramaz
yetmez velayetde bile şanımız alı-yörür
“Sülaman Beyin altına saldırtdığı adam”
bi nam veririz ki, yahay
sünnet olukana gaçırdı deye
adama “sışdı” deyen
çoluk çocuna ebi ceddi sışdının Kazim
Sışdının Melit deyen bu köy de(ğil) mi
bana ne demezler gari
bu dinini .iktimin memleketi..
bize de “Saldı” mı deller,
“Islattı” mı deler
“ıslakpaça” mı deler
“yaşpapba mı”
orasını Allah bili gari
bi de Leyleğoğlu da orda
valla billa yeter
başga bişiye başka birine nüzüm yok zati
valla ben de gederin dayırasında
annı çatına ,
annının orta gabağına bi ğurşun
vurmasam bile bende onu işedirin
onun namı da “Feleğin Osmanın
altına etdirdiği adam” olu
ya da “Saldı’nın ettirdiği
ya da ona da “Etdi” deler gısaca
ben köyden göçerin emme
onun Türküye’yi terk etmesi ilazım
ıçcık da o düşünsün .mına ğoyan ta
net(i)çe;
bi yandan da vesveseleniyon
“-hinci bu adam beni neye çağırdı”
…
“-neytçek”
…
“-neydebili yahu”
…
“-ya(h)utta
neydemez len gosgoca dövletin mendizi
düğmesi ğopsa alt(ı)aydan başlar”
“-o gosgoca dövlet,
işi-ğücü burağır
bunun arkasını arar
do(ğ)ruya do(ğ)ru
jandırmaykana gördüm işde
gerçi şöferidim emme
her bokun içindeydim”
netçede helbet arayacak
o dövletin bi memuru
bizatihi dövletin ta kendisi
emme adamdakı dövlet ciddiyeti
yahay töbossun
adamın içini titretdiriyoru
bunu hökümetin başına getirecekler
o durduk yerde başımıza iş açan Yonan gavırı,
o anarşitler
o gomunisler
o her boka zam yapannar,
o zart zort edenner
panka soyannar
ona buna musallat olannar
yankesiciler,
gaçakcılar
galpazannar
matırabazlar
ürüşvetciler
anaforcular
yeyiciler
vatandaşın tekerine daş goyannar,
bıçak parası alan dokdurlar
olur-olmaza kesip biçenner
zerhoşlar
gaçakcılar
yalançı şahitler
ehlivukuflar
tabanca tavşıyannar
o bıçak çekenner
itimadı sarsannar
emanete süistimal edenner
zimmetine para geçirenner,
gümrükcüler
torpilciler
dövlete gafa dutannar
adam gayırannar
onun bunun hatırına
garağola adam çekenner
o takike imana gelir
yusuf-yusuf atarlar
dinsizin hakından imansız gelir deye
boşuna dememişler
aslında her memlekete
böyle bi Sülaman Bey ilazım
asayişin berkemal olması uçu
gısa keselim Aydın havası ossun
neçeden sonura
boyumu-posumu beğendi haralda
imana mı geldi kafir
ya da aklına benim de
Allan bi ğulu olduğum mu geldi ne
“-yüklen bakalım nivoyu” dedi
vaa! o ne lenn.. nalet osun imii
cırtlak bi de sesi var incecik nahı! seni
valla şeerli ğarısı sanısın
senin gibi beyin geşmişini .iken
get nalet ossun.. sana
nerde sülaman varısa on(ğ)a da
senin gibi erke(ğim)n deyenin
seni goca deye goluna dakıp da gezen garının
ta! .mını dinini haa!
nerdeee..
birez önceki heybet azamet
nerde hinciki meymenet
valla bi ğülesime ğetdi
Allah Allah
bunun başçavış olduğunu düşündüm
aste(ğ)menn gibi
valla öğüne gelen enseye tokat,
gıçına barnak atar bunun böylesinin
adam yerine goyan olmaz şertossun
gerçi onnar da olmasa valla asgerlik bitmez ya
…
hülasa biz yüklendik gösdetdiği mereti
nivo..
neree’ erkeğsen, tapan sıkıyosa
bi yüklenme
“emret” dedim ız da(h)a gomutanım deycen,
yauu ne gomutanı,
esgerliği edeli hani fakıt olmuş emme
adam uruhumu zapdetdi
ele ezzatını, sülalesini ..kdiğim elle
uzatmayan
“der(h)al efendim”
………
“-baş üsdüne”
…………
gene de her e(h)timala ğarşı,
bunu başımına selamladım
belki “emret gomutanım” da demiş olabilirin
kasget iman tahtamın üsdünde
“-Sülaymen Bey” dedim
sapıtdırtdı osduruğumu adam yauu..
bakdığı yere bakdım
çıklacık demir yığını
deragap omuzladım,
nivo mu neyise
donuz ölüsü mefrat bişiy mubarek de
birez sonura patanaşlamaya başladım
hiş “akıl var izan var”
bu gavırın hiş mi yokuşu yok
bunu haralda i(n)san davşıyacak
deye kendi-kendime
vesvese ediyon
isdikamet Asar
sardım bayıra
Asara ağzi yokarı
ağmaya başladım ammaa
gara-zoruna
yüklendik bi sefer
yüklenmesen netçen
vay imansızlar vay,
Asara do(ğ)ru
nivo davşımak zorun zoru
sırf bana ezziyet olsun deye
icadetmişler bu nivoyu
dünneye nivo daşımaya gelmiş olmak
ne biçim bişi..
“-len dinine yandımın
ben bu işe mamir değilin
ben mı(h)darın “köpek döğen”i miyin,
harmandan sonu hak toplayan
koruma bekcisi değilin
hergele çobanı değilin
galayçı, nalbant, dişçi mi
bizatihi dövletin sogortalı işçisi,
Sülemen Beyin çırağı de(ği)lin
mı(h)tarın yanaşması heş de’lin
..
yol yapıvıcaklarısa
benim musdakil yolum olmaycak
belki benden az gedip-gelen olmaycak,
emme -arın belası- yüklendik
bunu yapan Ermanı da
bu külteyi nayetinde
bi insan evladı davşıycak deye
düşünmemiş mi bilmen valla
ya da sırf Feleğin Osman’a eziyet olsun deye
halketmiş gappa deyus
adı üsdünde gavır işde
Türkün aklı bek,
böyle abidik-gubidiğe ermez
asgerde de her alet gavır icadı değil mi
adı üsdünde gavur gari ya
bizim köye yollaycağının içini
havayna değil de
cıvaynan doldurmuş şerefsiz..
ne tecemilletise
..
emmeeeeeee……..
bi de bakarsın yırtarız,
bu sayada mayışa ba(ğ)lanırız
emekliliği var, zigortası var
hadi hayırlısı, olur mu olur
millet ehlivukuf oldu da az mı para galdırdı
adamlar Arpalıkdan tarla aldılar valla
biz de bi köpek-döğennik edecez haralda
Sülemen Bey bu ğadar
inceden inceye süzdüğüne ğöre
kim bili(r) hankı mihenk daşına vurdu
Feleğoğlu’nu
yani beni
demek kiyne var bi bildiği
devlet gatında möhüm bi yeri vardır haralda
kimbilir hankı ilimi tahsıl etdi..
adamın-boyuna-posuna bakıp da mı
bi makama getiriyollar
“er dayının goç yeğeni”
belki ekdidardan
belki Reis-i Cumhur’un sağ golu
ya da bi senatörün gardaşı file
ya da hökümat içinde
-getdi-ğetdi behrinde - olan biri
o durunşa barabar Allah var ya
ötekinner dut yemiş bülbül ğibi susup da
oldukları yerde çakılıp galmadılar mı
tık yok,
sükut,
soluklarını dutmadılar mı
bu gudreti bi yerden aldığı belli belli besbelli
bu adam bu boyunan buralara ğeldiyse
bi de boyu-posu olsaydı nolu(r)du
kim bili nerde-nası bi söz sabıdır
kim bili kimin adamıdır
adamdakı ciddiyet, dirayet
beni iki sahat süzmesinde var bi hekmet
hadi hayırlısı
“-ülen o(ğ)lum Osman,
gapba felek sana güldü getdi belki de” deyon
………………..
felek; felek olalı
Felekoğlu Osmana kırk yılda bi
felekliğini yaptı
demek ki o gün, bu gün işte
…….
Feleğin oğlu olsan ne yazar,
Felek felekliğini gösderdiği
böğüne kadar yüzümüze bi
gülmüşlüğü mü var sanki
emme böğün
suyun okarı akdığı,
dünnenin tersine döndüğü
ya(ğ)mırın yerden yağdığı bi gün olabilir
kim bilir
hey gözünü sevdimin Sülemen Bey’i
“-hakkımda;
Osman eyidir,
çalışgandır,
eyi nivo davşır,
usludur ensesine vur
a(ğ)zından lokmasını al,
sesi çıkmaz evel-Allah
gel de seğidir gelir
yat de yatar,
sürün de sürünü(r)
öl de evel Allah ölü(r)”
deyelek
bi istida verdimiydi tamam
ves-selam”
Allahın izniynen, o! kadar
halleder her bi işi
……………
çoluk-cocuk da Sülemen Bey gibi okur işallah”
hatda ilk doğan o(ğ)lanın adını da
“sülemen” goruz
Alla(hı)n emri
ne de ossa velinimetimiz,
şerli olunşa tabi “tekne gazıntısı ” olur
sünnet mi olcak;
Sülemen Bey buyur
gız mı isdenecek, hankısı olusa, fark etmez
“Sülemen Bey”
gızın birini isdemeye mi gelindi
“-valla Sülemen Bey bili”
nişan mı dakılacak Sülemen Bey
daksın yüzzükleri,
Sülemen Bey sayasında;
canımız köyü isdedikçene
üş ğünnüğüne geli
on ğün sonura
elimizi-golumuzu sallayalak
dayıraya çıkar varız
erkeğ olan bi horazlansın
tık-tık.. Sülemen Bey falanca
bana zart-zort ediyo
basar zile, ça(ğı)rır müdürleri,
buyurur emri
“-gardeşim Osman’a zart-zort eden
deyus, vatan hayınıdır
.ikdir edin iti,
ilişiğini kesin,
sınırdışı edin,
vetandaşlıkdan çıkarın
tarlası takgasını nesi varısa “men” edin
şeyini şey etimin
makaryosu•, gızıl gominisi”
“-deral efendim”
“o gadak”
tabi biz de eşek değiliz
hazır köye ğadar gelmişikene,
südüymüş, yoğurdu-yağıymış,
yumurtasıymış..
valla yalan deği onnar bizim
yağlı dolazı bilmezlerdir
ıçcık da palavra sıkarız
efendim bu hazmı golaylaşdırı,
böbrek daşını düşürür,
tansiyona eyi ğelir
ferrum fort, kenakort
peniselin gibidir
bunu ye
teremacon gullanma
ya öyle..
asdıma, bronşide birebir
ne demeğise…
gereğirse basar parayı
Akgulakdan bal alırız,
ee olcağ o kadar
me(v)simine ğöre erik-armıt
gerekdiğinde birer sepet
“-buyur bey efendi,
benikinner yeyemedi
seninkinner yeyvisin bi
lop lop et olsun
halal hoş olsun”
valla apardumanın adını da
Sülemen Bey Apardumanı goruz
nolcak anasını satayın
sorannara “-bobamız” deyviriz
o da eşşek deği haralda
bobalığını gösdercek helbet
arsa mı “-yap huranın bi köşesine
elekdirik mi, su mu,
Sülemen Beyin selamı var
dayıra müdürleri işini-ğücünü goyvuru
kendi elleriynen ba(ğ)larlar
“-Osmancığım…
canım gardaşım…
Sülemen Beye
mahsıs hörmetlerimizi elet ”
“-eletmemiyin len hiç”
işim bitdikden sonura
hasdir len
gosgoca Sülemen Beyin
hiş işi-ğücü yoğudu da
kimlerin selem etdiğinin tafsilatını mı dinlecek,
zaten arada sırada bi müsay(i)t oluyo herif
neden, mü(h)üm adam gardaşım
alt tarafı belediyede bi abonman müdürü
ferişdah olsan ne yazar
biz de ıcçık şımarmışıyız çok mu
dolaş müdür beye işi düşcekleri
Sülemen Beyin selemi var
o ğüne göre ne ilazımısa
odun-kömür
cep harşlığı
herkesin işi-gaydı neyise ona ğöre
valla benim gayınçılar bek
garibenner
hepiciğini işe sokarın
ha! Allah ırazı olsun deyvisinner
saygıda gusur etmesinner,
çoluk-çocuklarını
sayamda gurtarsınnar yeter..
kiminin parası
kimin dovası..
ha!
onnar da ha iki ğatlı bi yer yaparsalar
biri Osman Bey Apardumanı
biri de “Enişde Apardumanı” ğor
dş ardılar da gollarımı yorumdu
araba filen alılarsa da
“enişdem sağolsun” yazdırılar
daş atdık da golumuz mu yoruldu
öncetten önce
Sülemen Beyin selamı sağolsun
biz alt tarafı “gocağapı”nın annı-çatına
bi mermer laf(h)aya
gara gatıran bi yazıynan
“Sülemen Bey Apardumanı” yazdırmışıyız çok mu
yeter ki gurtaralım sayasında şu çoluk-çocu(ğu)
aman deyen yeter ki bi okusunnar,
ben de höyle köşeyi bi dönüvüryin de
iş ad komaya ğalsın, amat olsa ne
memet olsa ne, anasını satayın
bobamın adını ğoduk da ne gördük,
emmilerimi bile mezerden galdırdım da
oğullarından ne mafat gördüm
“ömürlü olsun”a mı geldi biri
başçavış bacanağın adını ğoduk da
sanki aldı ğetdi mi birini
ellerde ne enişdeler var..
bize nasip olmadı ğetdi
gaya yarığından bal yalamak
emme
buraya gadağımış,
evel Allah Sülaman Bey sayasında
alayının hakkından gelcez
bizikinner
fırın damı deler aş köpek
kendilerine hayırları yok ku
ölüyon desen
sana ne hayırları olcak
emme buraya ğadak
işde sana çızık
elinde ilaş varısa çal başına
yazdan-yaza gelip de
çoluk-çocuk tastamam bir ay
gahırlarını çekdiğim cabası
yetmez….
dinini .ikdimin dölleri
öğnlerine konanı yemez
evimizi beğenmez
neyimiş; sergen, dolaf ,
gardolaf, bazar çöre(ği) yoğumuş
sankı bobanız yapdirividi,
eliynen aldı geldi bazar çöreğini de
ben sizden esirgeyon sanki
len ben sizden daha eyi biliyon emme
yokdan biliminiz siz
yok işda anasına satdımın yoook yok
anam ıramatlıg dutdurdu
“-n’oldum öldüm ille bobayın adını ğo
el ne demez,
hadi benim oğlandan önşe
biri bobamın adını ğosa”ymış
goya meseleme değilimiş
neyimiş ilk oğlanın adı
boba adı olcağmış
ha gorsan .. hanı zengin dölleri
ilk çocuklarının adını
hep bobalarının adlarını gorlar ya
mereseden daha fazla pay gapmak hesabına
hepsi de boba adı koyunca
gene hisseleri aynı olur
valla köylük yerde
ebesinen iş(ti)gal ediyoz”
vesselem
………
“-len olum Osman dur bi yau
durduk yerde
hinci bi çuval inciri bok edecen
neyise; tamam-taman
olanın adını sülemen goyo(yoru)z
şu takikeden itibaren
sülemen….
……….
pekiii…
Sülemen Bey iş gonusunu halletmesede mi
halletmese de .mına ğoyan
halvadan dönenin gaşşı(ğı) ğırılsın
hatta yenge goşar geli
böbek dakımlarıynan
“-“gocacı(ğı)mın adı, a(ğ)zımın dadı”
sülemencik keysin”
oyuncaklar esgi-yeni fark etmez
“-sülemencik oynasın”
ötekinnere de kendi çocuklarının esgilerini
hele hele hinci bunnar az çocuk yaparlar
garı yıpranmasın deye,
emdirmezlerimiş ya biciğim sarkar deye
başkalarına emdiryollarımış ya
belki bi denedir, oda böyümüşdür
belki de hiş yapmamışlardır
yapdılarısa da
ganatlanıp uşmuşlardır
rağbet bizikinnere olu gari
en başda da sülemenciğe
Alla(hı)n emri
elleri mahkım
bizim garı da yengeye birez itibar etdimiydi
değme keyfime
geder öğüne dikileğorun
“-amcası sülemen elini öpsün”
tamamdır bu iş, tamam hat da
darısı ötekinnerin başına
olum Osman,
(y)etişdi bosdan
olmayan işde bi hayır vardır
köylük yerde amat, memet, irbem, hasan
hepisini goduk da
sülemen aklımıza mı gelmedi nedir
Allahın onarcağı
demekkine buna vesile olacağımış ha
vay anası bee!
Allahın onarca(ğı) işde;
zengin olcak adamın para
eyi olcak hasdanın dokdur ayana gelirimiş
biz eyi-kine sülemen gomamışıyız
ma’zallah önşeden sülemen gosaydık
hinci boku yeyceğdik
yancağmış gülüm keten halva
elimizde goz galmaycağmışımış valla billa
deyelim hafta sonları bize ğelseler
bizim çocuklar hemen ordan bi otböre(ği)
kumpir ya da fasla gabak böre(ği) etse
len bunnar ne yecekler
yeseler yeseler, el gadak, yarım börek,
hadi hadi bi dene
o da keyfe keder
alt tarafı amir-mamir garısı ya
“kilo alıyorun da
Sülemen Bey kilo isdemez” deye
senikinde bi fiyaka
etsin anasını sata(yı)n
neyise hemen bi olan doğurtmalı garıya
oğlanı adı; Allah(ı)n emri Sülemen
amma Allah vere de;
onun ğibi garı sesli biri olmasın da
başka bişiy istemen
Sülaman Bey’in hanımı çocuk yapmadıysa
belki sesi bunun gibi olu deye
yapmamışdır…
onun orasını Allah bili(r) gari
obalı onun boynuna
neyise canım
garının güna(hı)nı neye alıyon hinci
töbe töbe
…………
hele ki bunun bölesinin izbandur gibi bi ğarısı vardır
evde bunun borusunu file ödtürtmeyodur
ya bi de zengin gızıysa
töbe estağfir..
“-yörü ya gulum” böyle bişiy belki de
sanki horaz sesli olsalar nolcak
hatta -zirat danası- ğibi böğürseler nolcak
evel Allah o danayı keser
Sülemen Beye yedirin
sefam olsun anasını satayın
bu keyfine beni gören
“aslı yok yaylasında bin goyunlu
sürüsü olan bangir kürdo(ğ)lu” sanır
Canab(ı) Alla(hı)n ne zaman ne halkedeceği
ne z(a)man ne neşet etçe(ği) belli mi
anasına satdımın
ben bu “mali hülle”ler içinde tısılaya tısılaya
Asara (y)okarı sırtlamış(ıy)ın nivoyu haydaaa
mubarek de mefrat bişiy, çıkla demir valla
“bi tefacık bişiy,
ossun varsın”,
..
nassı ossa bundan sonura dokuzdan evel
yatakdan gakmak yok….
evel Allah, Sülaman beyin sayasında
ilerde doça-moça da binecez ha
vay beeee!
ulen Osman
Feleğin aklına geldin ha..
bunca zaman sonura
şükür..”
içimde doç’a binememişliğin acısıyna
tabii!
ya! Sülemen bey bizim işi halletmezse ..
meselenin asıl can damarı
zurnanın zırt dediği yer orası
“-i(n)şallah tökezir ” deyon
Sülemen Bey uçu(n) da
“naaa hı gadın Alla(hı)m dizleri-elleri
höyle bi kan çana(ğı)na dönse bi!
hu dakka itibarıyna başga bişiy istemen deye
hayallayon kendi-kendime
seninki ha-bire zert zert
talimat yağdırıyo yan(ın)dakınnara
bunda bi fors,
bi çalım,
bi dubara yahay valla
sen sanısın dünyayı bu yaratmış
gedikli çavış
gıdemsiz te(ğ)men bile
zolda zıfır galı yan(ın)da
bi tarafdan da dırmanıyon
Asarın bayıra a(ğ)zı yokara
har solukdayın valla-billa
can burnuma gelmiş ya
duralakdan, seninki
“-sence bu yol nerden geşmeli
Osman Bey” dedi bana
“sonun da, Osman Bey de olduk
anasına satayın ta!”
tam da fırsantını yakaladım ya gari
ben de, (len ha sus gari işde değil mi
şeytan dürtdükçe dürtdü)
durup döndüm, efelendim
“-valla biz kör eşşe(ği)n çılbırını gasar da
“dahh!” deyviriz,
Sülemen abee..
bizim kör eşşek bi yolunu bulu(r) evel Allah,
biz de ordan geder-geliriz
ğede-gele orası yol oluu(r)
öyle
hesaba-kitaba,
okuyup-üflemeye
kopye galem tükmüklemeye
dirsek çürütmeye ne hacat Allasen
bizim mendize file e(h)tiyacımız
olmaz evel Allah” dedim..
öyle ya..
dövlet mendiz falan yollamadan da
köyün bazar yolu buraydı,
onnar bi yol yapıvıdılar.. ovadan
işin gücün yoğusa dolaş Gaziri ovasını
bobam bazardan öküz aldı da
bazar gamyonundan evel gelmedi mi
bu yoldan
ee
daha ne
neyise de.. lafı çakdım ya!
iki ğözüm öğüme aksın
ova yolmasında zabala ilk desdeleri yığın etmiş de
garaltısında hacat gedermiş porosdatlı ğibi
ıratlayıvıdım valla,
emme nassı ha!
Hitler de beni ascak mı len
ta .mına ğoyan,
Sülemen bey deği de ne olusa ossun..
bu bozulduuuu……….
morardı..
emme! hiç oralı olmadı
kimseye irenk vermedi
bana galısa ötekinnerin hepiciği
işlerinden önşe kıs kıs güldüler
emme akıllarına gelinşşe de
“-heyvah” çekdiler
“-Alla(hı)m Ya Rebbiiimm
Sülemen beyin şeremetinden,
azametinden goru bizi,
köylüleri, cemi cümle müslümannarı” deyelek
ödleri sıtdı besbelli
..
adım Osman gibi eminin
beni kimse dovasına bile dahil etmedi
herkes aldı gabil etdi.. o adı belli
beni kim niynesin
Feleğin aklına gelmedik ki,
Fele(ği)n Osman
gulunun aklına gelsin
durdu.. boynunu büktü, bakdı.. bana
böğünkü gibi aklımda vallaha
Sülemen bey gayat sakin
“-“cahılına sohbet etme sıçar
cam gırığıynan ta(h)ratlanma bıçar” deye
boşuna dememişler
“adam yerine goduk eşşe(ği)
annımıza dokandı daşşa(ğı)” dedi
………
“-gorkma! gene de seni eşşe(ği)n arkasından
getmekden gurtararacak devlet”
(çok gurtardı ya)
“-hu çıbı(ğ)ı al, isdikamet garşıkı gaya
ben dur deyene gadar,
yüz-yüzotuz adım
ğadar düm düz ğet
dut deyinşe dim dik dut
sağ elimine işaret verisem sola
sol eliminen işaret verisem sağa get
kaş adım getdiğini de saymayı unutma”
biz gasalalak, içimizde horsamızı almış olmanın ıratlığıyna
sırtladık demir çıbı(ğı),
vurduk sarpa gene
bu da demir emme,
demikinnerin yanında guş gibi
içimden “ulen Feleğoğlu
eyi laf sokuşdurdun adama” deye
gülelek gedip gederkene
kendi-kendime, “-işde bulduk bi geçi yolu”
hakkatden mendize etiyaç yoğumuş
bu arada kaç adım attığımı unutdum haral
“-ee demek sadaca eşşek deği,
geçi de yolu buluyomuş”
……….
“-biz de buldug bi yol gediyoz işde”
derkene
“zınk” deye durdum,
aklıma ğeldi;
“-ele! dinini .ikdimin gedesi ele
hinci bu adam beni resmen eşşek yerine ğodu”
valla içim “-cız” etti
depeden ünneyon gari
“-Süleman Beeeey”
…………….
duyar mı gari dinini .iktimin münafığı
“-Süleman Beeeey
………..
bunu unutma”
ağşama ğadar garnım a(ğ)rıdı, öykemden
ondan sonra uyur-uyanırın Sülemen Bey,
“eşşeek, eşşek osman, eşşek oğlu eşşek” deye
beni gudurtuyo , damarıma-damarıma basıyo
beni hafakannar basıyo her gece
gakıyon oturagoyon zabbah deyinçeye gadak,
bizim çocuklar gözlerini ovcalayalak gakıyo
“-n’oldu len
enki ikrah şeyi işme bari hu fakıt
valla bi ğün evi-damı dutuşdurcan
Allah m’afaza”
“-zıbar öte yanına
geşmişini .ikdimin garısı”
tevatir bu böyle dövam etdi epili bi
mayasıllı gıç gibi
uykuyu-düneği gaybetdim
çoluk-çocuğuna(n) dirliği
dağıda-yazdık az daha
Cöbe Ğızı baya bi sıkıntı çekti,
çekip getmeye ğakdı kaş kere
emme
çoluk çocuğun hatırına
dişini sıktı
ha deyinçe kendime gelemedim,
asabiyet gatsayım tüngüldü
tavana vurdu valla
bilmen gari onun aklına ğeldi mi,
yonusa unutdu mu da!
ben mayışa ba(ğ)lanmayı filen
çokdaaan unutdum
bereket versin; garı bi çocuk daa doğurmadı
gerçi bizde de o hal galmadıydı da
maazallah adını
“sülemen” gomak mezburiyetinde galıdık daa
gomasak valla rüyamıza girer
“-çocuğun adını sülemen go(yu)n” deye
dutdurudu
bayya bi zaman bunu
kimseye deyviremedim,
lağap dakarlar hinci deyvisem
hatta çocukların mendiz olmasından da
geşdim amma
…………..
ne z(a)man ordan geşsem,
arada-sırada geşmemiyin canım tabii, geçerin
çikin oluyon valla,
onun yapıvıcağ yolun!
Sülemen Beyin,
okuyup da Sülemen Bey gibi
hökela, kendini beğenmiş olcak
çoluk-çoc(ğu)n
anasını-avradını .ikeyin” dedim
hinci aklıma geldikçene
deyorun ki kendi-kendime
“-gerçi biz de eşşeklig etdik canım
yele tükürünce garenti ıslancağmız
cıvık çamıra foşdadak basarsak
öteki paçayı çamırlatdırız
devlet bizi adam yerine godu muydu
tuncukur , hömermeye başlar, yıvıdırız
bilmen o bunu unutdu mu
aklına geli(r)dir belki de
hey gidi hey, ülen Süleman Bey
hıh hıh hı!, gulakları çinileyesice”
“-belki ölmüşdür”
“-ne ölce(ği), donuz gibi valla, yaşayıp batır
ölü-mölü ederse mücüde etçek
bissürü adam mar
hemi de eyi adam yaşamaz derler
bu musibetin hiş bi Alla(hı)n guluna
el gadak hayrı dokanmamış ki
guyruk acılı bi ton adam mar
el birlik bayram edecez”
“-Sülemen Bey Angara’ya tayın oldu”
“-ordan da Adabazarı’na
takavid oldu Antelleye yerleşdi
hepiciğinden habarım mar
işallah ölmez sağ olu
o ğünneri ğörüsem
………
bakalım gayrı;
bi eyinlik düşünecez
Allah belasını veresice
gamyonnar altında galasıca
boynu altında galasıca
odu-oca(ğı) kör galasıca
donuz mezerinde yatasıca
nusibet,
nursuz,
meymanatsız kafir,
gudümsüz,
döyüs
nalet
gahrolasıca”
DİPNOTLAR
YSE yol-su elektrik kurumu
cereme : olmadık masraf, durduk yerde kazara olan kayıp, başkasından kaynaklanan zarar,
bitmek: yetişmek, büyümek
çer-çor : çoluk çocuk
şer-şor : haylaz edepsiz
mayış ehli : devlette memur, düzenli-aylık geliri olan,
işmar etmek: bunlara bir oyun edelim anlamında kurnazca verilen işaret, göz kırpmak
zatinden: zaten
ollarda: oralarda
yeni yetme: 12-13 yaşlarında, ergen
kese: kestirme, daha kısa yol
köpekdöğen: köyün işleri için sağa-sola koşuşturan, belaya karışan, eza-cefa gören kişisi.
Kemik-kemiren: muhtarın yakınında bulunarak onun adına işler yapan, yalaka, çıkarcı kişilere için kullanılır.
sağmal: süt veren, sağılır hayvan
mal: hayvan anlamında
bön: ahmak
şoo / şo : o, şu, bu
şorda : orda, orada
şurda : burada
tahaa : bak orada
götü yere yakın: kısa boylu
camız: manda, dombay
hacı gözü: mülayim, hüsnü-niyetli bakış
şuul: şuur, kastedilen kendine hakimiyet, dirayet, kimya,
tatarcık: dil üzerinde sıcak yemekten oluşan kabartı, pıtırcık
tehne: tenha, gözden uzak, insan olmayan, yoğunluğu olmayan yer
mecusi : ateşe tapan, zerdüşt
ardında : arkasında
decem /deceem: diyeceğim, demek istediğim
tığlamak: gözetlemek, saklanarak, görülmeden durumu izlemek, kolaçan etmek
uluk : uyuz, uyuşuk, salak, aptal, beceriksiz, çelimsiz, kişiliksiz
havsizden: hiç beklemediği bir anda, hiç ummazken, beklemekten vazgeçmişken, çaltırmadan, usul usul, usulcuktan, o değilden,
aşmak : açmak
gedenler: etraf, yanlar
aynı saatda, bir anda, hep birlikte
kıpraşmak: hareket etmek, davranmak
yüğürmek : hayvanlar için döllemek
olduğu gibi, tamamen, bundan böyle, hiçbir zaman
dayıra : daire, müdürlük, resmi makam
alnın çatı: alnın ortası
nahı: ilenmeye küçümseye yönelik ünlem
iman tahtası: bağır, göğüs, göğsün ortası, göğüs kafesi
çıkla: olduğu gibi, tamamen, katışıksız, bütünüyle, başka bir şey katmadan, katkısız katık, sade, sadece, yavan,
çıkla ağzına atmak : ekmeksiz yemek anlamındadır.
mefrat: aşırı, beklenen-sanılandan iri-ağır vs.
yanaşma: birinin hizmetinde olan, uşak, devamlı işçi
gitti-gitti behri (zamanı): daha sonra zamanı geçmiş olacak zaman, ideal zamanlama, her bakımdan tam kıvamında, (kadın için; kadınlığının gençliğinin-güzelliğinin zirvesinde)
tekne kazıntısı: birkaç çocuktan sonra en son doğan çocuk kasdediliyor
Üş : üç
“üş gün / üş günnük ömür”den kasıt.. soğum, evlenme ve ölüm günü.. yani hayattır
• makaryos Kıbrısta Türk düşmanlığı yapan rum lideridir
elet: ilet, ulaştır
koca/büyük kapı: ana giriş, giriş kapısı, cümle kapısı
aş : aç
öğn : ön
dolaf: dolap, raf
gorsan / korsan : oysa ki, halbuki,
bicik: meme, göğüs
Allahın onarması: Allahın yön verip, şans tanıyarak, yardımcı olarak, mucize yaratarak işlerini yoluna koyması, olmayacak şeyin olması, bahtın açık olması, gönendirmesi, mutlu etmesi, varsıl etmesi
bangir: banker, para babası, banka sahibi, çok zengin
tökezir : tökezler
tökezlemek / tökezimek : yürürken ayağım kaymazı nedeniyle ayakta duramamak, ayağı kaymak, düşmek-düşeyazmak, sendelemek, sürçülmek, sürçülüp gitmek
kan çanağı : her tarafı kanamak, kana belenmek, kan akmak
tükmük : tükrük
Allasen : Allahını seversen
hacat gedermek : büyük abdest bozmak
Hitler : baskıcı Alman lideri
niynesin : kim ne yapsın, kimi ilgilendirsin
horsa: hırs, kin, öfke, hınç, hışım
hakkat/hakket/hakkaten: gerçek, gerçekten, işin aslı
kudurtmak: çıldırtmak, üstüne gitmek
bizim çocuklar : eşim karım, hanımım
ovcalamak/oğcalamak: ovmak, masaj, sıvazlamak
tüngümek/tünlümek/tüngülmek: sıçramak, zıplamak, atlamak
tuncukmak: arsızlaşmak, verilenden-vaad edilenden, hak edilenden daha fazlasını istemek, şımarmak, iş yapmamaktan dolayı azmak
hömermek: kasılmak, kendini güçlü acımasız saygısız göstermek, horozlanmak, kubarmak (kabarmak)
yıvıtmak: cıvımak, laubalilik, yılışıklık
resim
Felek Osman ve Gaz Amat
not: olayı kendi ağzından dinledim
kasdettiği de abimdi..
İkisinine de Rahmet diliyorum
Kandiliniz Mübarek Olsun
YORUMLAR
olukça uzundu. Bizim osman ne hayaller kurdu, lafı yeyince feleği döndü.
anlatımın kendine özgü dili okuttu ilgiyle.
Hikaye güzeldi İbrahim Bey kalemine sağlık.
Kandilinizi tebrik ederim
İbrahim Çelikli.
ancak Sizin okuyacağınızı biliyordum..
ben zaten yazarken
sanki hikayeyi Size anlatıyormuş gibi anlatıyorum
iyi ki varsınız
teşekkürler
saygılar sunarım