- 417 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SANAT BİZİMDİR
SANAT BİZİMDİR
Sömürücü egemenler, tarih boyunca sanatıda tekellerine almak istemişlerdir. Kırallıklardan imparatorluklara ve devletlerine kadar sanatı kendi sınıflarına ait alanlarda hapsetmeye çalışmışlardır.
Krallar;halkın eğlencelerinde, sanatı kullanırken sorunlarınıda sanatla ifade edip yaşamlarını genişlettiklerini gördüğünde, krallıklarında sanat üretimine, sanatı disipline etmeye , kendi çıkarlarına dayalı estetize etmeye , geliştirmeye ve sanatı tekellerine hapsetmeye çalışmışlardır.
İmparatorlar: Sanatın motive edici yönünü , örgütleme ve birleştirici gücünü görmüş, savaşlarında seferlerinde saraylarında kendi eğlencelerinde sanatı araç olarak kullanıp icra ettirirken, aynı zamanda kendi şaşalı yaşamlarının propagandası olarak kullanmışlardır. Öyleki saraylardaki eğlenceler halkı etkilemek için şölenler haline getirilmiş, halkında bu duruma ve imparatora sempatisi ve özentisi sağlamiştır.
Yarı feodal ve kapitalist devletler ise sanatı ticari hale sokup, alınıp satılabilen meta, ürün olarak ürettirip satışa çıkarmışlardır. sanatı görsel ve görsel olmayan kayıtlara alıp halka satma ve bu ticari yöntemlede halkı ekonomik olarak daha fazla sömürmeye başlamışlardır.
Sanat yaşam içindeki gücüyle araç olarak kullanılmaya başlanmasıyla sanat cepheleri oluşturmuştur. Burjuva sınıfı kendi tarafından halka karşı, işçi sınıfına karşı sanat cephesini açmış populer yoz kültürüyle halka sanat alanında saldırmaktadır. işçi sınıfı ve halkda kendi sanat cephesiyle kültürünü korumak savunmak için halk sanatıyla savunma saldırısını cepheden burjuva sınıfına karşı yapmaktadır.
Toplumu oluşturan iki sınıf iki taraf burjuvazi ve proletarya sadece sanat alanınında karşıdan karşıya birbirleriyle savaşmazlar. Proletarya işçi sınıfı sendikalarıyla ekonomik mücadelesini burjuvazi patronlar devletinin ekonomik dayatmalarına karşı yürütür. Siyasal sosyal haklar kültürel haklarda da aynı mücadele yaşanmaktatır. Bu durumuyla burjuvazi elinde bulundurduğu sermaye üretim araçlarıyla, baskı aygıtları devlet kurum yasa aygıtlarıyla egemen ve işçi sınıfı proletaryadan halktan daha güçlüdür. Burjuvazinin egemen ve ekonomik açıdan güçlü olması sanatınıda yayma ve pazarla satma yollarını kolaylaştırmıştır.
Biçimde içerikte estetikde sanat, gücünü burjuvazinin sömürüsündeki yanıyla içi boş öğretmeyen aktarmayan geliştirmeyen biçimdedir. Burjuvazi sanat ürününün içeriğini doldurmayıp sadece sanatın estetik yanını ön plana çıkarır. Halk kendi yaşadıklarını deneyimlerini tarihini acılarını aşklarını sanat aracıyla içeriğini doldurak gelecek kuşaklara aktarırken, burjuvazi çarpık günübirlik ilişkilerini , yoz kültürünü, şaşalı yaşamını sanatla estetize edip halkı etkilemek için estetik kaygı güder. Halk ürettiği sanat ürününü şenliklerinde geleneklerinde eğlencelerinde yaşamını çeşitlendirip yaşamdan keyf zevk almak için sevinç coşku eldetmek için kullanırken, burjuvazi ürettirdiği sanat ürününü ücretlendirip satma kar eldeetme halkı sömürme halkı yozlaştırma için kullanır.
Sanatın sahibi sanat ürününü meta haline dönüştürmeyen, kar elde etmek için satmayan, sanatla yaşayandır. İlkel toplumlarda insanlar av zaferlerini doğadan taklit ettikleri seslerle danslarla sevinç içinde kutlarlar. Adak sunumlarında inanç törenlerinde tapınmalarında sesi bedeni doğadaki taşı oyup toprağı suyu döküp ateşi yakıp sanatla onu ücret karşılığında satmadan yaşarlar. Bu emperyal çağdada durum benzeridir halk kar elde etmek için sanat eseri üretmez onunla yaşar.
Üretmeden başkalarının sırtından geçinerek başkalarını sömürerek tabiatı doğayı sanatı sömürerek yaşayan asalaklar burjuvazidir. Burjuvazi üretmez ürettirir. Burjuvazi çalışmaz çalıştırır. Yeraltı ve yerüstü kaynaklarını çıkartan yaratan üreten işleyen zananatkarlar sanatkarlar işçilerdir ,halktır. Vareden, yaratan onlardır. Burjuvazi ise kara dayalı kurduğu çarpık sanayisiyle, işletmeleriyle işçileri kullanarak ormanları suyu toparağı doğayı insanı sömürerek , sanatı sanatçıyı sömürerek egemenliğini gücünü korur.
Sanat ürünü üreten, sanatçıdır. Burjuvazinin sanat sömürüsü sanatçıyı kiralamasıyla başlar. Sanatçıdan estetik değeri yüksek ürün üretmesini ister. Bu ürün emeği karşılığında sanatçıya şöhretli populer yaşam sunarak sanatçıyı kendi zümresi haline getirip burjuva sanatçısını oluşturur ve sanatçıyı lüks yaşam karşılığında bağımlı hale getirir sanatı sanatçıyıda bu yolla sömürür.
Sanat kaynak olarak insanında içinde olduğu doğanın şartsız üretimidir. Sanat insanındır.
İnsanı ve doğayı sanatı sömüren , tabiatı insanı katleden insan erdemlerinden yoksun burjuvazidir. Bu nedenlerle sanatı sömürenler sanatın sahibi değil sanatın düşmanlarıdır.
sanatın dostları insanlardır. Sanat biz insanlarındır.
Levent Sarıtaş