- 1237 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
2 1 2 3 YILINDA EDEBİYAT DEFTERİNDE SEÇİM YORUMLARI
Yıl 2123
Gerçekçi mizaca sahip bir insanın günümüzden 109 yıl sonra 2123 de yani cumhuriyetimizin 200. Yılında ve o zaman ki edebiyat defterinde şair ve yazarların hangi konuları kaleme alacaklarını tahmin yoluyla fikir yürütülmesi ve hayal edilmesi doğrusu çok kolay değil.
Bilim kurgu niteliğindeki bu yazıda siyasetten, teknolojik gelişime, insan ilişkilerinden, aşka kadar nelerin değişe bileceğini bu günün dünyasında insanlığın sahip olduğu değerleri üzerinden hareketle denile bilir ki dünyamız ve insani yaşam şartları bambaşka bir boyut alacaktır.
Ancak yinede kişiden kişiye değişen bir ön görüyle elbette bu yazı itiraza ve tartışmaya açıktır çünkü yazının içeriği ütopik bir görüşün iddiasıdır.
Bilimin verilerine göre insanlık on milyon yıl yaşındadır. Ve bu süreç çeşitli evrelerle adlandırılmıştır. TAŞ DEVRİ, YONTMA DAŞ DEVRİ, CİLALI TAŞ DEVRİ ve ÇALMA DEVRİ. Çalma devri mi? Evet, çalma! Diğer devirler tüm insanlığın ortak evrimleşme süreciyken, çalma devri sadece dünya üzerinde var olan demokratik gelişimini tamamlayamamış bir ülkenin her dönemine ait özel bir devirdir.
İnsan düşünmeden edemiyor nasıl oluyor da insanlık on milyon yıl yaşında olurda bugünkü uygarlaşma seviyesine son yüzyılda gelir. Oda ne kadar gelebildiyse, işte bu nokta da binlerce yılık dini kaynaklar devreye giriyor. Kutsal kitaplardaki öğretiye göre insanlık zamanla çeşitli uygarlık seviyesine ulaşmışsa da haksızlıkların, hırsızlıkların, sapkınlıkların ve zulmün en üst düzeye geldiği dönemlerde insanlık helak edilmiş sil baştan yeniden yaşam kurmak zorunda kalmıştır.
Bu durumda insanlık kutsal kitaplardaki öğretilerden yola çıkarak barışı, dünya kardeşliğini ve adaleti korumak zorundadır. Yoksa yeniden helak olması kaçınılmaz olur.
Dünyamızın bugünkü teknolojik gelişim hızına bakılırsa doğrusu 109 yıl sonra dünyanın siyasi ve ekonomik açıdan geldiği düzeyi ve teknolojik açıdan geleceği seviyeyi tahmin edebilmek çok güç. Ancak şunları tahmin edebiliriz mesela akp halen iktidarda olacaktır. Şaka şaka o kadarda değil artık.
Ülkemizde ve dünyamızda her alanda köklü değişimin olacağı kesindir. Örneğin;
_ Ülkeler var olsa bile, temsilci düzeyinde olacak muhtemelen ülke seçimleri yerel seçim gibi yapılacak, tüm ülkelerde yaşayan insanlar dünya başkanını seçmek için o günkü teknoloji kapsamında oy kullanacak ve tüm ülkelerden katılan temsilciler düzeyindeki bir meclisle dünyayı yöneten bir BAŞKAN olacaktır.
_ Sınırlar kalkacak, ülkelerin gelişmişlik seviyeleri (insani standartlarda ) ortalama aynı düzeyde olacak, insanlar dünyanın istediği yerinden mülk edinecek yaşamını sürdürebilecektir.
_Ordular minimum seviyede küçülüp sembolik bir boyut alacaktır. Çünkü savaşın nesnel koşulları ortadan kalkacağı için ordulara gerek kalmayacak ve dolayısıyla silaha harcanan trilyonlarca dolar paralar insanlığın refahı için harcanacak.
_Uzayda, için de sosyal tesislerin olduğu yerleşim yerleri kurulacak ve yüz binlerce insan uzaya turist olarak seyahat edecek.
_Dünya üzerinde uçakla en uzun uçuş süresi 16 saatten 3 saatlik uçuş süresine inecek ( Boeing ve Airbus uçak üreticileri savaş uçaklarındaki teknolojiyi yolcu uçaklarına uyarlayıp 4800 ve 5200 km hızında ses hızıyla uçacak yolcu uçakların portatif çalışmalarını yapıyorlar ) muhtemelen 10-15 yıl içerisinde deneme uçuşlarını gerçekleştirecekler.
_İnsanlığın devrimi olarak kabul edilen insanın gen haritasının çıkartılması organ naklinden kanser tedavisine birçok günümüzün hastalıklarına çözüm bulunacak, bu konuda tıpta akıl almaz gelişmeler olacaktır. Bilim çevrelerinin iddiasına göre insan ömrü 125 yaşına kadar normal olarak uzatılabilecek.
Evet ,Bu liste böyle uzar gider.
Bilim ve teknolojinin gelişim hızı 1900 yılına kadar 0,1-0,2-0,3-0,4-0,5…. diye giden birin ölçüsünde gelişirken,1900-1923 yıları arasında 1,1- 1,2-1,3-1,4-1,5 ….diye giden birim ölçüsünde gelişmiştir.
1923-2000 yıları arasında 1-2-3-4-5….diye giden birim ölçüsünde çok önemli bir gelişim hızına ulaşmıştır.
Gelelim 2000 yılından günümüze yani 14 yılık süredeki hıza. 2014 yılındaki bilimin ve teknolojinin gelişim hızının birim ölçüsüne baktığımızda baş döndürücü bir hıza ulaştığını görürüz tablo şu
2000-2014 yılı arasında 2-4-6-8-10….diye giden ivmeyle müthiş bir gelişim hızına tanıklık ediyoruz.
Bilim adamlarının ideasına göre 2025 yılından yani 11 yıl sonra, iki binli yıların ilk çeyreğinden sonra dünyamızın bilim ve teknolojik gelişim hızı katlanarak artacaktır.
Buradan şu sonuca varabiliriz önümüzdeki 109 yıl dünyanın bin yılık bilim ve teknolojik gelişimine eş değerdir.
Ülkemizde ve dünyamızda 109 yıl boyunca, teknolojik gelişimin katlanacağı ve enteresan gelişmelerin olacağı kesin. Fakat bizler bu gelişmelerin ne kadarına tanıklık eder ve yaşantımızda uygulanışını görürüz onu zaman gösterecek.
Umarım 2123 yılında edebiyat defterinin şair ve yazarları bağnaz bir statükocu anlayıştan dert yanıp, ülkemizdeki seçim sonuçlarını değerlendirirken halen yolsuzluktan ve seçimde yapılan hilelerden bahsediyor olmazlar.
Çünkü öyle bir durumda, ülkemize ve insanımıza çok yazık olmuş demektir.
Serhat BİNGÖL 04.04.2014
YORUMLAR
İlginç bir çalışma.
Yer yer tebessüm fırtınalarına yakalandım.
Yer yer düşünce denizlerinin derinlerine daldım.
Gerçekten çok merak uyandırıcı bir durum.
Kendimi geçiyorum; yolun sonu zaten gözüküyor uzaktan diyorum.
Oğlum, şu anda 14 yaşında.
Ortalama 70 yıl yaşayacağını varsayarsak,
56 senesi var.
2070 ediyor.
Sonuç olarak, sizin koyduğunuz hedefe varamıyor.
Ancak,
30 yaşında evlense ve 31 yaşında bir evlat sahibi olursa,
ki o senin tarihi 2031 oluyor;
torunum da 70 sene yaşsa, sonuçta 2101 tarihine varıyoruz.
Yani bizim torun da göremiyor Cumhuriyetin 200 üncü yılını.
Torunum, 30 yaşında evlense ve bir çocuk sahibi olsa, sene 2062 ye denk geliyor.
Çocuğu da 70 sene yaşasa, 2032 senesine kadar dünyada misafir olabiliyor.
Bu hesaba göre,
torunumun çocuğu, sizin kaleme aldığınız bu yazının finalini görebilecektir.
Bilmiyorum o zaman diliminde, bizlerin mezarını ziyaret eden birileri olacak mı?
Zira ben babamın dedesinin mezarının nerede olduğunu bilmiyorum.
Çok şeyler düşündürdü yazınız.
Bir de Atılgan resmi güldürdü beni.
Güzel olmuş.
Serhat BİNGÖL
Benim kıymetli dostum
Biraz şaka biraz ciddi kaleme aldığım bu yazıda dünyanın baş döndüren gelişim hızında bizlerin halen nasıl gereksiz tartışmalar içerisinde olduğumuzu anlatmak istemiştim.
Ne kadar ömrümüz var bilinmez ancak şu gerçek ki yazıda bahsettiğim şeylerin birçoğu öyle 109 yılla da kalmayacak eğer varsa 15 20 yılık bir ömrümüz inanıyorum ki çok şeylere tanık olacağız.
Atılgan da komik olmuş hak ketten)))))
Saygı sevgi selamlarımla.