TÖVBE ETMEK
,
Allah ın selâm ve rahmeti Allah a inananların müminlerin ve hak yoldan kıl payı ayrılmayanların üzerine olsun âmin.
Bizler için son nefes gelmeden soluduğumuz her nefes hayır mı şer mi çok defa bilmeyiz bile.
Hayır sanırken dileklerimiz dualarımız şerli şeyler içinde olabilir.Onun için ben her nefesime tevbe ettim ömrümce bazı tevbe dualarını,tevbe ne için edilir sorulu cevaplıda derledim..
Allah razı olsun diyeceğim dualarımda olacak tümünü okuyanlarr okuyunca tövbe edip bir kez Allah dese Allah sevgisi yeşerse kalplerde tek isteğim bu.Ve hak yola dönse okuyanlar tövbe edenler .Allah bizleri kendisine habibine s.a.v yakın eylesin inşaallah.
En ufak sandığımız sandığınız şeylere tövbe gerekken geciktirilir genelde oysa yapılan her hatadan küçük büyük günahdan pişman olup anında tövbe etmek sonraya bırakmamaktır.
Kim garanti eder ne kadar yaşayacak.Hiç kimse..
En çok korktuğum her nefesime tövbe ve kul hakkına riayet şirke büyük günahlara düşmemek Allah cümlemizi korusun..
Kul hakkı yiyen inciten her türlü dedikodu iftira gasp riyakarlık,yalan yere yemin edenler.
.İçk,i kumar insanların üzerinden para kazanan.
Namus ırz düşmanları her hatayı işleyen önce pişman olup tövbe etmeli.
Sonra her kimi üzdülerse onla helalleşmeliler.
Helal haram yediklerine dikkat etmeyen kazancı helal yerden gelmeyenler tövbe etseler .Duâlar etseler helal lokma kazanmak hayırlı kazanç kapıları için haramdan çok kazandıklarından daha hayırlı kazanç kapısı açar Rabbimiz.
Derlediğim tövbeleri belki bazılarınızı okumak yorar bence okunmasında yarar var.
.Hz Muhammed s.a.v. tüm günahları afedilmiş olmasına rağmen kalbini korumak için 70 defa tövbe ettiği yazılı araştırın.
.oysa peygamberler ismet sıfatıyla Allah tarafından küfre şirke düşmeden korunurlar..Tövbeye müminleri alışsın diyedir efendimiz s.a.v in daima tövbe etmesi sanıyorum.
Hz Muahmmed s.a.v Allah ın habibim dediği hergün 70 kez en az tövbe ederse düşünün bizler kaç kez etmeliyiz.
.Bence hiç tövbe etmeden ömrünüde tamamlayanlar vardır..
Ya da başı derde düşünce silkinip ederler kurtulunca bırakırlar..
.Oysa edilenin tövbe zikir daima devamlı az özde olsa efdaldir .
Ve ibadeti daima etmeye de vesile olur hak yola gider .
Ömrümce her nefesime tövbe ettim realde kimle konuşsam ayrılırken helalleştimde..Sanalda helalleşme çok olmuyor nedense tuhaf ama..
ALLAH IN SELAM VE RAHMETİ ÜZERİNİZE OLSUN.SELAM VE DUA İLE..YEGANEM
Allah’im,sen Affedicisin,affetmeyi Seversin,bizleri De Affet
Allahım, azabından rızana, affına, senden yine sana sığınıyorum. Sen kendini yücelttiğin gibi ben seni yüceltemem.
Allahım, doğu ile batıyı birbirinden uzak tuttuğun gibi, beni de günahlardan uzak tut.
Allahım, sonunda küfür olmayan bir iman ve yakîn, dünya ve ahirette şerefini kazandıracak bir rahmet ihsan et.
Allahım, bize bizimle günahlarımız arasında engel meydana getiren bir korku, cennete ulaştıracak bir itaat, dünya musibetlerini kolaylaştıracak bir inanç ver.
Allahım, hayatımı her türlü hayrın artmasına, ölümümü her türlü kötülükten kurtuluşa vesile kıl.
Allahım, korkmayan kalpten, kabul edilmeyen duâdan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.
Allahım, bizleri hidayette olan ve hidayete ulaştıranlardan eyle.
Erzeli ömürden, cimrilikten, fakirlikten sana sığınırım.
Sana ibadet etmede
Sana şükür etmede
Seni zikr etmede bizlere yardımcı ol…
Allahım, sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri de affet…
AMIN…
TÖVBE NEDİR VE NASIL EDİLİR
Tevbe, istiğfar duâlarının manası, yaptığımız bütün günahlara pişmanlık duyduğumuzu ifade etmemiz, bundan sonraki hayatımızda bir daha böyle günah ve kusurları işlemeyeceğimize Rabbimize söz vermemizdir.
Günah ve kusurlarına pişmanlık duyup, üzüntü ve elem hisseden mü’min, önce şu istiğfar duâsını huşû ve hudû ile okur:
"Estağfirullah. Estağfirullah. Estağfirullahe’l-azîm el-kerîm, ellezî lâ ilâhe illâ hüve’l-hayyü’l-kayyûmü ve etûbü ileyhi, tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemlikü li-nefsihî mevten velâ hayâten velâ nüşûrâ. Ve es-elühü’t-tevbete ve’l-mağfirete ve’l-hidâyete lenâ, innehû, hüve’t-tevvâbü’r-rahîm."
"Yâ Settere’l uyûb, Yâ gaffare’z-zünûb! Bu ana gelinceye kadar benim elimden, dilimden, gözümden, kulağımdan, ayağımdan ve elimden bilerek veya bilmeyerek meydana gelen bütün günah ve hatalarıma tevbe ettim, pişman oldum. Küfür, şirk, isyan, günah ve kusur her ne türlü hâl vaki oldu ise, cümlesine nadim oldum, pişmanlık duydum. Bir daha yapmamaya azm ü cezm ü kast ettim. Sen bu tevbemi kabul eyle. Nefsime uyup, şeytana tabi olup da aynı günah ve kusurları bir daha tekrar etmeme imkan verme, yâ Rabbi. Bir daha iman ve ikrar ediyorum ki, Peygamberlerin evveli Âdem Aleyhisselâm, ahiri ise Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm, bu ikisi arasında sayılarını bilemeyeceğim kadar çok Peygamber gelmiş, İlâhi kitapları tebliğ etmişlerdir. Bunların cümlesine inandım, iman ettim, hepsi de haktır ve gerçektir. Bütün peygamberlere, onlara gönderilmiş olan İlâhi kitaplara ve içindeki emirlere şeksiz ve şüphesiz iman ettim, dilimle ikrar, kalbimle tasdik ediyorum ve yine iman ve ikrar ediyorum ki en son kitap Kur’ân-ı Azimüşşân ve en son Peygamber de Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm’dır."
"Amentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve Rusulihi ve’l-yevmi’l-âhiri ve bi’l-kaderi, hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve’l-bâsü bade’l-mevt. Hakkun, eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Resûllüllah’
Tövbe Nasıl Yapılır
Bir sürü günahım var ben affolunur muyum diyenlere tevbe kapısının ölüm anına kadar açık oldugunu işaret eden bu konuyu izahlarıyla anlatmak istedim.
Tevbe; dönmek, pişman olmak demektir. Yani, İslam dininin emir ve hükümleri dahilinde, haram ve yasak olan şeyleri terk edip, helâl ve mübah olan şeyleri yapmak demektir.
Kulun işlediği günahlardan dönerek tevbe etmesi ve Allah-u Zülcelâl tarafından af ve mağfiret edilmesi, dil ile kalbin birlikte pişmanlık duyarak tevbe etmesine bağlıdır. Sadece diliyle tevbe edip, kalbinde günahına devam etme yönünde bir meyil olursa bu tevbe yalancıların tövbesi olur ki; Allah-u Zülcelâl’in bu şekilde yapılan tevbeleri kabul etmesi mümkün değildir.
Tevbe; hem dil ile hem de kalp ile yapıldığı zaman ve bunun yanında daha önceden yapılmış günahlara düşmemeye azmedilmesi, tevbe eden kişinin tevbesinin kabul olunmasının en büyük alâmetlerindendir.
Çünkü Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur;
“Ey iman edenler! Hepiniz toptan Allah’a tevbe ediniz, umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Nur; 31) Diğer bir ayet-i kerimede de şöyle buyrulmuştur ; “O (Allah) kullarının tevbesini kabul eden, kötü hareketlerini bağışlayandır.” (Şûra; 25)
Allah-u Zülcelal, günahkar kulunun tövbesini kabul etmekten öte bundan memnun olur, sevinç duyar. Allah-u Zülcelal’in tevbe edenler için sevinmesi, çölde yiyeceğini ve bineğini kaybeden kimsenin onları bulmasından dolayı sevinmesinden daha fazladır.
Tevbe, bir sabun gibidir. Sahibini günahların kirlerinden temizlemek suretiyle tertemiz yapar. Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede: “ … Tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra doğru yola giden kimseyi bağışlarım” ( Taha; 82) buyurmuştur.
Bir kimse; Günahların çirkinliğini ve sonunun ateş olduğunu bilir, Allah-u Zülcelal’in azabına karşı kendi acizliğini hatırlarsa, günahlardan kendisini muhafaza etmeye gayret eder ve hemen tevbeye sarılır.
Hiç kimse nefsinin hilelerinden emin olup tevbeyi terk etmemelidir. Çünkü Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “Fakat, insan ileriye doğru daima kötülük yapmak ister.” (Kıyame; 5) buyurmuştur. Onun için insan daima kendisini kontrol altında tutmalı, daima tevbe üzerinde bulunmalıdır.
Peygamber Efendimiz (sav)’de bir hadis-i şeriflerinde; “Her kim, tevbe etmeye devam ederse, Allah da onun sıkıntısını neşeye çevirir, darlığına bir çıkış yolu bulur ve ummadığı bir yerden onu rızıklandırır.” (Buhari Tirmizi) buyurmuştur.
Tövbe üç çeşittir:
1 – Avamın tövbesi; Bunlar Allah-u Zülcelal’e karşı yapmış oldukları günahlardan dolayı tövbe ederler.
2 – Havasların tövbesi; Bunlar Allah-u Zülcelal’den bir an dahi gafil kalmalarından dolayı tövbe ederler.
3 – Havas’ül Havasların tövbesi; Bunlarda yapmış oldukları taat ve ibadetlerin Allah-u Zülcelal’in şanına layık olmadığı düşüncesi ile taat ve ibadetlerinden dolayı tövbe ederler.
Tevbe, bütün müminlere farzdır . İnsan tövbe ettikten sonra kendisini bütün hata ve günahlardan uzak tutmaya gayret etmelidir.
Bu nedenle Hz. Ali (ra) demiştir ki: “Tevbe etmek farzdır. Fakat tövbe etmeyi gerektiren şeyleri terk etmek ondan önce farzdır.”
tavsiye edilen tevbe şekli
Tevbe-i nasuh , insanın hem zâhirî, hem de bâtınî olarak tevbe etmesidir. Gizli ve aşikâr, sahibi üzerinde günahların iz ve tesirlerinden bir iz ve leke kalmamasıdır. Tevbe-i nasuh yapmak kime nasip olursa dünya ve ahirette bahtiyar olur.
Allah-u Zülcelâl tevbe-i nasuh hakkında şöyle buyurmuştur; ” Ey iman edenler! Tam doğru ve temiz (bir) kalple sahih bir tevbe ile (bir daha günaha dönmemek şartıyla) Allah’a tevbe edin. Böyle yaptığınız takdirde olur ki, Rabbiniz günahlarınızı örter. Sizi, altından ırmaklar akan cennetlerine kor…” (Tahrim; 8)
İşte bu öyle bir tevbedir ki, insanı günahına rağmen cennete sevkeder. Nasuh tevbesi ile tevbekâr olan kimsede ne açık, ne de gizli günahtan eser kalmaz. Samimi bir şekilde tevbe eden hep Hak ile meşgul olduğu için nasıl akşamladığına ve sabahladığına aldırış etmez.
Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede; “ … Tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra doğru yola giden kimseyi bağışlarım” buyurmuştur.
Tevbenin kabul olmasına ilişkin birçok alâmet vardır. Abdulkadir Geylani (K.S) şöyle buyurmuştur: “Tevbe edenin tevbesinin kabul olduğu şu dört alâmet ile belli olur:
1- Dilini boş ve lüzumsuz sözden; yalan, gıybet ve nemimeden (laf taşımaktan) korumasıyla.
2- Kalbinde herhangi bir kimse için kin, çekememezlik görülmemesiyle.
3- Kötü arkadaşlardan ve yaramaz kimselerden uzaklaşmasıyla.
4- Tevbe eden, Allah-u Zülcelal’e taat yapmaya gayret ederek, günahlarına pişmanlıkla istiğfar edip, ölüme daima hazır bulunup, onun için hazırlanmasıyla.
ölüm gelmedikçe tevbe kapısı açıktır. fakat ölüm esnasında işbitmiştir. hakikat kapıları açılıp gözler görmeye başladımı iş bitmiştir.
İbn Abbas şöyle anlatıyor: Ensar’dan bir zat müslüman olmuştu, sonra tekrar irtidat edip müşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine:
“Resulullah (S.A.V) ‘e sorun, benim için tevbe imkânı var mı?” diye haber saldı. Kavmi de Resulullah (S.A.V)’e gelerek: “Onun için tevbe etme şansı var mı?” diye sordular.
Bunun üzerine şu âyet indi: “İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehâdet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkâr eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin lânetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azâb hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnâdır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder.” (Âl-i İmrân; 86-89)
Hz. Peygamber (S.A.V) bu ayeti ona gönderdi. O da müslüman oldu.” (Nesai)
Unutmamamız lazımdır ki;
“Gerçekten Allah çokça tevbe edenleri ve güzelce temizlenenleri sever.” (Bakara 222) Onun için kendimizi tevbeden mahrum etmememiz lazımdır.
Allah-u Zülcelal hepimize hakiki bir şekilde samimi bir kalple tevbe etmeyi nasip etsin.
Gözyaşlarıyla gittiğimiz, ellerimizi actığımız
”RABBİM BİZLERİ AFFET”
DİYE YALVARDIĞIMIZ tövbelerimizi kabul etsin. Aynı hataları bir kez daha yapmamıza fırsat vermesin
Amin.
Tevbe Duasi
Tevbe Duasi
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh ya Tevvâb!
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh Ya Gaffar!
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh Ya Afuv!
Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemliku li-nefsihî mevten velâ hayâten
velâ nuşûrâ
Ya ErhamerRâhimîn Ya ErhamerRâhimîn Ya ErhamerRâhimîn
Şu yaşıma gelinceye kadar, şu âna gelinceye kadar bilerek-bilmeyerek
yaptığım, işlediğim tüm günahlardan ben pişmanım, tevbe ediyorum
Gözümle işlediğim günahlara estağfirullah
Dilimle-kulağımla işlediğim günahlara estağfirullah
Aklımla-hayalimle işlediğim günahlara estağfirullah
Elimle-ayağımla ve bütün âzalarımla işlediğim günahlara estağfirullah
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
Ya Rabbi! Ben pişmanımKeşke hiç yapmasaydım
Ya Rabbi sana söz veriyorum bir daha yapmayacağım
Ya Rabbi beni affet! Kendine kul kabul et
Emanetini kabzetmek zamanına kadar beni emanette emin kıl
ALLAHumme inneke Afuvvun Kerîmun tuhibbul afve fa’fu anni!
Ya Rabbi! Ben senden razı oldum
Ya Rabbi bana verdiklerinden, vermediklerinden, hiç vermeyeceklerinden
razı oldum
Ya Rabbi ben sana teslim oldum
Senin dediğin olacak Rabbim
Sen de benden razı olKabul eyle tevbemi
Razı değilsen, razı olacağın amelleri işlememi nasibeyle bana, mustaqîm
eyle
Ya Rabbi ben sana inandım, meleklerine, peygamberlerine, ahiret
gününe, kadere, hayr ve şerrin senden olduğuna, öldükten sonra
dirilmeye inandım, iman ettimDilimle ikrar, kalbimle tasdik ettim;
Âmentu billahi ve melaiketihi ve kutubihi ve rusulihi vel yevmil ahiri ve
bilkaderi hayrihi ve şerrihi minALLAHi teâlâ vel ba’su ba’del mevti hakkun
Eşhedu en lâ ilahe illALLAH ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
resuluhu
Ya Rab! Bu şehadetle hak üzere yaşamayı bana nasibeyle
Beni daim seninle meşğul eyle
Kalbimi yolunda sabitle
Göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa, beni nefsimle baş başa bırakma!
Ve; Eşhedu en lâ ilahe illALLAH ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
resuluhu diyerek sana kavuşmayı bana nasibeyle
Amin Amin bi Hurmeti Taha Ve YasinVelhamdulillahi Rabbilâlemîn el Fatiha Ma Salevat
ALLAHumme salli ala seyyidina muhammed ve ala ali seyyidina Muammed
”RABBİM BİZLERİ AFFET”
DİYE YALVARDIĞIMIZ tövbelerimizi kabul etsin. Aynı hataları bir kez daha yapmamıza fırsat vermesin
Amin.
Tevbe Duasi
Tevbe Duasi
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh ya Tevvâb!
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh Ya Gaffar!
Estağfirullah Estağfirullah Estağfirullahil Azim El Kerim ellezi lailahe illa
Huvel Hayyul gayyum ve etûbu ileyh Ya Afuv!
Tevbete abdin zâlimin li-nefsihî, lâ yemliku li-nefsihî mevten velâ hayâten
velâ nuşûrâ
Ya ErhamerRâhimîn Ya ErhamerRâhimîn Ya ErhamerRâhimîn
Şu yaşıma gelinceye kadar, şu âna gelinceye kadar bilerek-bilmeyerek
yaptığım, işlediğim tüm günahlardan ben pişmanım, tevbe ediyorum
Gözümle işlediğim günahlara estağfirullah
Dilimle-kulağımla işlediğim günahlara estağfirullah
Aklımla-hayalimle işlediğim günahlara estağfirullah
Elimle-ayağımla ve bütün âzalarımla işlediğim günahlara estağfirullah
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minezzalimîn
Ya Rabbi! Ben pişmanımKeşke hiç yapmasaydım
Ya Rabbi sana söz veriyorum bir daha yapmayacağım
Ya Rabbi beni affet! Kendine kul kabul et
Emanetini kabzetmek zamanına kadar beni emanette emin kıl
ALLAHumme inneke Afuvvun Kerîmun tuhibbul afve fa’fu anni!
Ya Rabbi! Ben senden razı oldum
Ya Rabbi bana verdiklerinden, vermediklerinden, hiç vermeyeceklerinden
razı oldum
Ya Rabbi ben sana teslim oldum
Senin dediğin olacak Rabbim
Sen de benden razı olKabul eyle tevbemi
Razı değilsen, razı olacağın amelleri işlememi nasibeyle bana, mustaqîm
eyle
Ya Rabbi ben sana inandım, meleklerine, peygamberlerine, ahiret
gününe, kadere, hayr ve şerrin senden olduğuna, öldükten sonra
dirilmeye inandım, iman ettimDilimle ikrar, kalbimle tasdik ettim;
Âmentu billahi ve melaiketihi ve kutubihi ve rusulihi vel yevmil ahiri ve
bilkaderi hayrihi ve şerrihi minALLAHi teâlâ vel ba’su ba’del mevti hakkun
Eşhedu en lâ ilahe illALLAH ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
resuluhu
Ya Rab! Bu şehadetle hak üzere yaşamayı bana nasibeyle
Beni daim seninle meşğul eyle
Kalbimi yolunda sabitle
Göz açıp kapayıncaya kadar bile olsa, beni nefsimle baş başa bırakma!
Ve; Eşhedu en lâ ilahe illALLAH ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve
resuluhu diyerek sana kavuşmayı bana nasibeyle
Amin Amin bi Hurmeti Taha Ve YasinVelhamdulillahi Rabbilâlemîn el Fatiha Ma Salevat
ALLAHumme salli ala seyyidina muhammed ve ala ali seyyidina Muammed
Tevbe İstiğfar Nasıl Yapılır
Tevbe istiğfar nasıl yapılır
Sual: Tevbe-istiğfar nedir, nasıl yapılır?
CEVAP
İstiğfar etmek, estağfirullah demektir. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.)
Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’a tevbe edin!)
(Allahü teâlâ, tevbe edenleri sever.)
(Allah’a tevbe-i nasuh yapınız!)
Nasuh kelimesine 23 mana verilmiştir. Bunlardan en meşhuru günahlara pişman olup, istiğfar etmek ve bir daha işlememeye karar vermektir. Nasuh tevbesinin ne olduğunu soran zata Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Tevbe-i nasuh, günahkârın işlediği günahtan pişman olması, Allah’tan mağfiret dilemesi, bir daha böyle bir günah işlememesi demektir.)
İstiğfarın fazileti çok fazladır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İstiğfar okuyunuz! İmdadınıza yetişirim.)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, günah işleyip pişman olanı, istiğfar etmeden önce affeder.)
(Küçük günahlarda ısrar edilirse küçük kalmaz. Büyük günahlara istiğfar edilirse büyük kalmaz.)
(İstiğfar eden, günde 70 defa aynı günahı işlese ısrar etmiş sayılmaz.)
(Günde 70 defa istiğfar edenin, 700 günahı affolur.)
(İstiğfara devam edeni, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Ummadığı yerden rızıklandırır.)
(Bir mümin günah işleyince, melek üç saat bekler, eğer o kimse istiğfar ederse, o günahı yazmaz.)
(Günahınız çok olup göklere kadar ulaşsa, pişman olunca, Allahü teâlâ, tevbenizi kabul eder.)
(Günahlar kalbi paslandırır, karartır. Kalblerin cilası ise istiğfardır.)
(Derdinizi ve devasını bildireyim. Derdiniz, günahlar, devası da istiğfardır.)
(Bir günahkâr, istiğfar eder, sonra bu günahı tekrar yapar, sonra istiğfar eder. Üçüncüde yine yapar, yine tevbe ve istiğfar ederse, dördüncü defa yapınca, büyük günah yazılır.)
(Günaha devam edip, dili ile istiğfar eden, Rabbi ile alay etmiş sayılır.)
(Herkes günah işler. Fakat günahkârların en iyisi tevbe edendir.)
(Günahına pişman olup abdest alıp, namaz kılanı ve günahı için istiğfar edeni, Allahü teâlâ affeder.)
(Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunana müjdeler olsun!)
Peygamber efendimiz, (“Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüverrahmanürrahim el-hayy-ül-kayyumüllezi la-yemutü ve etubü ileyh Rabbigfir li” istiğfarını 25 defa okuyanın, odasında, ailesinde, evinde ve şehrinde kaza, bela olmaz) buyurdu. Bunu ayrıca her sabah ve akşam da üç kere okumalıdır. Âlimlerin çoğu, talebelerine ve evlatlarına bunu okumalarını tavsiye etmişler, çok faydasını görmüşlerdir. Bu nimetlere kavuşabilmek için Ehl-i sünnet itikadında olmak ve dinimizin emir ve yasaklarına riayet etmek şarttır. İtikadı bozuk olanın, bid’at ehlinin okuması fayda vermez. (Mearicülhidaye)
Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü sabah namazından önce, aşağıdaki duayı okuyanın bütün günahlarının affedileceği hadis-i şerifle bildirildi. Dua şudur:
(Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh.)
Günaha pişmanlık
Tevbe istiğfardan önce yapılmalıdır! Tevbe çirkin şeyi bırakıp güzel olana dönmek demektir. İstiğfar, günahın çirkinliğini görüp, ondan yüz çevirdikten sonra, mağfiret talep etmektir. Hadis-i şerifte (Pişmanlık tevbedir) buyuruldu. (Hakim)
Yapılan günahları her hatırlayışta istiğfar etmelidir! Günahları hatırladıkça istiğfara devam edilirse, geçmiş günahlar affolur.
Tevbe edebilmek, Hak teâlânın büyük nimetlerinden biridir. Günah işleme korkusu ile tevbeyi asla geciktirmemelidir! Çünkü, hadis-i şerifte (Sonra yaparım diyenler helak oldu) buyuruldu. Yani tevbeyi ve diğer iyi işleri geciktirenler, bu günün işini yarına bırakanlar, aldandı, ziyan etti. (İ.Gazali)
Günah, kulun yanında küçük ve kıymetsiz görününce, Allahü teâlâ katında büyük olur. Kul küçük günahı büyük görünce, o günah Allahü teâlânın katında küçülür. Mümin, iman ve marifetiyle küçük günahları da büyük görür. Her günah işleyişte kalbi sızlar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, günahını dağ gibi görüp, üstüne düşeceğinden korkar. Münafık ise, burnunun üzerine konan ve hemen uçacak sinek gibi görür.)
Günah işlediğini bilmek
Şu halde, günah işlediğini bilmek büyük nimettir. O kişinin mümin olduğunu gösterir. Allahü teâlânın hakkı olan günahları için tevbe etmeli, pişmanlık ve üzüntü duymalı, günahı terk etmeli, kefaret olması için çok sevap işlemelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Günah işlediğin zaman, karşılığında onu mahvedecek sevap işle!)
Kul hakkının kefareti için, hak sahiplerine iyilik ve dua etmelidir! Hak sahibi ölmüş ise, o kimseyi rahmetle anmalı, çoluk çocuğuna ve vârislerine ihsanda bulunmalıdır! Günahları için istiğfara devam etmelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, istiğfara devam edeni, her sıkıntıdan kurtarır, her darlıkta bir genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır.)
Bir kimse günah işleyince, Allahü teâlânın bu günahı işlerken gördüğünü bilse, Allahü teâlâ, kulunun kendisini hatırlaması sebebiyle günahını affeder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İşlediği günahı, Allahü teâlânın bildiğine inanan, günahına tevbe etmese bile, Allahü teâlâ onu affeder.)
İşlediği günahı, Allahü teâlânın bildiğine inanan kimse, Allah’a inanıyor demektir. Allahü teâlâya inanan kimse de günah işleyince, günahını Allahü teâlâ gördüğü için utanır ve ister istemez pişmanlık duyar. Pişmanlık ise tevbedir. Tevbe eden kimseyi de Allahü teâlâ affeder. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ya Rabbi, iyilik edince müjdelenen, kötülük edince istiğfar edenlerden eyle.)
(Yatağa girince, 3 defa “Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa huv el-hayyel- kayyume ve etubü ileyh” diyenin günahları, deniz köpükleri kadar çok olsa da, affolur.)
(“Rabbim, seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Kötü işlerde bulundum. Senden başka günahımı affedecek yoktur. Beni affet!” diyenin karıncalar sayısınca günahı olsa, Allahü teâlâ affeder.)
(Ey kullarım, koruduklarım hariç, hepiniz günahkârsınız, benden mağfiret dileyeni bağışlarım. Mağfiret etmeye kadir olduğuma inananı affederim.)
(Günahtan korunmayanı Allahü teâlâ da korumaz.)
(Müminler için, her gün 25 defa, istiğfar okuyanın kalbinden kin, hile ve haset çıkar. İsmi evliyalar arasına yazılır. Ona bütün müslümanlar sayısınca, sevap verilir. Kıyamette bütün müminler, “Ya Rabbi, bu kulun bizim için istiğfar okudu. Sen de onu affet!” derler.)
Müminler için istiğfar:
(Allahümmağfir-li velivalideyye veli üstaziyye velil-müminine vel-müminat, vel-müslimine vel-müslimat, el-ahya-i minhüm vel-emvat, birahmetike ya erhamerrahimin.)
Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki :
(Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri dönmez.)
Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Hadis-i şerifte, buyuruldu ki:
(Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir.)
Günahı küçük görmek
Günahların bazısı, bazısına göre küçük görünse de, Allahü teâlânın emirlerini yapmamak olduğu için hepsi de büyüktür. Çünkü Allahü teâlânın gazabı günahlar içinde gizlidir. Hadis-i şerifte, (Küçük günaha devam edilirse, büyük olur) buyuruldu. Küçük görülen günah büyür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Günahların küçük görüneninden sakının! Bunlar toplanınca sahibini helak eder. Bu şuna benzer ki, bir kavim bir vadiye iner, çerçöp, odun ne bulurlarsa toplayıp getirirler. Böylece koca bir yığın olur. Bunu yakıp ateşinde ekmeklerini pişirirler. İşte küçük görünen günahlardan hesaba çekilen de helak olur.)
(Hep günah işleyenin kalbi mühürlenir, artık sevap işleyemez olur.)
(Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.)
Biri, 2-3 defa (Vay günahlarım) deyince, Resulullah efendimiz, (Allahümme mağfiretüke evseu min zünubi ve rahmetüke erca indi min ameli diye dua et) buyurup, o kişiye üç defa tekrarlattıktan sonra (Allah seni affetti) buyurdu. (Hakim)
Yukarıdaki duanın tercümesi şöyle:
(Allah’ım, benim günahlarıma göre senin rahmetin çok fazladır. Ben amelime güvenmiyor, senin rahmetini ümit ediyorum.)
Günahlarına tevbe eden, pişman olan kimsenin kul borçları, namaz, oruç gibi kazaları hariç, günahları affolur. Borçlarını ödemeli veya helalleşmelidir! Kazalarını da bir an önce bitirmelidir!
Hazret-i Bera’ya “Kendinizi elinizle, tehlikeye atmayın” âyeti düşmanla karşılaşıp şehid düşene kadar savaşan kimse hakkında mıdır?” diye sorulunca; Hazret-i Bera, (Hayır! Bir günah işleyip sonra da Allah onu bağışlamaz diyen hakkındadır) dedi. (Hakim)
Hasan-ı Basri hazretlerine birisi kıtlıktan şikayet etti. Başka birisi fakirlikten, diğer birisi de çocuğunun olmadığından şikayette bulundu. Hepsine de istiğfar etmesini tavsiye etti. Daha başka insanlar da çeşitli konularda sual ettiler. Onlara da istiğfar etmelerini tavsiye etti. Sebebini sorduklarında, Nuhsuresi 10,11 ve 12. âyet-i kerimesini okudu.
Eshab-ı kiramdan bir zat, çocuğu olmayan birisine istiğfara devam etmesini söyledi. O kimse günde yedi yüz defa istiğfar ederdi. Nihayet bu şahsın on çocuğu oldu.
Bütün günahları affolur
Sual: Hadis-i şeriflerde, bazı duaları okuyanın ve bazı ibadetleri yapanın bütün günahlarının affedileceği bildirilmiş. Bunlara büyük günahlar da, dahil midir?
CEVAP
Genelde, bütün günahlardan kasıt, küçük günahlardır. Büyük günahların affedilmesi için ayrıca tevbe etmek, kul hakkı varsa, hak sahipleri ile helalleşmek gerekir. Namaz, oruç gibi, farz ibadetler terk edilmiş ise, hem tevbe istiğfar etmek, hem de, bunları kaza etmek gerekir.
Kadir gecesini ihya edenin, Ramazan orucunu tutanın, haccı kabul olanın, günahları affedilirse de, namaz, oruç ve kul borçları ödenmiş olmaz. Bunları kaza ederek, borçtan kurtulması gerekir.
Günahı hatırlayınca
Sual: Büyük bir günah işledik. Sonra tevbe ettik. O günahı hatırlayınca, yine istiğfâr gerekir mi?
CEVAP
Her hatırlayışta istiğfar gerekir.
Tevbe için namaz
Sual: Tevbe etmek için illa 2 rekat namaz kılıp mı tevbe etmeliyiz?
CEVAP
Namaz kılma mecburiyeti yoktur. Namaz kılıp dua ederek Allahü teâlâya sığınmak iyi olur. Pişman olmak tevbedir.
Açıkça işlenen günah
Sual: Açıkça işlenen günahın tevbesi de açıkça yapılmazsa, bu tevbe sahih olmaz mı?
CEVAP
Sahih olur. Tevbenin sahih olması için, açıkça yapılma şartı yoktur; fakat açıkça yapılmazsa, o günahı işlediğini bilenler, o kimseye, günaha devam ediyor diye suizan edebilir. Bunun için, açıkça işlenen günahın tevbesini de mümkünse açıkça yapmalı, günahımızı bilenlere, artık o günahı bıraktığımızı duyurmalı. Duyurulmasa da, tevbe yine sahih olur.
Tövbe Etmek – Tövbe İstiğfar Hakkında
TÖVBE ETMEK – TÖVBE İSTİĞFAR HAKKINDA
İstiğfar etmek, (estağfirullah) demektir. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, ALLAHü teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.)
Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(ALLAH’a tevbe edin!)
(ALLAHü teâlâ, tevbe edenleri sever.)
(ALLAH’a tevbe-i nasuh yapınız!)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her namazdan sonra yetmiş istiğfar okuyanın, işlediği günahlar affolur ve Cennetteki köşklerini görmeden dünyadan gitmez.)
(Her namazdan sonra, üç kere, “Estağfirullah elazim ellezi la ilahe illa huv el hayyel-kayyume ve etubü ileyh” okuyanın, bütün günahları affolur.)
öyleyse buyrun tövbe edelim….
ESTAĞFİRULLAHE VE ETUBU İLEYH
SELAM VE DUA İLE OKUYANLARDAN RABBİMİZ RAZI OLSUN
Nigâr Bedirhan