- 843 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Ne günlerdi o günler
Ah ne günlerdi o günler…
Çocukluğumun geçtiği o, sık ve bahçeli evlerin olduğu sokaklar.Sabahtan akşama oyun oynadığım sokaklar,yetişkinlerin çocuklarına zarar gelmeyeceğini bildiği; büyüklerin küçükleri koruduğu,küçüklerin ise büyüklere saygı duyduğu o yıllar…
Çocukluğumda geceleride büyük bir huzur içinde geçerdi.
Bekçi Babanın düdüğü gecenin bir yarısı uykumuzun bölünmesine neden olsa da; içimizi derin bir huzur kaplar,güzel rüyalara gebe derin uykuda huzurlu uyumamızı sağlardı.
Bize huzur veren Bekçi Babanın düdüğü,hırsızlara sur borusu etkisi yaptığından mı nedir?Hırsızlık olayları bu günlerde ki gibi çok değildi. Benim hafızama çocukluğumda dinlediğim hiçbir hırsızlık olayı kayıt edilmemiş.
Zannederim o zamanki hırsızlar da demek ki; daha edepli imiş.Arlı ve namuslu..Bekçi babanın düdüğünden bile korktuklarına göre…
Büyüdükçe hırsızlık olayları duymaya başladık.Yaşlandığımızda bu olayları duymak artık sıradan hale geldi.
Hatta mahallenin kadrolu hırsızlarından söz etmeye başladık.Korktuk çocuklarımız için endişelendik.
Şimdi öyle günlere geldik ki; pes yani pes..
Gün geçmiyor ki bir hırsızlık olayı duymayayım.
Birinin üç yüz kilo yağı çalınmış,birinin sattığı arabanın parası çalınmış,kiminin bahçedeki ana baba yadigarı bakırları çalınmış..gibi bir çok hırsızlık olayı …
Bizimde motorumuz ve labtopumuz çalınmıştı.Motoru bulduk,lakin laptop sizlere ömür…yinede şükür diyoruz biz buna, beterin beteri var.
Bir tanıdığımın evine,kendileri evde olmadığı bir gün kamyon dayayıp evin bütün eşyasını taşıdılar.Güngör Bey bu olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen,bu konu açıldığında derin bir iç çekerek
“Ah! Ah! En çok düğünümde giydiğim takım elbiseme üzüldüm “ der.
Geçtiğimiz aralık ayının ortalarında ve benim hastalığım nedeni ile çok ağır ağrılar çektiğim bir gece,doğum sancısı çekercesine evin içinde dolaşmaya başladım,Kıvranıyorum ağrıdan,evdekilerin de uyanmaması için elimden gelen hassasiyeti gösteriyorum.Mutfaktaki camın önüne geldim.Sokak lambalarının aydınlattığı ağaçlı yolda bir de göreyim.Adamın elinde mor bir ışık,arabaların kapılarını bir saniyede açıyor torpido gözüne bakıyor torbaya bir şeyler koyuyor.
Bize en yakın olan arabaya gelince dayanamayıp mutfak balkonuna çıkıp;balkonun, sürgülü camını açtım.Korkmam ben öyle hırsızdan falan,adam sürgülü camın sesini duyunca yukarıya baktı beni gördü.Sonra yavaşça gözden kayboldu.Ben tekrar o şiddetli ağrılarıma döndüm.
O geceden sonra hırsız benim eve gelir mi korkusu düştü içime.
Geçen gün evde yalnız oturuyorum.Apartmanda kimse yok bütün kadınlar gezmeye gitti.Bende fecede geziniyorum,keyifle de çayımı içiyorum.Birden kapının anahtarla açıldığı gibi ses duydum.O saatte benim evime anahtarla kapıyı açıp gelecek hiç kimse olmadığı aklıma gelince,gürültü yaparak kapıya gittim.
“Kim o “ diye seslendim..kapıyı açmadım.açamam zaten korkudan..neyse merdivenlerden biri koşarak inip gitti…Eh neyse canım verilmiş sadakamız varmış dedik.
En azından korkup kaçtı ya kaçmasaydı.Aynen büyük abimlerin komşusuna giren hırsızlar gibi…
Adamlar gece yarısı güvenlikçisi olan villaya giriyorlar.Ev sahipleri evde iken bamgüm pencereyi kırıp evdeki bütün para ve altını alıp gidiyorlar.Ev sahibi eşi ve çocukları ile kendini yatak odasına kitliyor ve jandarmaya haber veriyor…
Aynen panik odası gibi,hani diyorum ki;bizlerde evlerimize panik odası filmindeki odadan mı yaptırsak.
Ya da diyorum ki;Aziz Nesin ‘ in bir hikayesinde anlattığı gibi onlarla dost mu olsak;
Neyse diyorum, gün günden ve yıllar yıllardan daha kötü geliyor.
Ve biz, bizi biz yapan ahlak anlayışımızdan her gün biraz daha uzaklaşıyoruz.
Hatta yanlışa yanlış,doğruya doğru demiyoruz.
Herkes tutturmuş bir yol, gidiyor nereye gittiğini bilmeden.
Biz böyle değildik, biz neden böyle olduk.
Ya da bize ne yaptılar da biz böyle olduk.
Bekçi düdüğünden tırsıp kaçan hırsızlardan,ev sahipleri evde iken kapıyı kırıp giren hırsızlıklara geldik..
YORUMLAR
Bu hallere nasıl geldik bilemiyorum. Gerçekten de bekçi düdüğünden korkan hırsızlardan güvenlik kemeralarına poz verip bir de şov yapan hırsızlara nasıl çağ atladık (!) anlayabilmek mümkün değil. Benim en çok şaştığım husus da hırsız yakalanıyor, bakıyorsun adamın ya da kadının onlarca sabıkası var ama yine de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraklıyor.
Hep deriz ya kanunların caydırıcılığı...İşte o yok maalesef.
Allah her türlü hırsızdan korusun bu milleti.
Güzel ve anlamlı yazı için kutlarım.
Selam ve sevgilerimle.
sareyaprak
Bu toplumumun uyması gerekli yazılı kanunlar dışında,ahlak,din ve gelenek ve göreneklerimizde var...bu ahlak kanunları hiç bir yerde yazılı olmadığı halde,bütün toplum bunu bilmekte ve ona göre de hareket etmekte...ayıp ve utanılacak davranışlardan kaçınılması gerektiğini daha çocukken büyüklerimizden görüp öğrendik...
Olanın olmayana borcu vardır..denilerek gizlice yardım yapılırdı...Hiç kimsenin gururunu onurunu kırmadan yapılırdı bu yardımlar...
Neyse konu çok derin...aynı zamanda da güncel...
Selam ve sevgiler...
oldukça güzel bir yazı.
güncel olması ve gerçekçi anlatım ilgiyle okuttu.
Artık bu müslüman memlekette hırsızlık neredeyse suç olmaktan çıkacak. hatta malı çalınan suçlanacak gibi..
Kültür yozlaşmasının ve düzensiz bir sanayileşmenin getirdiği şehirleşmenin sonuçları...
işsizlik ve açlık, korkutmayan cezalar v.s.
saygılarımla
sareyaprak
Çalışmadan,kolay para kazanmanın en kolay yolu...
Tabi ki; bu olay çok farklı açılardan düşünülmeli...neden biz böyle olduk...
Sealm ve sevgiler....
Hırsızlık olayları özellikle son yıllarda büyük artış gösterdi
Burada da anlattığınız türden hırsızlıklar oluyor.
Sözgelimi annemin oturduğu evin karşısına hırsız girmiş.
Kadın yalnız yaşıyormuş ama daha evine taşınmamış.
Daha sonra pencerelere demir yaptırdılar.
Bu olaydan sonra annem de korkmaya başladı.
Annem de yalnız yaşıyor ve evi alt kat.
Kardeşim bütün evin kapılarını kilitliyor, balkon kapısı da dahil..
tebrikler,
güzeldi anlatımınız,
selâm ve sevgilerimle..
sareyaprak
Selam ve sevgiler....
glenay
Allahtan hırsız girmedi:)
sevgilerimle..