- 1784 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİLİ MURDAR ETMEYELİM
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tatlı dil, insana ne kadar güven ve huzur veriyor. Her gün görmek zorunda olduğunuz veya her gün beraber yaşamak zorunda kaldığınız insanların istemez misiniz tatlı dilli ve güler yüzlü olmasını. Bu kişi bir komşunuz, akrabanız, eşiniz, çocuklarınız veya iletişim araçların da her gün dinlemek görmek zorunda kaldığınız insanlarda olabilir. Tabi ki isteriz, çünkü herkes mutlu ve huzurlu olmayı ister. Birde bunun tam tersini düşünecek olursak. Kişinin her gün hakaretler ettiğini, küfürler savurduğunu, hiçbir şey söylemese dahi şöyle sokağınızdan geçen birinin dahi ters bir bakışı insanın moralinin bozulmasına yeter de artar bile.
İnsanın vücudunun yüzde altmışı sudur. Japon bilim adamları suyu incelediklerinde, suda birçok deneyler yapmışlar. Suya önce hakaretler etmişler su çok karışık ve anlaşılmaz şekillere bürünmüş. Daha sonra suya tatlı sözler söylemişler su olağan üstü güzellikte şekiller almış. Bunu da mikroskopta tespit etmişler. İnsanın da vücudunun yüzde altmışıda su olduğuna göre, dışarıdan duyduğumuz ve gördüğümüz şeylerde vücudumuzda ki suyun tepkisi beyine dışarıya vermesi gereken tepkiyi beyine iletiyor.
Diyeceğim o ki; bir insana ne kötü söz söylemek yakışır ne de o kötü sözü dinlemek. Söyleyen kişi bir an evvel bu söylemlerinden vazgeçmeli, dinleyende bir an evvel oradan uzaklaşmalı. Çünkü kötü söz söyleyeni de dinleyeni de halden hale koyar ve şeklini, şemailini, iç dünyasını bozar karartır. Belkide dinleyenden çok söyleyene zararı dokunur. Kötü sözü işiten kişi hak etse dahi o kötü sözün hak ettiğini bizler karar veremeyiz. Bir kişi suçlu olsa dahi o kişiye kötü sözü söylemek söyleyen için ayrı bir suç oluşturur. Bu da demek oluyor ki; bir insan kötü sözü söylemekle o insana alması gereken cezasını vermiş olmuyor. Sadece ve sadece içindeki kini, nefreti dökerek geçici bir rahatlığa kavuşuyor. Aklı başına geldikten sonra ise bu rahatlığın yerini düşmanlık kaplayabiliyor. Ya kötü söz söylenen kişi bu sözleri hak etmiyorsa o zaman ne olacak? İşte o zaman işler kötü. Dedikodu veya iftira yapmış oluyor. Yani hakka hukuka girmiş oluyor. Hak demek tabiî ki Allah demek. Bir söz yüce yaratana dokunduğu zaman işte o zaman iş kuldan çıkıyor Allah’a kalmış oluyor. Allah’a kalan bir işte üç ihtimal sonuç doğuyor. 1- Allah kötülüğü yapan kişiye ya hemen cezasını verir, başına bir bela getirir. 2- Allah kötülüğü yapan kişiye hemen cezasını vermeyebilir bekler zaman tanır, af dilerse tabiî ki de affeder. 3- Allah kötülük eden kişinin cezasını öldükten sonraki hayatına devir edebilir. Bu öyle sanıyorum ki hepsinden daha ağırdır.
Tatlı dili herkes sever. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler, cansız varlıklar ve tabi ki Allah çok sever. Tüm evrenin ve yaratanın tatlı dili sevdiğine göre, bizler kim oluyoruz da kötü konuşuyor insanların veya canlıların en önemlisi Allah’ın hoşlanmadığı şeyi yapıyoruz. Bu kişi kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, maddi durumu ne olursa olsun, gücü ne olursa olsun, kesinlikle kötü dille söyleme hakkını ona vermez. En büyük makam, en büyük güç, en büyük zenginlik Allah’ta olduğuna göre, “O” Eğer kötü konuşmayı ne olursa olsun istemiyor ve sevmiyorsa hiç kimsenin bunu yapmasına hakkı yoktur. “O size yalnızca kötülüğü çirkin-hayasızlığı ve Allah ’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylememenizi emreder. (Bakara Suresi 169)
Allah , zulme uğrayanlar dışında kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez.Allah işitendir bilendir. (Nisa Suresi 148)” İşte ne kadar ürkütücü ve ikaz edici ayetler.
"Mümin dil uzatıcı değildir, lânet okuyucu değildir, kötü iş yapan değildir, kötü söz söyleyen değildir." (Tirmizî, Kadir, 1978).
"Melekler kalktı, ben de onlarla beraber kalktım. Bu sövülen, sükût ettiği müddet, melekler buna sövene, sözü geri çeviriyorlardı. Ne zaman ki bu adam, sövenin sözünü geri çevirdi, melekler kalktı, gitti." (Ebû Dâvûd, Edeb, II, 572);
"Sövülen iki kimsenin söyledikleri sözün günâhı; sövülen hududu aşmadıkça, ilk söze başlayan üzerinedir."(Müslim Birr, 68);
"Müslümana sövmek fâsıklıktır." (Nesâî; Tahrimu’d-Dem, 27);
"Bir kısmınız bir kısmınıza dil uzatmasın. Muhakkak Allah, çirkin söz kaçıranı, kasden çirkin söz söylemeye yelteneni sevmez." (Edebü’l-Müfred, I, 344).Hz. Muhammed (sav) efendimizin kötü sözle alakalı söylediği birçok hadisleri var. Peki, biz hal böyleyken nasıl böyle bir iş yapıyoruz?
İnsan yani kötü sözler söyleyen kişi bir an evvel hem bu dünyasını hem de diğer dünyasını kurtarma adına bir an evvel kötü söz söylemlerinden vazgeçmeli, kendine de söylediği kişiye de kötülük etmeyi terk etmelidir. Allah bizleri Allah’ın, Peygamberin ve insanların hoşlanmayacağı şeyleri yapmaktan uzak etsin. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır sözü de insanlara ait ve güzel sözün insan yaşamında ne kadar önemli yeri olduğunu açıkça göstermektedir. Dil canlıdır, insan yaşadıkça dilde yaşar. İnsan dilini neye alıştırırsa, neyi diline öğretirse o dil yaşamını da öyle devam ettirir. Dil insanı nasıl yaşatırsa, insan da öyle ölür. Dil insanın canının bir parçasıdır onu mundar etmeyelim, diğer vücut azalarının dahi istemediği bir organ haline getirmeyelim lütfen…
Mustafa KURT–01.04.2014
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.