- 876 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
NEDİR BİZİ BİRBİRİMİZDEN FARKLI KILAN?
İşe nerden başlasam bilemiyorum. Sanırım tek çözüm ulaşıp ulaşacağım…
Zira koca bir ömrü heba ettim boş yere hem de. Ne geçti ki elime…
İnanılmaz suçluyum ve ne için ya da kimler için?
Bir o kadar da aptal addedilecek kadar iyi niyetli ve tabir-i caizse safım da.
Çok şeyi erteledim hayatımda, çok şeyi öteledim ve yadsıdım. İnanılmaz engin ufukların kucak açan bilinmezliğine ve çağıran sesine attım kendimi: Ruhumla, benliğimle ve kalbimle.
Ne vardı sanki bu denli şeffaf olacak. Bonusum koca bir hayal kırıklığı, hüsran ve eşlik eden gözyaşları.
Gözyaşlarımın ve hüznümün yansıması mutluluk olarak ulaştı taraflarınca sevildiğimi sandığım onca insana.
Değişmeliyim değişebildiğim kadar. Varsın kendime olan sevgi ve saygımı yitireyim. Belki beni yadsıyan ruhlarda bir yer edinirim, en azından onların safına geçip beni nefretleriyle kucaklarlar.
Ne bir iç hesaplaşma ne bir inkâr ne de bir isyan tüm bu olanlar. Sadece ve sadece gördüğümü sandığım flu görüntülerin gerçek yüzü.
Gerçek olan bendim ve hissiyatımdı. Gerçek olan, açtığım kollarımla dünyayı kucaklama isteğimdi. Ya ben kucaklandım mı? İteklendim hem de öylesi darbeler yedim ki… Kimin umurunda oysa. Varsa yoksa hüznümü kar sayanlar ruhlarına katık yaptılar şeffaf görüntümün barındırdığı iyi niyeti ve lanet olası bitmek bilmeyen sevgimi. Ya ben sevildim mi ya da seviliyor muyum ya da sevilecek miyim en az yüreğimin barındırdığı sevgi kadar?
Cevabı o denli net ve bariz ki…Görüp göreceğim, duyup duyacağım ve bilip bileceğim her şey ve herkes tam da önümde ve sıra sıra nöbetteler. Ne çok sevmeyenim varmış meğer. Ah, suçumu bir bilebilsem.
Aslında biliyorum hem suçumu hem altta yatan tüm nedenleri. Kendilerine besledikleri sevgisizliği ve eksikliklerini berrak görüntümle gideriyorlar.
Gerçek olan ne mi? Gördüklerim… Hayır, görmek istediğim ne varsa zihnimde ve ruhumda yer tutan. Oldukları gibi değil olmalarını arzu ettiğim görüntüleri yaşatmam zihnimde.
Sevgi ve en yakın dostu saygı ve her ikisine birden eşlik eden güven…
Sonuç ise hayal kırıklığı. Ne bir ne iki, sayısız hayal kırıklığı. Sonra da hiçbir şey yokmuş gibi sırtını dönüp giden ya da beni benle bırakmayıp canımı yakanlar.
Somut hiçbir gösterge yok elimde. O kadar acizim ki kanıtlamak ve göstermek adına. Yaşadıklarım sadece, görünmeyen, aynada akisleri bile olmayan sayısız gölge.
Ya, vazgeçemediklerim; ya, kalbimden atamadıklarım; ya, unutamadıklarım…
İçimde taşımaya devam edeceğim onları hem de ebediyete kadar.
Bir varmış bir yokmuş, diyerek. Yoklar mı hayır, öylesine sıcak ve varlıkları sabit ki. Varsın ulaşamayayım varsın yansımamayım sevgimi, varsın yok bilsinler beni. Ama ben, hep varım en az onlar kadar.
Dün, evet dün bir konuşma esnasında dile getirdim nihai kararımı ve bu kararım beni bu yazıya yazmaya sevk etti. Öncelikle rol yeteneğimi geliştireceğim ve üç beş maske alacağım, onu da bulabilirsem tabii. Ve sayısız ifade, sayısız duygu ve sayısız yalan eşlik edecek o maskelere ek olarak. Süslü püslü kelimeler sarf edeceğim sevmediklerime ve sevgimi, içtenliğimi de yansıtmayacağım sevdiğim kim varsa karşımda. Nedense açık ve net olduğumda oldukça ağır darbeler alıyorum. Saklayacağım kendimi ve duygularımı. Kıracağım yürekleri, paramparça edeceğim hem de en az kırık kalbim kadar.
Düşünmesi bile korkunç öte yandan. Nasıl bakarım Allah’ın yüzüne, nasıl korurum kendime olan inancımı, saygımı. Vicdanım nasıl rahat eder başımı her yastığa koyduğumda.
Mutlu olmak adına nasıl oynarım her ne kadar rolünün erbabı olan sayısız insan topluluğu olsa da.
Varsın gel-git duygularla hırpalansın ruhum, varsın yadırganayım, varsın düzenekte yer almayayım, varsın yerden yere vursunlar beni.
Üç maymunu oynayamam ki… Hiç de oynamadım üstelik.
Peki, gidişat nasıl olacak? Allah’ın takdiri her halükarda. O beni görüp, bildikten sonra ne fark eder fani kulları istedikleri zararı versin.
Hele şu ayırımcılık yok mu? İnsanlar nasıl da gruplara dâhil ediliyor.
Zengin, fakir, inançlı, kafir ve sahip oldukları özellikler dikkate alınıp nasıl da kalıplara sokuluyorlar.
Fiziksel özellikler bile nasıl da önemli: Güzel, çirkin, zayıf, şişman ve sayısız müspet ya da menfi özellik de dâhil olarak.
Oysa hepimiz bir değil miyiz? Nedir bizi birbirimizden farklı kılan? Tabii; bir de diğer göstergeler işin içine girdi mi?
Medeni hal bile bir ayrım sunmakta. Ya da; çalışan, çalışmayan hatta az kazanan çok kazanan.
Katı kişilikler, hassasiyet, diğer farklı yönlerimiz.
Hiç birini kabul etmiyorum. Varsın beni de kabul etmesinler sadece ben ben olduğum için.
Herkes eşit gözümde. Herkes insan ve kimse kimseden üstün değil.
Çağa ayak uyduramayan, belli kalıplara dâhil olmayan ve hayallerinden vazgeçmeye niyetli olmayan biri olarak söylüyorum ki: Ben buyum kabul görsem de görmesem de. Zira ben çok şeyi ve insanları olduğu gibi kabullendim.
Sahi, şu maskelerden nasıl edinebilirim?
YORUMLAR
kim bilir kaç kişinin yarasını deştin bu yazıyla. benimde tabi.
anladığım kadarıyla siz de benim gibi maske takamazsınız. üç maymunu da oynayamazsınız. siz bahsettiğiniz kişileri mutlu mu sanıyorsunuz, uykularında rahat mı sanıyorsunuz.
duyarlılıklarımdan yorulduğum bir zaman aptal olmayı denemiştim ama onu da becerememiştim. hatta 'ah bir inek olsaymışım, yeşilin daha yeşili olurdu tercihim' diye yazmıştım.
ertelemeye gelince bu çok kötü birşey. bu hatayı çoğumuz yapıyoruz.
o kadar önemli bir yazı yazmışsınız ki müsadenle biraz uzatacağım.
yaşım gereği çok insan hikayeleri dinledim. sizin bu yaşadıklarınızı nerdeyse yaşamayan yok. mesela biz aile olarak kimseyle yarış içinde olmadık. zenginde değiliz, ihtiraslı da. tek zenginliğimiz kendimizle ve çevremizle barışık olmamız. inanın o yarış içindeki çevremiz bizi kıskanır. neden biliyor musunuz, bu mütevazi hayatla nasıl mutlu olursunuz. sözlerinin arasından okuyorum bunu.
Allah insanları birbirine ilişkilendirerek terbiye eder, sabredenler kazanır.
sakın maske filan arama, pazarlarda çok var ama sen bulamazsın.
selam ve dua ile kalınız.
Gülüm Çamlısoy
Ama yorumları görünce rahat ediyor içim. Ve hele ki sizin içten ve çok kıymetli yorumunuzu okuyunca efendim.
Öncelikle çok teşekkür ederim, hocam.
Allah nazarlardan saklasın; hep daim olsun mutluluğunuz ve huzurunuz.
Kıskanırlar ne yazık ki herkes her şeyi rahatlıkla kıskanabilmekte. En büyük zenginlik; gerek maneviyat gerekse iç huzur.
zengin ya da fakir ya da başka hangi sıfat olursa olsun: Hayatta çok daha önemli kavramlar var. Zengin olan bu sefer daha zenginin kıskanıyor.
Hocam, o kadar çok örnek var ki yaşadığım bazen onlar adına utanıp yazamıyorum. Zira zulüm nedir ya da zalim kimdir bunu son yıllarda çok iyi anladım. Hep derler ya; Allah iyilerle karşılaştırsın, diye.
Haklısınız, beceremeyeceğim bir uğraş maske takmak. düşünmesi bir ürkütücü.
Allah razı olsun, çok kıymetli bir yorum kaleme almışsınız. Anlamak ve anlaşılmak önemli olan ve tabii ki Allah'ın takdiri de ve en önemlisi de bu.
Saygılar ve selamlarımla, hocam.
Çok teşekkür ederim kıymetli katılımınız için.
. Ya da; çalışan, çalışmayan hatta az kazanan çok kazanan.
Katı kişilikler, hassasiyet, diğer farklı yönlerimiz.
Hiç birini kabul etmiyorum. Varsın beni de kabul etmesinler sadece ben ben olduğum için.
Herkes eşit gözümde. Herkes insan ve kimse kimseden üstün değil.
Çağa ayak uyduramayan, belli kalıplara dâhil olmayan ve hayallerinden vazgeçmeye niyetli olmayan biri olarak söylüyorum ki: Ben buyum kabul görsem de görmesem de. Zira ben çok şeyi ve insanları olduğu gibi kabullendim.İnsanlar adeta zorluyorlar maske takmamız için ama takmayın, bırakın onlar taksınlar ve söyledikleri yalanlara kendileri inanırlar ancak...
Sahi, şu maskelerden nasıl edinebilirim?diyorsunuzya ..
siz maske takinamzsinizki???????
biliyorumki en büyük yalanları sadece kendinize söylüyorsunuzdur tanıdıgım kadari ile kötülük eken nedamet bicer ama siz çok iyi bir insan sınız. yazi güzel gölünüz ondan dah güzel dost
Gülüm Çamlısoy
Çok sağ olun. ferahlatıcı bir yorum.
Kendime bile yalan söyleyemezken ben kim yalan söylemek kim?
Eh, hal böyle olunca da kendi yağımla kavrulup gidiyorum.
Allah biliyor içimi, içimizi. Kimden ne saklarsak saklayalım çok şükür dayanağımız sağlam: Yoksa, çoktan heba olup gitmişti çoğumuz.
İçtenlikle bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum . Kabul buyurunuz.
En iyi dileklerimle...
mesut YİĞİT
sizi tanımak ayrıcalıktı benim için .tskler
şükrünüz daim mutlugununuz pek inancınızsabit olsun
degerli dost,,,)))
mesut YİĞİT
Karşınızdaki kesinlikle doğru kişidir, çünkü siz onunla konuşmaya devam etmektesiniz. Sabahlara kadar birlikte aslında hiç yaşanmamış bir yaşamı paylaşmadığınızdır.
Yıllardır baskı altına aldığınız duygu ve düşüncelerinize ve düşüncelerine dürüst tepkiler vermeye başlarsınız. birdakika inecek var adli yazimdam bir paragraf , sanırım okumussunuz vve begenmişsinizdir
hitabende olsa ,içinde bulundugunuz anlar mutlak vardir diye düşünüyorum salıcakla ve afiyette kalın saygılarimla
Gülüm Çamlısoy
Sanırım ve iddia da ediyorum ki; çağa ayak uydurmayı sevmiyorum. Halimden memnun muyum? Şükür, en azından vicdanım rahat.
evet, yazınızı okudumdu ve yorumumu içimden yapıp, kaleme almadımdı. Tekrar okumaktan mutluluk duyacağım.
Çok sağ olun, vakit ayırıp değerli düşüncelerinizi paylaştığınız için.
İyi akşamlar dilerim.
Gülüm Çamlısoy
Aynamız, gözümüz, kalbimiz...
Bu yazınıza aynen katılıyorum..İnsanlar adeta zorluyorlar maske takmamız için ama takmayın, bırakın onlar taksınlar ve söyledikleri yalanlara kendileri inanırlar ancak...Onları sadece Hak ve Adalet sahibi olan Yüce Allah a havale etmek yetecektir..
Selam ve saygılar.
Kaleminiz daim, ilhamınız bol olsun..
Gülüm Çamlısoy
Yüreğimle teşekkür ederim sevgili Aylin hanım.
En içten sevgi, selamımla...
Güzel bir gün dilerim güneşin ve umutların eşliğinde.