BİR YAZ GECESİ RÜYASI
Bir yaz gecesi, köy bahçesindeyiz. Karşıdan evin duvarının dibinden göz kırpıyor bize gece sefaları. Çardağa sarılan sarmaşıklar çoktan dalmış uykuya. En şen kahkahalar bile uyandırmıyor uykusundan onları. Gece bol yıldızlı ve cırcır böcekleri şarkı söylüyor derinden. Bir de sivrisinekler var çardağın cılız ışığına sevdalı.
Bir yaz gecesi ve hava hafif serinlemiş. Biz de incemi giyinmişiz ne? Tabi ben her zamanki gibi hazırlıklıyım omuzlarımda şal var. Abla yanım harekete geçiyor. "Nurdan sen şunu al ben Firdevsle bana bir şeyler getireyim içerden." diyorum itiraz hakkı vermeden. İçerden kapıp geliyorum hemen üstümüze alacak bir şeyler. O sırada Turgut da çayları tazeliyor. Masanın ortasından kırmızı bir keyif dağılıyor geceye. Keyifle sohbet ediyoruz. Bazen kızlarla bir olup Turgut’u kızdırıyoruz, bazen de Nurdan ve Turgut bir olup Firdevs’i elimden alıyorlar. Gece uzuyor. Sabah gelmişiz daha. Günün huzuru, yolun yorgunluğu ve çayın sarhoşluğu birbirine karışıyor göz kapaklarımızda. Firdevs’in buna yenik düştüğü bir anı yakalıyor Turgut. "Yarın günün konusu bu olacak." diye düşünerek gülümsüyorum. "Hadi herkes uyumaya çabuk! Yarın en geç kim kalkarsa mangalı o yakar." diye emir geliyor hemen. Masadan üç beş bir şey kapıp ortalığı toparlıyoruz. Sonrası karanlık...
Gecenin yazla buluşmasını teyzemlerin köyden çaldım. Yıldızı bol, muhabbeti neşeli, havası serin yaz geceleri... Gece sefalarını köyde geçen çocukluk yazlarımdan çaldım. Gece açtıklarını görünce hayrete düşerdim uykulu gözlerle. Gündüz gidip tek tek incelerdim ve hiç mi açan yok diye gözlemlerdim. Sarmaşıklar halamların bahçeden... En değerli hazinemdi onlardan topladığım tohumlar. Kim bilir nereye ektim ve şimdi hangi duvarları sardılar... Sivrisinekler bizim tarladan... Çay, yol ve muhabbet bizim kaderimiz, buluşma noktamız... Çaldım denemez de andım diyeyim.
Bir keresinde bizim eve cır cır böceği gelmişti nerden geldi bilinmez. Baannemle günlerce aramıştık evin içinde ama bulamamıştık. Gece olunca başlıyordu ötmeye. Bizimkiler ayağa kalkıyordu bulmak için. "Sesi şurdan geldi.., yok yok burdan geldi!"... Çok eğleniyordum cır cır böceğinin şarkılarıyla. Kocaman insanların onu araması da çok komik geliyordu bana. Bir gün yüz yüze tanıştık kendisiyle, balkondan uçup gitmeden önce. O yüzden yer vermesem kızabilirdi.
Özlediklerim, hasreti yılları aşanlar, çocukluğum ve cebimdeki tohumlar...
Bir araya gelir mi tüm bunlar? Bilmiyorum ama denedim... Sonuçta bu bir deneme değil mi?