1 Mayıs deyince akla...
(EMEK) olmadan ,yemek olmaz.
(M)aaş olmadan,mutfak dolmaz.
(E)meğin karşılığını almalı çalışanlar.
(K)ul hakkını bilmeli bütün insanlar.
(VE) hakkı ile yap sana verilen görevi,
(E)meğin karşılığı için yaptın mı ödevi?
(DAYANIŞMA) içinde olmalı insanlar,
(A)ile içindekiler bunu çok iyi anlar.
(Y)ek başına kaldığı zaman bu canlar.
(A)llah’ı Teala’nın huzurunda olacaklar.
(N)asıl yaşadığı çalıştığı sorulur o zaman,
(I)rak kalamazsın ki sorulan sorulardan.
(Ş)aşırmamak için doğru ayrıl dünyadan.
(M)utlu ayrılmak ister herkes bu diyardan
(A)ç gözlerini hak karşısında uyan rüyadan.
(GÜNÜ) zararsız olarak, verimli geçirmeli.
(Ü)zerine düşen görevi hakkıyla vermeli.
(N)efsine yenik düşmeden önüne sermeli.
(Ü)midini yitirmeden güzel günlere ermeli.
1 Mayıs deyince aklınıza ne geliyor? İşçi ne demektir? İşçiler haklarını nasıl ararlar? 1 Mayıs; İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günüdür. 1 Mayıs günü Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmiştir.
1 Mayıs işçi bayramı olarak bilinir, 2008 yılından itibaren emek ve dayanışma günü olarak kutlanır. İşçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de ilk kez 1923’te resmî olarak kutlanmıştır. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM’de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir.
1 Mayıs İşçi Bayramına hangi süreçlerden geçilerek gelinmiştir? İlk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlediler.
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Chicago(Şikago)’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ’Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı.
Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs’ta kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 1889`da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.
Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.
Dinimiz bu konuda emeğin karşılığının verilmesi konusu üzerinde titizlikle durmuş,İslam peygamberi çalışanın hakkı konusunda çok önemli uyarılarda bulunmuştur.Hz. Peygamber Efendimiz, bu konuda şöyle buyurur: "İşçinin ücretini, alnının teri kurumadan ödeyin." (İbn Mâce, Rühûn, 4)
Bizler de tüm işçilerin bu özel günde emek ve dayanışma gününü tebrik eder,emeğinin karşılığını alan ve dayanışma içinde bulunarak sorunları çözen çalışanlardan olmalarını dileriz.
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Aslında çok güzel bir şey emek bayramı.
Sonuçta hepimiz emekçi değil miyiz?
Bayram, hepimizin hakkı.
Ancak,
ben 1980 öncesini yaşayan, gören, acılarını çeken biriyim.
Bu nedenle,
emekçi bayramı dediğinizde, aklıma sadece terör geliyor.
İnanılmaz bir huzursuzluk duyuyorum.
Bin bir türlü renkli flamalar, oraklar, çekiçler, Mao'lar, Lenin'ler, Stalin'ler, Marx'lar geliyor.
Ne bileyim işte...
Asla dönmek istemediğim zamanlar geliyor.