Ağaçlar Meyveye durmuş…
Badem,can eriği,yeni dünya,kayısı…
Sırayla çıkıp, can verir biz insanlara.
Tut,Şeftali,vişne,kiraz…Çoktur sayısı
Afiyetle yenmek içindir baksana dallara.
Her mevsimin kendine ait meyvesi var,
Bütün insanların meyvelere hevesi var.
Ağaç da olsa kendi yavrusunu övesi var.
Bu meyveleri görüp, övmeli insanlar…
Günler,aylar,mevsimler,yıllar, ömür,zaman geçer.Doğa her mevsimde farklı bir elbise giyer, değişik renklere boyanır.İnsanlar nasıl değişik elbiseler giyer ise doğa da kendine yakışan değişik elbiseler giyer.Sonbaharda üzülür, her rüzgar esişinde üzerindeki elbiseleri çıkarır, toprağa atar.Kışın o soğuğunda üzerinde elbisesi olmadan üşümeden o soğuklara meydan okur.İlkbahar gelince Güneş biraz yaklaşır, ısı ve ışığından daha fazla verir.Bu sıcaklığı gören çevre, ağaçlar üzerlerini örtmek için yeşil örtülere bürünür.O sıcak günlerde canlıları, insanları altına çağırır, serinliğinden onları yararlandırır.
Ağaçlar ilkbaharın gelişini sevinçle kutlar, hemen kollarını uzatıp yapraklarını, bazı ağaçlar da yapraklarından önce mis gibi koku yayan çiçeklerini açmaya koyulur.Sanki gelinlik giymiş genç kızlar gibi olur.Bu çiçekleri gören, mis gibi çiçek kokusunu duyan arılar boş durur mu? Ağaçtan ağaca, çiçekten çiçeğe koşar.Bal özünü alıp biz insanlar için şifa kaynağı balı meydana getirir.
Ağaçlar bir yandan da o cennet yeşili elbiselerini giymeye başlar, birbirleriyle yarışa koyulurlar.Birinin yaprağı daha geniş açar, diğeri tomurcukları ile bu yarışa katılır.Güneşin o sıcak yüzünü görür de boş durur mu?Her gün daha yeşil olmaya her yerini örtmeye,çiçekten meyveye durmuş çocuklarını saklamaya , sanki güneşten korumaya çalışır.
Bazı yıllar ağaçlar elbisesini giymiş, çiçeğini açmış iken aniden gelen soğuk hava dalgasına tutulur, sabah gecenin ayazı ile uyanır.Meyvelerini, çeklerini korumaya çalışır ama nafile…Bu soğuğa bu ayaza şaşar kalır, üzerinde az da olsa diğer meyvelerini, çocuklarını korumaya çalışır.
Gün geçtikçe çevrenin güzelliği daha çok artar, ağaçlar üçer beşer meyveye durmaya koyulur.Bu meyveleri,doğal ilaçları gören çocuklar boş durur mu? O ağaç benim, şu ağaç senin diyerek can eriğini,kayısıyı, yeni dünyayı koparmaya çalışır, doğal ilaçlardan afiyetle yer.Bu meyveler bazen ağaçların yaprakları altına saklanır, kopmamak için çalışır.Sanki bizlere iyice olgunlaşınca beni koparın der gibi hali olur.Gözden kaçan bu erikler, yeni dünyalar, şeftaliler daha hoş, daha tatlı olur.
İşte biz insanlar her meyveyi kendi mevsiminde doğal hali ile yemeli, bu meyvelerden gerekli vitaminleri almalıyız.Her mevsimin kendine ait özelliği ve kendine ait güzelliği var.Bizler de mevsimlerin bu özelliklerini ve güzelliklerini bilip, o özelliklere ve güzelliklere göre yaşamalı, mevsiminde meyve ve sebzeyi yemeliyiz.
Her mevsimi kendi özelliğine ve güzelliğine göre yaşayan insanlardan olmanızı temenni eder, mutluluk ve başarılar dilerim.
Hasan Kaya
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Güzel bir yazı.
Bahar sevincini taşıyor insanın gönlüne.
Dudaklara da tebessümleri.