- 574 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİNİ ARA BUL VE ONU YANINDA TAŞI
KENDİNİ ARA,BUL,ONU YANINDA TAŞI
’’Olmazlar’’ diye bir kelime yoktur, dolayısıyla içinde bulunduğun durumun ifadesi de bu olamaz. Olmak bir eylemdir ve hareketi, kişi gerçekleştirmediği sürece de eylem sayılmaz. Dil bilgisinde yeri olmadığı gibi yürek ifadelerinde de geçersiz sayılır.
İşin dil bilimi kısmından sonrasına gelirsek; olumsuzluklar veya gerçekleşmesi olanaksız olanlar diye bir şeyi de benim kişiliğim kabul etmez. Ben dediğimi yaparım, hatta bazen demediğimi de yaparım! Son derece mükemmel yaratılan canlı olarak ’’insan’’liğımın bana verdiği her anı kanımın son damlasına kadar kendi lehimde kullanmayı bilirim. Daha açığı; öğrendim,öğrettiler. Bir kaç kez yanılabilirim ama bir çok kez asla!
Bu bizi hayvanlardan ayıran en önemli farkımız; ’’muhakeme yeteneğimiz’’ .
Elbette keşke, belki dediklerim olmuştur. Zira kendimden belli bir yere kadar kaçabilirdim.Hislerime yenilmek benim yaşamımın en belirleyici unsurudur. Sonrasında keşke ve belkilere yenilmeyecek kadar demlendim. Yitirdiklerim gelmeyecektir. İnsanlığı değiştirmek ise imkansızdır. Ama elimde hala ’’önem taşıyan’’ yitirilmeyeceklerim varsa hepsi yangında ilk önce kurtarılacaklar kısmında kilitlidir yüreğimin.
Artık insanların ve yine onların icatları olan zararlı hiç bir dış sert iklim şartlarının bunu değiştiremeyeceğine izin vermeyecek kadar büyüdüm. Hatta babamın su isteyip de getirdiğimde ’’kocamaaann kız olsun benim kızım’’ dileğinin tam hakkını verdim. Hayallerin kadını olacak kadar ..! Çok mu güzelim hayır;çok mu param var hayır! Çok mu zekiyim ? Hayır. Akıllı kadın olsam da zaman zaman da kandırmak çok basittir beni. Her kadın gibi..Bir farkla; ben kendimi hiç aramadım,aramadım çünkü bulamayacak kadar kaybetmiştim.Ama bir gün uyandığımda kendimi buldum,mucize gerçekleşmişti.. Yılların kavrukluğuna bir gece yetti. O geceye kadar geçen yılların bedelini ödeyip hastaneden çıktığım günden beri kendimi asla uzanamayacağım yerlere koymadım. Her daim elimle koyduğum gibi yerimi buldum. Ama bitkin ama neşeli,çoğu kez dermansız..Yine de kaderin dağınık saçlarına şekil vermekle meşgul olup, ikimiz hiç ayrılmadık..
Tökezleyip ara ara öldüğüm zamanlar şimdi hiç mi olmuyor sanıyorsun? Nefes bu alıyor - veriyorsun. İçimdeki isyankar ayağa kalkıyor,kimi zaman yapacaklarını yapıp oturuyor,o beni hayata başlarken nasıl kandırdıysa -ondan bilenip- şimdilerde ben onu kandırıyorum.!
’’İyi insanlar’’ı aramaktan vazgeçtim. Öğrendimki bir zamanlar en iyi bendim .Ve kimse kötü insan olmayı kabullenmedi. Ama ben kabulleniyorum. Kaç kez öldü, kaç kez dirildi içimde o ’’iyi insan’’ ? Bilmiyorum. Kim bilir belki de hiç doğmadı ..Kim bilir belki de sen bana göre hiç ölmedin,ben ise sana göre ölümden hala habersizim ..? İşte bu yüzden her cenazede kendi ölüsüne ağlarmış insan. Derdin en büyüğü sende değil. Derdin ne kadar büyük olursa olsun, kendini bulduğunda küçülecek. İşte o vakit içinde kavga edeceğin kalabalıklar olmayacak ;bir kendin ve bir sen..İki kişi.. Kavga da etse gürültüsü seni sarsmayacak.
ALMILA ERDEM