- 1785 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Değiştikçe kuşaklar farklılaşır uşaklar... da diyebiliriz.
sırtına giydin gocuğu
burnuna taktın boncuğu
asfalt çağının çocuğu
sen şoş nedir bilir misin?
Her nesil kendi döneminin beğenilen hatta yadırganan davranış ve görüntüsünü taşımıştır üstünde geçmişte. Saçım, giyiymim vb. dönemi anımsayanlar bilir! Bu nedenle *geçmiş bizim , şimdi onların*ı kabullenmemek, içinde az buçuk kıskançlık barındıran dürüstlükten uzak bir tavır sergilemedir. Kimseler darılmaya, alınmaya... Yeterki yukarıdaki nazım ile aşağıdaki nesri bütünleştire... Gençlerin giyim kuşamına eleştiri değildir bu dizeler. Kuşakların birbirine yabancılığına, birbirlerini anlamamalarına yönelik göndermedir tümüyle.
Konuşmaya başladığınızda kırkın altında olanlar imalı imalı bakarlar birbirlerinin yüzlerine. Gülümseyenleri görürüsünüz, “Ammada atıyor!” perdesinden...
Hani bu diyalog içine girenlerde kültürlü, tahsilli cahil ayrımı da yapmıyorum. Devşirme; her ağaçtan meyve… Bir huhukçu, öğretmenler ve doktor arkadaşla paylaştığımız anılar sonunda “atma Recep, din kardeşiyiz” yakıştırmasından söz üstüne gelen okul arkadaşım sayesinde kurtulmuş, beni hayalci bulanların özürlerini kabul etmiştim. Koşul ve olanakların süreç olduğunu hep tutmalıyız aklımızın bir kenarında, kızarmamak için dostlar.
Neyse, konuyu kavradınız sanırım. Zamane ve kuşak… Şimdi Kötek, Kozlu, Camuşlu hatta Paslı, Ortaköy çocukları okula, yetişkinleri alış verişe il ve ilçeye yaya giderdik dersem bu köylerden olup o dönemleri yaşamamış olanlardan bile altan alttan gülenler olacaktır. “Kars’tan Susuz’a, Susuzdan okul dönüşü Kars’a guruplar halinde yaya gider dönerdik” desem o dönemi yaşamamış olanlar, o guruplarda olmayanlar; “kapıyı pencereyi açın!” diyeceklerdir. Şu an bu paylaşımı sizlere gazetemizden aktarıyor olan Tacettin Durmuş ve Turgay Kaya Beyler birbirlerinin gözlerinin içine bakıp gülümsüyorlardır, “Abimiz hayal âleminde, resmen uçmuş” diyerekten. Haklılar! onlar nebilir şimdilerde vızır vızır arabaların geçtiği yollardan günlük olarak bir araba yageçer ya geçmezdi gerçeğini? Güvencem o dönemlerden günümüzde yaşıyor olanların var olması.
İşte fosil böyle bir şey değerli okuyucular…
Ve ben onlara göre hikâye anlatıyorumdur. Çünkü onlar için, olması olası olmayan şeylerdir, yaşanması olası olmayan şeylerdir benim anlattıklarım.
Bu nedenlerledirki yaşlıların kadir kıymeti bilinmelidir. Bu nedenlerle onlar canlı kütüphane, bu nedenlerle onlar yaşam ansiklopedisi, canlı tarih ve kültür hazineleridirler. Onlar çağlar arası bağdır, bu nedenle. Çok okuyanlar çok bilir ama çok yaşayanlar kadar kimseler, bilemez zamanı, süreci. Onlar çok okumasalarda çok bilenlerdir deneyim zenginliğinden.
Ben yirmi beş kuruşla karnımı doyururken “bizim zamanımızda bu paraya bir boyun öküz, üç tene de goyun alıyorduk” diyenlere güldüğümdür şimdi başımıza gelenler.
Şimdi biziz yarın sizlersiniz hikâyeci.
Yine de yutanları düşünerek az atın! Kopmasın hani!..
YORUMLAR
Merhaba,
Ünlü yazar Turgenyev'in "Babalar ve Oğullar" adlı eseri aklıma geldi ,bu yazıyı okurken.
Kuşaklar arasındaki çatışma işleniyordu. Aslında doğal olan budur zannımca.Gelen her
kuşak öncekini ,önceki de geleni didikleyip duracaktır . Bu, böylece sürüp gidecek.
Güzel konuyu işleyen kalem teşekkür ederim saygılar.