- 1753 Okunma
- 26 Yorum
- 2 Beğeni
SORUMSUZ YAŞAMIN GETİRDİKLERİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sorumsuz Yaşamın Getirdikleri
Sorun nedir?
Ahlaki yozlaşma mı?
Toplumsal baskı mı?
Aile yapımızın bozulması mı?
Ekonomik özgürlük mü?
Yoksa ruh hali bozulmuş bir toplum mu?
Ya da evliliği göreceli olarak düşünmemiz mi?
Daha bir çok nedenle karşı karşıya kalırız, kendimize sorduğumuz da nereye gidiyoruz ?
Aylin öğretmen Balıkesir’de doğmuş, büyümüştü ama kökenleri Erzincan’dan gelmişlerdi.
Başarılı bir öğrenciydi. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Balıkesir’de okumuştu.
Aylin öğretmen üniversiteyi İstanbul’da okumuştu. İstanbul’da okurken okula yakın bir semtte oturan, Bolu Akçakocalı Arif diye bir gençle tanışır zamanla konuşurlar. Beş yıl arkadaşlık yaparlar üniversiteyi bitirip K.P.S.S sınavlarını kazanıp öğretmen olduktan ve İstanbul Avcılar’da görev alır ve nihayetinde evlenmeye de karar verirler.
Arifin babası muhasebecilikten emekli olmuş, eski oturduğu evlerini satarak bir semtten de
iki daire almıştır. Daireleri alırken emekli ikramiyesini de katarak, kalanına da uzun vadeli kredi kullanmıştı. Kadir Amca, iki dairenin birisinde kendileri ve kızı Sena, diğer bir dairede de Arif ve Aylin oturuyordu.
Arif’le, Aylin’in iki de erkek çocukları olmuştu evliliklerinden: Batu ve Kaan. Birisi ilkokul ikiye gidiyor diğeri daha okula gitmiyordu.
Aylin cana yakın, konuşkan ve cıvıl cıvıl bir insandı. Arif tam tersi suskun, umursamaz ve
bir oğlan çocuğu olmanın, tüm şımarık yetişmenin bütün avantajlarını kullanıyordu.
Kadir Amca da aslında disiplinli bir adamdı ama söz geçiremeyince yapacağı bir şey kalmıyordu. Oğlu hangi işe girse bir ay’ı zor ediyordu ve alkol de kullanıyordu.
Evin biricik kızı Sena’da özel bir sektörde müşteri temsilcisi olarak çalışıyordu.
Evlilikleri son iki yılda istedikleri gibi gitmiyordu. Çünkü Aylin ev, okul ve çocuklar derken koşturmaca bir hayat yaşıyordu. Çocuklara babaannesi Nermin Hanım bırakıyordu. Kadir Bey Kaan’ı okula bırakırken Batu’yu da annesi okuldan gelene kadar dolaştırıyor, sitenin parkında oynatıyordu her gün.
Ama Arif‘te böyle bir duygu yoktu ve çocuklarına ilgi de yoktu. Bu duruma Nermin Hanım da Kadir Bey de çok üzülüyordu ama hiçbir müdahale yapamıyorlardı. Kadir Bey
Arif’in her girdiği işten çıktığını bildiği için kendilerine yük olmasın diye bir de on beş kişilik minibüs almıştı. En azından servis çeksin, geçimini sağlasın ve bir sorumluluğu olsun diye.
Ama Arif minibüsle girdiği servis işinde de sabır edemiyordu, hemen çıkıyordu ama yan bakkala sigara almaya koca on beş kişilik minibüsle gidiyordu.
Arif’in durumunu bildiği için Kadir Bey satar korkusu ile evin tapularını ve minibüsün ruhsatını da kendi üzerine yaptırmıştı ki Arif de aile içi konuşmalar da bunu şaka yollu da olsa dile getiriyordu. Tapu bende olsa satarım, yaşarım, siz yaşamasını bilmiyorsunuz diye söylenirdi.
Evin giderlerini Aylin maaşından karşılıyordu ve Arif’e de harçlık sigara parası veriyordu çalışmadığı için ama artık kavgalar da başlamıştı. Aylin küsüp babasının yanına Balıkesir’e gitmişti. Bir ay izin almış izin bitince yirmi günde rapor almış ama sonunda görevine dönmek zorunda olduğundan Kadir Bey de biraz ikna ederek geri dönmesini sağlamıştı,
O gün bu gün iki yıla yakın bir zaman düzelen bir durum olmamıştı hayatlarında ve artık sona doğru gelinmişti. Aylin tekrar Balıkesir’e babasına aldığı kararı bildirmek için gitmişti. Döndüğünde doğru mahkemeye giderek boşanma davası açmıştı ve yaklaşık üç ay gibi kısa bir sürede de boşanma işlemi gerçekleştirildi. Arif babasıgilde kalıyordu. Kadir amca Aylin’e iki çocuk var diyerek bazı vadeler ederek en azından çocuklar yetim kalmasın perişan olurlar düşüncesiyle ikinci daireyi Aylin ve çocuklara verir:’’ Her konu da haklı olabilirsin ama çocuklarını bırakıp gitme!’’ diye devreye girer büyüklüğünü konuşturur:’’ Ayrı yaşayın ama ayrılmanıza da bir şey demiyorum, kararına da saygı duyuyorum ama bunu böyle yapalım.’’ der Aylin kabul eder ve Batu’ya kırtasiye‘den kalem almaya girer. Oğlu top da ister Aylin almak istemez ama çocuk yaramaz olduğundan Aylin söz dinletemez çocuğa çocuk teme tokat salmaya başlar Aylin’e. O arda komşusu rastgelir:’’Hayırdır Aylin?’’ der Aylinse:’’ Abi şuna birazcık kız.’’ der adamcağız:’’ Çocuğa top yok çünkü para az annen sonra alır şimdi ihtiyacın kalem:’’ derken çocuk ille de top diye tutturur. Tekrar yok cevabını alınca da Aylin’e yine çocuk tekrar vurmaya başlar.
Adam bu duruma kızmıştı. Çocuğun yaptığına:’’ Ne yapıyorsun?!’’ diyince Aylin gülerek:’’ Artık onların anasın da babası da benim.’’ diye söyleyince, komşu:’’ Babasına ne oldu?’’ diye sormuş durumu bilmediğinden. Aylin’de gülerek ayrıldığını söylemiş.
Komşu Ahmet Bey:’’ Aylin kardeşim şimdi bu şekil yapıyor yarın büyüdüğünde bu tavizleri verirsen gücün yetmez. Ya para verirsin ya da dayak yersin, ya her isteğini yaparsın ya da sokakta kalırsın sen bir öğretmensin bu durumu eğitimci olarak çok iyi bilmen lazım.’’ der ve şaşa kalır. Aylin’in ayrılışını gururla ve gülerek söylemesine komşusu. Ahmet Bey bir anlam veremez ve şaşkınlığını da gizleyemez mırıldanarak oradan ayrılır.
Türkiye de son zamanlar da bir aile manzarası ki bu gittikçe çoğalıyor sanırım bu durumdan artık millet olarak ürkmeye başlıyoruz .
Bekir Akbulut
07.04.2014
YORUMLAR
Çok önemli bir konuya değinmişsin Bekir kardeşim Allah razı olsun. Maalesef boşanmalar 40% lara dayandı. Durum böyle olunca insanlar Aylin gibi normal karşılıyor alışkanlık oluyor.
Allah sonumuzu hayırlı eylesin.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ne çok şey ve ne çok insan yitip gidiyor farkında bile olmadan. Nasıl da kayıp veriyoruz şu düzenekte. Değerler, sevgiler bire ikişer tüketiliyor.
Gerçekçi ve çarpıcı ve yalın ve içeriği yüklü kısaca yerine yakışmış değerli bir paylaşım.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Saygılarımla...
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Malesef ülkemizde, bu yazmış olduğunuz gerçek hayat hikayesi gibi, bir çok örnek var. Üzülerek söylüyorumki, her gün biraz daha böyle üzücü olaylar çoğalıyor, biz bir millet olarak ne yazıkki bir şey yapamıyoruz. Sadece elimizden üzülmek geliyor, bu da sorunları tabiki çözmüyor. Hocam benim görüşüm bu ülkenin bir ferdi olarak, bu olayları en azından en asgariye indirmek için, devletimizin bir şeyler yapması ve bizimde bir millet olarak bunu desteklememizdir. Hocam gerçekten çok güzel yazmışsınız, teprikler, kaleminiz susmasın. Saygılar.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Aile bozulursa toplum bozulur. Bu konuda kör topal gidiyoruz. Şiddetin her türlüsüne karşı duran bir millettik. Şimdi illet olduk. Kimsenin kimseye saygısı kalmadı. Acil silkinip, kendimize gelmemiz lazım. Güne düşen yazınızı kutlarım. Bekir Bey.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
hocam en önemli yaraya parmak basmışsınız. böyle binlerce aile var. nesiller mahvoluyor. tüket tüket tüket. tv. ler reklamlar...kaleminize sağlık. selamlar.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ne güzel yaraya parmak basmışsınız , evet toplum öyle bir noktaya geldi'ki insanlar bencil saygı deseniz yok denecek kadar az. para para tek düşünce bu hazırı vereceksiniz ellerine istediklerini yapacaklar. aslında özgüvenli olsun derken farkında olmadan fazla rahat bırakılıyor birazda etken anne, babalar sorumlu çocuğa ekmek parasının değerini veremiyoruz da çikolata almanın zevkini yaşatıyoruz .. yazacak çok şey var .
hocam severek okurken düşünce aldı bir anne olarak .. kutlarım emeğinize sağlık saygılar hocam
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
kadir kıymet bilmeyen hazırcı bir nesil yetişiyor.... analara babalara duyrulur..... herkesin okuması gerek sağol varol hemşerim.... saygılarımla
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Değişen yaşam standartları günümüzün ahlak erozyonuna uğraması bencilliği tembelliği saygısızlığı
sorumsuzluğu doğurmuştur
güzel umutlarla başlayan evlilik evine yuvasına eşine sahip çıkması gereken erkeğin başıbozukluğuyla
bitiyor olan kime oluyor tabiki çocuklara kadın işte naiftir duyguludur eğitimlide olsa aşk için hata yapmaya meyillidir
günümüzde bu örnekler oldukca fazla umarım aylin öğretmenler çoğalmaz ve mutsuzluklar yalnızlıklar çoğalmaz bazende hatalı olduğu halde boşanmamak için tehdit eden hatta eşini öldüren erkekler son senelerde yazılı görsel basını meşgul ediyor seviyorsanız kardeşim öldürmeyin öldürmek sevmenin ispatımı oluyor...
neyse bekir bey güncel ve değerli çalışmanızı kutlarım saygılarımla.. kurdelede ne güzel yakışmış.başarılarınız daim olsun
Mimi Canoğlu tarafından 4/8/2014 12:45:37 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
yozlaşan toplumun sancıları bunlar üstadım.
Son on yılda hani Ülkemiz daha bir müslüman oldu ya!
Toplumdaki bozulma daha bir vahim hal aldı da bunu düzeltmek isteyecek bir babayiğit yok.
Çünkü baştan sona para imanın ve dürüstlüğün yerini almakta.
saygılarımla
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Haklısın çok haklısın toplumun kanayan yaralarından birisi.ne yazık ki görmrsi gerekenler göremiyor kim ne durumda bilmek isteyen yok malesef.bir ülkenin temel taşı aile temel taşları çatırdıyor.
Allah birlik
beraberlik
mutluluk versin insanlara.
Önemli bir yeraya parmak basmışsın kutlarım Bekir bey kardeşim kalemin daim ,Bütün aileler mutlu çocuklar neşe sevinçle dolsun selamlar yiğido
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Malesef bu gibi durumlar çoğaldı Bekir kardeşim eskiden böyle şeyleri duymazdık
Allah yardımcımız olsun,hayırlı günler diliyorum,selamlar.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Güzel insan. Güzel yazıydı. Son zamanlarda ekonomik yapının bozulmasıyla baş göstermeye başlayan çözülme 1.sırayı alıyor maalesef.Diğer toplumsal bozulmalarda arkasından geliyor.Sevgi ve sabırla tutunmak gerekir hayata...
Sevgi ve selamlarımla.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Yine toplumdaki bir yara ve yine bu yara üzerine ele alınmış güzel ve ibret dolu bir yazı.
Ellerine, yüreğine sağlık sevgili Bekir.
Selam ve sevgilerimle.,
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Maalesef günümüz sorumluluk almak istemeyen gençleri aynen anlattığın gibi.
İşin en kolay yolu ayrılmak.Sadakat yok, vefa yok.İnsanlık duygusu yok.
Din, iman,örf, anane hak getire..Ne ise.Teşekkürler Bekirim.Güzel bir yaraya parmak basmışsın.
selamlarımla..
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
maalesef
haklısınız gittikçe kanayan bir yara olmaya başladı
saygılarımla
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Bir toplumun çöküşünü, olması gereken uygarlığın çok gerisine düşüşünü çok güzel örneklemiş ve yansıtmış bu çalışmanız Bekir bey kardeşim. Bu durumun Türkiye gibi binlerce badireyi atlatarak uygarlık ve çağdaşlık, kamil insanlar olma yolunu bulmuşken, bu duruma düşüşünün üzerine herkesin çok ciddi ve en acil olarak kafa yorması, mutlaka olumlu çözümler getirmesi gerekiyor. Bu gün içinde bulunulan durum, adeta uçurumun kenarına gelmiş bir toplumun en güçsüz bir rüzgarla, dipsiz derinliklere yuvarlanma sinyalini veriyor.
"Bu niçin böyledir" diye aslında pek çok sorumluluk hisseden insanlar birbirlerine soruyorlar. Ama hiç kimse etkin bir davranış eylem gösteremiyor, niçin etkisiz olduklarını da anlayamıyorlar, ya da anlamazlıktan geliyorlar.
Çok enteresan bir korku duygusudur bu. Hele de Türkler gibi cesur, yeniliğe, güzelliklere ve başarılara aşık bir yüce toplumda böylen olumsuz duygular nasıl oluştu; işin temel noktası budur. Çünkü bu toplum, hiç bir şeye etkin biçimde müdahale etmiyor. Eskiden böyle değildi: Haksızlığa uğrayan her mağduru savunan cesur insanlar vardı. Hak ve hukuklara saldırıların, hırsızlık ve ihanetlere teşne olan insanların karşısına geçilir, suç ve günahları yüzlerine haykırılır, hemen oracıkta yanlışlığın bazen, gerekiyorsa, fiilen de hesabı sorulurdu. Bunu bilirdi haksızlık, hırsızlık, itlik ve uğursuzluk peşinde olanlar. Kolluk gücünün başa çıkamadığı durumlarda sorumluluk hisseden, vicdanının sesini duyan vatandaş devreye girerdi. İşte bu gün o sorumluluğu duyan insan yok maalesef. Her şey kolluk gücünden beklenmemeli, kötülük, haksızlık amacında olanlara vatandaşın da ciddi uyarısı ve tepkisi olması gerekir.
Oysa bu günün insanı neredeyse gölgesinden korkar hale gelmiş. Çünkü susturulmuş, bastırılmış, haklıyken çoğu kez haksız duruma düşürülerek mağdur edilmiş, hatta telaffi edilmez zararlara uğramış, cesur ve vicdanlı düzeyli insanlar toplumsal savunmalardan etkisiz kılınmışlar.
Kuralsızlıklar, haksızlıklar, zorbalıklar, havadan kazanç ve hakkedilmeyen rant kazanımları, adeta teşvik ve taltif edilmiş günümüz toplumunda. Kuralsız ve düzeysiz yaşam tarzını en başta gelen hakkı kabul etmiş bir kısım kral tanımazlar. Bunlara adalet cezaları uygulanamamış, kuralsız yaşama hakkı verilmiş adeta kendilerine toplumu yönetenlerce. İşte bu durumun geriye döndürülmesi çok çaba, cesaret ve yaşam fedekarlıkları gerektiren, çözümü çok zor toplumsal sorunları oluşturmuş, çığlar gibi büyüyüp çoğalmasını sağlamış bazı toplum yöneticilerinin vurdumduymazlığı, ya da görmezden gelişleri.
Ülkemizde ve toplumumuzda bu durum maalesef her gün biraz daha boyutlanıp, kangren olma sinyalleri veriyor. Egemen güçler ve toplumu yönetenler çok acıdır ki bu feci durumu görmezden geliyor, hep kapı arkalarına öteliyorlar. Bu durum toplumun, her kesiminde, her konuda, bir düzey kaybıdır ve daha da acısı müthiş ve acı çöküşüdür.
PEKİ BU DURUM NASIL ÖNLENEBİLİR?.......
Avantaya alıştırılmış, karpuz gibi iki parçaya bölünüp yarısı yandaş yapılıp, yarısı da karşıt ve düşman kitleler kabul edildiği müddetçe asla çözülmez. Hele de bu söylediklerimizi destekleyen, terlemeden, çalışmadan, hakketmeden, avantadan en rahat VE KONFORLU yaşamlara alıştırılmış kitleler özellikle bir güç kaynağı gibi yaşatılıp elde tutulduğu müddetçe, toplumsal çöküş daha da hızlanacaktır. Çünkü bunun böyle olmasını, böyle sürmesini isteyen maalesef egemen kesimler var güzel ülkemizde. ÇARESİ:
Aydın, cesur, ve gerektiğinde elini taşların altına sokacak toplum ve vatan sevdalısı insanlar ortaya çıkıp, kararlılıkla bu işe el koyarlarsa, her türlü kabadayılığa, korku salanlara, toplumsal ahengi bozanlara, mafyavari örgüt oluşturanlara, kuralları çiğneyenlere karşı çıkıp, etkin biçimde karşı koyarlarsa ancak bu çöküşü durdurup önleyebilirler.
Çokça tebrik ve taktirlerimle kutluyorum sizi. Kemal polat
kempol tarafından 4/7/2014 3:45:57 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Kıssadan hisse veren güzel yazını okurken öyle korktum ki sonunda Aylin 'i öldürecek mi yoksa hayırsız eşi diye ...Neyse ki korktuğum olmadı ...ve şükrettim yine de .zira her gün medyada bir kadının öldürüldüğünü okuyoruz bu tür hikayelerle ...Evet maalesef ülkemiz bu acı hisselerle dolu kardeşim .duyarlı yüreğine sağlık .